Gece, yıldızlar ve oyun!
Dario Fo ve Franca Rame'nin oyunu ‘Yalnız Kadın’, Tuğrul Tülek’in yönetiminde ve Şenay Gürler’in yorumuyla sahnede. ‘Karşınızda Yalnız Kadın’ adıyla ve güncel bir dille sahnelenen oyun, kadınların mücadele ettiklerinin değişmediğinin eğlenceli ispatı
“Aldo, sana yemin ederim ki evdeyim… Özür dilerim ama sen hangi numarayı çevirdin? Eee telefonu ben açtığıma göre nerde olabilirim, kapıyı üstüme kilitliyorsun ya… Signora, görüyorsunuz şu kocamı… Alo… Hayır kimseyle konuşmuyorum. Evet, Signora dedim ama… Ben arada kendi kendimi ‘Signora’ diye çağırırım. Hayır, evde kimse yok… Evde kardeşin var ama burada değil, içerde. Evet, bebek uyuyor, evet mamasını verdim, evet çişini de yaptırdım, evet kardeşinin çişini de yaptırdım! Kim sinirli… Diyorum ki için rahat olsun evde herkes çişini yaptı!”
Bu haftanın oyunu, çağdaş tiyatro yazının gelmiş geçmiş -bence elbette- en eğlenceli, en sarkastik, derdini en kıvrak zihinle sunan kadın anlatısı, ‘Yalnız Kadın’. Ekibin yorumladığı haliyle, ‘Karşınızda Yalnız Kadın’. Çağdaş İtalyan halk tiyatrosunun benzersiz ikilisi, -her ikisi de birkaç sene önce ayrıldı hayattan- isimlerine, kocaman birer hınzır gülümseme eşliğinde saygı duruşu borçlu olduğumuz Dario Fo ile Franca Rame’nin kaleminden…
Yaşadıkları dönemlerin siyasi, toplumsal atmosferinin nabzını müthiş bir beceriyle tutan, oyunlarında dillerini korkak alıştırmadan her türlü hegemonik baskıya ve güce nanik yapan, yanı sıra çağdaş hikâye anlatıcılığına da özgün birer imza atan ikiliden… Çiftin yazdığı kadın oyunları serisindeki her bir oyun, geçen yıllar boyunca canlılığından zerre hücre kaybetmeden yaşamaya devam ediyor.
Sadece ismi geçtiğinde bile zihnimin bir köşesinden fırlayan replikleriyle ‘Yalnız Kadın’ bu serinin en muzip ve bir yandan da, kadınların erkek egemen sistemin içinde nasıl bir köşeye sıkıştırıldığını en açık biçimde önümüze seren oyunu. Hem gerçekten sadece okurken bile güldüren hem de aynı anda bir parça üzüp çok daha yüksek bir dozla öfkemizi de dirilten bir metin.
İtalya’dan, 1980’lerden kadınların öyküleridir ‘Kadın Oyunları’ serisine konu olanlar. Ama neticede ‘hepimiz aynıyız’dır ve elbette anlatılan hepimizin hikâyesidir…
‘Yalnız Kadın’ şimdilerde Tuğrul Tülek’in yönetiminde, Şenay Gürler’in yorumuyla T1 Yapım ve Gösteri Sanatları&PMR Production ortaklığında sahneleniyor. Bir saatlik, kısacık sürede; ev içlerine, hayatın daracık alanlarına sıkıştırılan kadınların ‘hep içinden konuştuklarının’ duyulmasına vesile olacak bir oyun olmuş ‘Karşınızda Yalnız Kadın’. Kocalarından sevgililerine, karşı camdakinden telefonun ucundakine türlü çeşit tacizciye ve evdeki akrabaya kadar farklı profillerden erkeklerin farklı şekillerdeki şiddetine maruz kalan bir kadın, karşımızdaki.
