İsrail bu kez Humus’u bombaladı: Ölü ve yaralılar var
İsrail ve ABD 2018'den beri Hamas'ın 100 milyonlarca dolarlık varlığından haberdar olsa da söz konusu örgüt yerine İran'a yaptırım yapmayı tercih etti. İsrail istihbaratından kaynaklar "7 Ekim saldırılarının sebebi umursanmayan para akışı" diyor.
ABD gazetesi New York Times son bir ayda iki ilginç haberle karşımıza geldi. İlki 2 Aralık’ta yayınlanan “İsrail Hamas’ın saldırı planını bir yıl önceden biliyordu” haberi. Diğer haber ise cumartesi günü yayınlanan “İsrail Hamas’ın para kaynaklarını yıllardır biliyordu, kimse harekete geçmedi.”
Bu son habere göre İsrail istihbarat servisleri terör örgütü gördükleri Hamas’ın ekonomik faaliyetleri hakkında kapsamlı bilgi edinmiş ancak bu faaliyetleri durdurarak Hamas’a fon akışını önlemek için hiçbir şey yapmamış. NYT’nin hem İsrailli hem ABD’li yetkililere dayandırdığı haberde Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’in güneyine düzenlediği saldırıda zamanında durdurulmayan bu fon akışının kilit rol oynadığı belirtiliyor.
Üst düzey Hamas yetkilisinin bilgisayarında bulunan ve dünyanın dört bir yanındaki yüz milyonlarca dolar değerinde varlıkların listelendiği belgelere ayrıntılı yer verilen haberde madencilik, tavuk çiftliği ve yol inşaatı işleriyle uğraşan Hamas’a ait Sudan’daki şirketlere, Birleşik Arap Emirlikleri’nde gruba ait iki gökdelene ve Cezayir ile Türkiye’de emlâkla ilgili girişimlere işaret ediliyor.
Gazeteye göre hem İsrail hem de ABD, ellerine geçen belgelere rağmen, Hamas’ın İsrail’le çatışmaktan ziyade Gazze Şeridi’ni yönetmekle ilgilendiğini varsayarak İran’a yaptırım uygulamaya odaklandı. Mossad’ın eski savaş ekonomisi biriminin şefi Udi Levy NYT’ye “Herkes 7 Ekim’deki istihbarat hatalarından bahsediyor ama kimse para akışını durdurma konusundaki başarısızlıktan bahsetmiyor. Bu sürpriz saldırıya izin veren şey para, para” dedi.
Levy Hamas’ın para ağını yıllar boyunca takip eden Task Force Harpoon (Mızrak Görev Gücü) adındaki ekibin parçasıydı. Ekip 2015 yılında Hamas’ın “gizli yatırım portföyü” denen portföyü buldu. Fonların ederi 500 milyon doları buluyordu. Levy aynı sene Başbakan Binyamin Netanyahu’ya Hamas’ın mali durumu hakkında bizzat bilgi verdiğini ancak Netanyahu’nun bunu pek önemsemediğini söylüyor.
Kısa bir süre sonra ise dönemin Mossad şefi Yossi Cohen, teşkilatın yeniden yapılandırılması kapsamında Task Force Harpoon ekibini dağıtmış. İstihbarat ajanları para akışını takip etmeye devam etmiş ancak bunu yaparken Task Force Harpoon zamanındaki gibi destek almamışlar.
İsrail 2018 yılında Mahmud Gazal adındaki bir muhasebecinin oluşturduğu ve Hamas’ın mali yapısının şimdiye kadarki en detaylı ve net resmini çizen defterlere erişmeyi başarmış. Gazal o zamanlar Suudi Arabistan’daydı ve belgelerde işaret edilen 18 şirketle bağlantısı ortaya çıktıktan sonra Suudi yönetimi tarafından tutuklandı. İsrailli araştırma ekibi bu keşiflerini yaptırım uygular umuduyla ABD’li meslektaşlarıyla paylaşmış. Ancak o sıralar İsrailli üst düzey yetkililer ABD’den İran’a yaptırım uygulamasını istediği için hiç kimse işin peşine düşmemiş.
Aynı yıl Netanyahu Hamas’ı sakinleştirip onu savaştan vazgeçireceğini düşünerek Katar’ın Gazze Şeridi’ne milyarlarca dolar aktarmasına izin vermiş. Haberde ayrıca Netanyahu’nun Gazze ve Batı Şeria’yı bölünmüş halde tuttuğu ve Filistin Yönetimi ile diplomatik müzakereler yürütmesi konusunda üzerindeki baskıyı azalttığı için Hamas’ın güçlenmesini faydalı bulduğu da belirtiliyor.
Aradan yıllar geçti ABD Hazine Bakanlığı ancak Mayıs 2022’de Hamas’ın geniş finans ağına yaptırım açıkladı. Terör finansmanı ve mali suçlardan sorumlu Hazine Bakan Yardımcısı Elizabeth Rosenberg, o zamanki açıklamasında “Hamas zorlu yaşam şartlarıyla karşı karşıya olan Gazze’yi istikrarsızlaştırırken, gizli yatırım portföyü aracılığıyla büyük miktarlarda gelir elde etti” dedi.
Hamas’ın yatırım portföyü pek çok ülkeyi kapsasa da NYT, Türkiye’nin “kilit konumda” olduğunu belirtiyor. Nedeni de şöyle anlatılıyor: “Suudiler tutuklama hamlesiyle Hamas’ın ülkede hoş karşılanmadığını açıkça gösterdi. Sudan’ın otokrat lideri Ömer El Beşir’in devrilmesiyle finansörler gelirlerinin çoğunu kaybetti. Ancak Recep Tayyip Erdoğan’ın yönettiği Türkiye ne Hamas’ı kriminalize etti ne de Hamas’ın Türkiye’deki faaliyetlerini kısıtladı.”
Haberde Türkiye’de faaliyet gösteren ABD’deki Ohio Üniversitesinden mezun Al Shawa, Ürdünlü iş insanı Ahmed Odeh, Suudi Arabistan’da eğitim görmüş Ürdünlü bir diğer iş insanı Hisham Qafisheh’in ismi geçiyor.
Odeh 2017 yılına kadar Hamas’ın uluslararası yatırım portföyünü yönetmiş ve görevden ayrıldıktan sonra bile bu işle ilgilenmeye devam etmiş. Odeh’in yerine 2019’da Hamas’ın kısmi yasama organı Şura Konseyi’ne Usame Ali atanmış. Ali’nin yardımcılığını ise Qafisheh yapıyor ve Hamas’ın yatırım portföyüyle bağlantılı çeşitli şirketler adına fon transferi yapılmasında rol oynuyormuş. Odeh ve Qafisheh Mayıs 2022’deki yaptırıma tabi tutulurken Al Shawa da Ekim 2023’te yaptırıma uğramış.