Cesur imam açık açık sordu: Ey uzun adam Allah seni niye uzun yarattı?
Herkesin konuştuğu 'Dünyayı Ardında Bırak' bir kıyamet filmi mi yoksa ABD'nin kabus sayıklaması mı? 'Avustralya' filminden çıkan bir dizi 'Faraway Downs' ve BluTV'de yayınlanan 'Çekiç ve Gül: Behzat Ç. Hikayesi'... Kimse mutlu değil, herkes kaygılı.
Sam Esmail’in yönetmenliğini yaptığı ve kadrosunda Julia Roberts, Ethan Hawke, Kevin Bacon ve Mahershala Ali gibi starları barındıran ‘Dünyayı Ardında Bırak / Leave the World Behind’ isimli film Netflix’te gösterilmeye başlandı. Film kısa sürede Netflix listelerinde bir numaraya otursa da özellikle filmin sonu izleyicileri ikiye böldü. Finalden memnun olmayan Netflix izleyicilerinin sayısı bir hayli yüksek.
Film, Rumaan Alam’ın 2020 yılında yayımlanan aynı isimli romanının uyarlaması ve yönetmen Esmail’i de büyük ses getiren dizisi ‘Mr. Robot’tan hatırlıyoruz.
Amanda (Julia Roberts) ve Clay (Ethan Hawke) çocukları (Charlie Evans, Farrah Mackenzie) ile beraber kısa bir kaçamak yapmak için New York’un biraz dışında bir orman içerisinde bulunan lüks bir evi hafta sonu için kiralarlar. Sakin bir şekilde geçirmek istedikleri hafta sonu, kaldıkları evin sahibi (Mahershala Ali) ve kızının aniden geri dönmesi ile sekteye uğrar.
Beklenmedik anda gelen ev sahipleri, şehirdeki eşi benzeri görülmemiş bir elektrik kesintisi nedeniyle yazlık evlerine geri dönmüştür. İnternet, televizyon, radyo ve telefonların çalışmaması nedeniyle kimse ne olduğunu tam olarak bilmemektedir. Garip şekilde aniden ortaya çıkan ses patlamaları kırsaldaki hayvanların huzurunu kaçırır ve hayvanlar göç etmeye başlar. Bu sırada bir arada olan ailelerin de zihinsel ve fiziksel sağlıkları git gide kötüleşir. Kiracıların zengin ve beyaz, ev sahiplerinin zengin ve siyah oldukları bu evde, ırksal problemler de ortaya çıkacaktır.
‘Dünyayı Ardında Bırak’ esasen bir ‘dünyanın sonu’ hikayesi anlatıyormuş gibi görünse de bundan daha derin bir şey yapmaya soyunuyor. Bir yandan seyirciyi, bütün film boyunca tam olarak neden olduğunu anlayamadığımız bir büyük apokaliptik tehlike ile gererken bir yandan da bir beyaz bir siyah aile üzerinden ırkçılığı, kuşaklar arası çatışmayı, teknoloji bağımlılığının insanlık üzerindeki olumsuz etkilerini anlatıyor. Film, gerçek tehlike ile değil bu boyuttaki bir tehlikenin insanlar üzerinde yarattığı psikolojik etkilerle ilgileniyor Bu yüzden filmin ana konusu olması gereken apokaliptik tehdidin esasen ne olduğunu anlatmak zahmetine girmediği gibi kahramanların sonunu da tamamen seyircinin hayal gücüne bırakıyor.
Filmi izlemeye karar verirseniz eğer Hollywood tarzı aksiyon ve macera dolu bir ‘dünyanın sonu’ filmine değil, yavaş ilerleyen, iyi oyunculuklarla taçlandırılmış bir insan draması izlemeye hazır olun.