Dario Fo ile Franca Rame’nin yazdığı metin -insan 80’lerde yazıldığına inanamıyor- o kadar her çağa denk düşen bir mizaha sahip ki, satırına dokunmadan oynansa da seyirciyi kırıp geçirecek kıvamda. Ama bir o kadar da sert ve karanlık. Tuğrul Tülek oyunu imaj ve içerik olarak güncelleyerek çıkarıyor karşımıza. “Kocası tarafından hiçbir şeyi eksik edilmeyen” kadının evinde bu kez sadece radyo ve televizyon değil, dijital çalma listeleri ve YouTube kanalları da açık. Mutfağında ‘buzları yuvarlak yuvarlak yapan’ buzdolabının yanı başında Airfryer’ı da var örneğin. Ya da kocasına evde olduğunu (!) ispatlamak için onunla akıllı telefonundan görüntülü konuşuyor vs…
Seyirci salona alınırken; ‘Yalnız kadın’, bir eşya yığınının önünde, kulağında kulaklıkları, biraz agresif bir tavırla, kendinden geçmişçesine dans ediyor. Çarpık çurpuk halde, alt alta üst üste, birbirinin içine geçerek yerleştirilmiş dekor (Cihan Aşar), kadının kocası tarafından içine hapsedildiği evin ruhunu resmediyor sanki bizim için. Şenay Gürler sonlara doğru öfke seviyesi artıkça, o yığını da oyun mekânına katacak.
Orijinal metinde kadın, yeni karşı komşusuna anlatır kendini durmadan. Şenay Gürler tek bir kişiye değil, kalabalığa, seyirciye konuşuyor. Başından geçenleri, evliliğini, cinsel yaşamını, evde nasıl bir rutinle yaşadığını ve bu noktaya nasıl geldiğini seyirciyle iletişim kurarak anlatıyor. Seyirciyle sıcak bir ilişki kurmayı da anında başarıyor.
Metnin komedisi en çok Gürler’in yorumunu iyice vurgulayıp yükselttiği yerlerde çıkıyor. Oyun oturdukça bu yüksek anlar, es’lerle birlikte zenginleşerek iyice belirginleşecektir. Oyunun modunun bir parça daha keskin iniş çıkışlara ihtiyacı var zira. Öte yandan karakterin aşk macerasını dinlediğimiz anlardaki dramatik halleriyle çaresizce bir komedi aksının içinde koşturduğu anlar arasındaki kontrast son derece yerinde. Tuğrul Tülek de zaten dinamik ve enerjisi yüksek olan metne; müzik seçimleri, ışık tasarımı (Kemal Yiğitcan) ve hareket düzeniyle (Gizem Erdem) bir enerji ve güncel dil desteği eklemiş.
‘Karşınızda Yalnız Kadın’; kadın mücadelesi yoluna bırakılmış eğlenceli, zekice ve akılda kalıcı bir iz olan ‘Yalnız Kadın’ oyununu, bugüne güncel ve dinamik bir yorumla taşıyor.
Karşınızda Yalnız Kadın: T1 Yapım ve Gösteri Sanatları&PMR Production
Yazan: Dario Fo&Franca Rame
Yöneten: Tuğrul Tülek
Oyuncu: Şenay Gürler
Süre: 60 dk.
Ne zaman, nerede: 20 Aralık Çarşamba, 20.30’da Fişekhane’de.
Bilet fiyatları: 400 ve 500 TL.
BU HAFTA SAHNELERDE
Diyarbakır, Dicle, Bozovalı genç jigolo Baran’ın öyküsüyle tanışmaya var mısınız? Sıla Erkan’ın yazıp yönettiği, ismini özgün stand up performanslarıyla da duymuş olabileceğiniz Fırat Aksal’ın tek başına sahne aldığı oyun; mutluluğu arayan ve bunu herkes için dileyen hassas bir genci çıkarıyor karşımıza. Zorluklarla dolu bir hayatı, heyecan dolu ruhuyla anlatıyor Baran.
17 Aralık Pazar, 17.00’de Apartman Sahne’de.
30’larında, İstanbullu bir beyaz yakalı. Kerem. Kafasının içindeki karanlık, soğuk bir İstanbul akşamında şehrin karlı atmosferine karışacak. Çocukluğundan bugününe, başarı hırsı ve kırılgan halleri arasında zorlu bir yolculuk geçirecek… Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun İstanbul’a ve bu şehrin insanlarına hassas bir gözle bakan kaleminden, Kayhan Berkin’in yönetiminde ve deneyimli oyuncu Rıza Kocaoğlu’nun tek kişilik performansıyla…
17 Aralık Pazar, 17.00’de ve 19.00’da Zorlu PSM’de.
22 Kasım 2024 - Festival bitti şimdi sezon zamanı
17 Kasım 2024 - İstanbul Tiyatro Festivali günlüğü: Dünya başımıza çöküyor kurtaran yok mu!
14 Kasım 2024 - İstanbul Tiyatro Festivali günlüğü: Gölgelerin gücü adına, ‘Macbeth’ uykuya yatırdı
10 Kasım 2024 - İstanbul Tiyatro Festivali günlüğü: Haberler kötü olsa da haberciler iyi