Yunan Ligi’nde yarış kızıştı: Terim’li Pana haftayı artıda kapattı
Teknik direktör Fatih Terim, dolandırıcılık davasına ilişkin ilk kez açıklama yaptı. Terim “Yılların Fatih Terim kompleksini dışa vurma fırsatı bulanlar, beni karıştırmaya çalışıyor. Tarihin en büyük hukuk savaşını başlatıyorum” dedi.
Seçil Erzan’ın yüksek kar vaadiyle Arda Turan, Emre Belözoğlu gibi futbolcuların da aralarında olduğu kişileri dolandırdığı iddiasıyla açılan davada kimin ne kadar para verdiği ve ne kadar alacağı olduğu konusunda kafa karışıklığı sürüyor. Fatih Terim 2 Haziran’da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ifadede “Dosyadaki fon ile uzaktan yakından alakam yok. Bu fon için kimse benden para istemedi” demiş, ancak 10Haber Seçil Erzan’ın Çorlu’daki evinde ele geçirilen bir alacak verecek tablosunda Fatih Terim’in fona verdiği 700 bin dolara 800 bin dolar da faiz getirisi aldığının yazılı olduğunu ortaya koymuştu. Seçil Erzan ifadesinde tabloyu kendi notlarından yola çıkarak bankanın hazırladığını söylemişti.
Ayrıca dava dosyasında Fatih Terim’in adının geçtiği bir başka ifadeyi daha 10Haber ortaya çıkarmıştı. Dolandırıldığını iddia eden futbolcular Selçuk İnan, Emre Çolak, Emrah Çolak ve Musa Mert Çetin paralel banka vurgunuyla ilgili Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ve Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Aydoğdu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu sonrasında Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu avukatları aracılığıyla yaptıkları savunmada Fatih Terim’in bu futbolcularla birlikte bankaya gelerek genel müdür Hakan Ateş’le görüştüğünü ve paraları bankanın ödemesini istediğini söylemişti.
Galatasaray eski teknik direktörü Fatih Terim, hakkında çıkan iddialara ilişkin ilk kez konuştu.
Milliyet‘e konuşan Terim, “Yılların Fatih Terim kompleksini dışa vurma fırsatı bulanlar, ilgimin olmadığı bir davaya beni karıştırmaya çalışıyor. Ne alacağım vardır ne de vereceğim. Benim adımı karıştıranların aleyhine, tarihin en büyük hukuk savaşını başlatıyorum. Hazır olsunlar” dedi.
İstanbul’da ünlü futbolcuların da aralarında bulunduğu kişileri dolandırdığı gerekçesiyle tutuklanan banka müdürü Seçil Erzan, soruşturmasında Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı Mali Suçlar Araştırma Kurumu MASAK’ın talebi üzerine memleketi Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde polis Seçil Erzan’a ait bir banka kasasını açtı. Kasada, 7 Reşat altın, 5 Ata altın, 2 Ata altın kolye, 1 yüzük ile adının yazılı olduğu kartvizitler bulundu. Kasa içeriğine el konuldu.
Erzan’ın mal varlığına yönelik yapılan çalışmada ise Çorlu’da 1 daire ve 1 iş yeri ile Çanakkale’nin Bozcaada ilçesinde bir bağ evi olduğu tespit edildi.
“Çok karlı gizli fon” adı altında kurduğu “ponzi” sistemiyle aralarında ünlü futbolcu ve iş insanlarının da bulunduğu 29 kişiyi dolandırdığı gerekçesiyle altı kişi ile birlikte tutuklu yargılanan bankacı Seçil Erzan’dan tehdit ve baskıyla para aldıkları öne sürülen aralarında eski futbolcu Semih Kaya, menejeri Fırat Özdemir ve teknik direktör Ayhan Akman’ın bulunduğu 11 kişiye “tefecilik”, Denizbank yönetim kurulu üyesi Hakan Ateş’in de aralarında bulunduğu beş kişiye de “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçundan soruşturma açıldığı ortaya çıktı.
Erzan, ifadesinde kendisinden fazladan para alan ve tefecilik yapıp para satan şahıslar olduğunu öne sürdü. Erzan’ın ifadesinin ilgili bölümü şöyle:
“Atilla Baltaş benden verdiği paraları katbekat faizle almıştır. Ben Baltaş’ın bana verdiği paranın çok üzerinde 1.000.000 USD parayı kendisine ödedim. Ayrıca Baltaş’tan kesinlikle ‘fon’ adı altında para almadım. Tam olarak Baltaş’tan faiziyle para satın aldım. Çünkü fon adı altında ikna ettiğim insanlara para ödemek zorundaydım. Fakat Baltaş bana verdiği parayı yüzde 50 faiziyle geri almıştır. Kesinlikle beni mağdur etmiştir. Ayrıca son günlerde bana zorla baskı kurarak evrak yazmamı istedi. Benden bankaya borçlu olduğuma ilişkin senetler aldı. Baltaş’a verdiğim belgelerin hiçbiri gerçeği yansıtmamaktadır. Şırnak Cizre’ye mart ayında beni kaçırmak için uçak bileti almıştı. Daha doğrusu bana zorla Şırnak Cizre’ye telefonla uçak bileti aldırmıştır. Ben o sırada müştekilerden para da toplamıştım. Baltaş o paralar ile beni yurt dışına kaçırmak istemişti. Bülent Çeviker’den 2.200.000 USD para aldım ancak bu zamana kadar herhangi bir ödeme yapmadım. Çeviker’den para aldığım esnada çok büyük tehdit altındaydım. Şöyle ki Semih Kaya, Fırat Özdemir bana sürekli ‘senin sonun iyi değil, neden kaçmıyorsun, rezil olursun, sen kötü kalplisin, Hakan Ateş’e çıkarız, seni işten attırırım, sen annenin yüzüne nasıl bakıyorsun, annen bu saatten sonra yaşamaz, seni Türkiye’de yaşatmazlar, benim çok tanıdığım var, MİT Başkanı’nı tanıyorum, Türkiye’de herkesi tanıyorum’ diyerek beni sürekli tehdit ettiler. Hatta Göktürk’teki evime Şubat ve Mart ayında Semih Kaya ve Fırat Özdemir sürekli farklı farklı zamanlarda gelerek ikametimde ‘sen burda yaşayamazsın, biz her şeyi yaparız, seni yaşatmayız’ şeklinde sözler söylediler. Özellikle Fırat Özdemir beni tehdit etti. Ama tabi Semih Kaya da her geldiğinde beni tehdit etmeye devam ediyordu.”
Erzan, Ayhan Akman, Süleyman Aslan ve Barış Tari’nin de kendisine faizle para satan isimler olduğunu şu cümlelerle dile getirdi. “Ayhan Akman verdiğinden fazlasını almıştır. Akman’a da fon vaadinde bulunmadım. Kendisinden faizle para satın aldım ancak kendisi çok daha fazla faizle verdiği parayı geri aldı. Kesinlikle Akman’a hiçbir borcum bulunmamaktadır. Aksine kendisinden yüklü miktarda alacağım vardı.”