‘Signs’, ‘Knock at The Cabin’, ‘Melancholia’ gibi filmleri sevdiyseniz eğer ‘Dünyayı Ardında Bırak / Leave the World Behind’ı sevebilirsiniz
Baş rollerinde Nicole Kidman ve Hugh Jackman’ın oynadığı dizinin ilk bölümünü izlerken Kidman ve Jackman’ın nasıl olup da bu kadar gençleşmiş olduğuna şaşırabilirsiniz. Aslında ortada bir gençleşme yok; Faraway Downs’un yönetmeni Baz Luhrmann, 2008 yılında çektiği ‘Avustralya’ filminde kullanılmayan uzun kamera çekimlerini dizi olarak değerlendirmiş. Yani görüntüler 2008 yılında gösterime giren ‘Avustralya’ filmine ait.
İngiliz aristokrat Leydi Sarah Ashley’nin (Nicole Kidman) kocası Avustralya’da Faraway Downs isimli çok büyük bir sığır çiftliği işletmekte ve bir türlü karısının yanına geri dönmemektedir. Lady Ashley sonunda bu duruma bir dur demek için kalkıp Avustralya’ya gider. Ne yazık ki bu zorlu yolculuk trajik bir haberle sona erecektir, kadın çiftliği ulaştığında kocasının öldürülmüş olduğunu öğrenir. Kucağında dökülmekte olan koca bir çiftlik, susuz kurak topraklar, alkolik bir muhasebeci ve vahşi olduklarını düşündüğü için bir türlü ısınamadığı Avustralya yerlisi Aborjin çalışanlar bulan, o güne dek elini sıcak sudan soğuk suya sokmamış Lady Ashley iş başa düştüğü için kocasının başladığı işi bitirmek üzere kolları sıvamak zorunda kalır.
Lady Ashley’e bu yolculuğunda yakışıklı ama kaba sığır çobanı Drover (Hugh Jackman) ve bir grup Aborjin eşlik edecek, yerliler ve Drover, kadının hayatını değiştirecektir. Klasik Hollywood tarzı bir aşk ve dönüşüm hikayesi anlatan dizi gösterdiği muhteşem Avustralya manzaraları ile görsel olarak da seyirciyi tatmin ediyor. Klasik bir romantik-komedi-drama izlemeyi özlediyseniz eğer, ara sıra gülmek ara sıra da mendilleri çıkartmak için ‘Faraway Downs’ ideal bir dizi. Hele orijinal film olan ‘Avustralya’yı izlemediyseniz eğer Disney+’ta yayımlanan diziden daha fazla zevk alabilirsiniz.
‘Deadwood’, ‘Harlots’, ‘Upstairs Downstairs’ gibi dizileri sevdiyseniz eğer ‘Faraway Downs’u beğenebilirsiniz.
ÇEKİÇ VE GÜL: BEHZAT Ç. HİKAYESİ
Televizyonların efsane başkomiseri Behzat Ç., Emrah Serbes’in aynı adlı romanından uyarlanan ‘Çekiç ve Gül’ hikayesinin heyecanla beklenen ikinci sezonuyla BluTv’de yeniden seyircisiyle buluşuyor.
Dizide, Erdal Beşikçioğlu’nun yanı sıra İnanç Konukçu, Berkan Şal, Ege Aydan, Evliya Aykan, Burak Dakak, Ayça Eren, Derin Beşikçioğlu, Güven Kıraç, Sergen Deveci, Alper Kut ve Devrim Yakut gibi isimler yer alıyor. Yönetmen koltuğunda Devrim Yalçın’ın oturduğu ‘Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikayesi’ dizisinin senaryosu Ercan Uğur imzası taşıyor.
Çekiç ve Gül’ün ikinci sezonunun hikayesi şöyle: Düşmanlara ve üzerine kurulan oyunlara karşı daha dikkatli olan Behzat Ç.’nin aklında artık intikamdan başka bir şey yoktur. Ateş’i ele geçirmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olan Behzat, bunun için kendi kurallarını bile çiğnemeye hazırdır.