3 ayda 10 halka arzdan 9,9 milyar lira toplandı
'Sermaye piyasalarını manipüle etmeye çalışan tamahkarlara meydanı boş bırakamayız' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, SPK ve BİST yönetimine seslendi. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek de 'Borsa bir oyun alanı değildir' uyarısını yaptı.
Borsa İstanbul’un kuruluşunun 150. yılı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de katıldığı bir törenle kutlandı. Borsa İstanbul BIST 500 endeksinin de devreye alındığı törende Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bir konuşma gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Sermaye piyasalarını manipüle etmeye çalışan tamahkarlara meydanı boş bırakamayız” dedi.
Erdoğan, borsanın ilk dönemlerinde “Galata’da Türkler kaybeder, Levantenler kazanır” algısının toplumda genel kabul gören bir kanaat olarak yerleştiğini anlattı. Borsanın ilk dönemlerine ait bu algının, daha sonra yaşanan farklı olaylarla maalesef daha da perçinlendiğini belirten Erdoğan, “Her ne kadar borsamız bize Osmanlı’dan miras kalan bir kurum olsa da uzun yıllar asli görevini yerine getirememiştir. Borsamız, yıllarca yabancıların, yerli yatırımcıları ve ülke kaynaklarını çeşitli manipülasyonlarla sömürdüğü bir platforma dönüştürüldü. Borsada yatırım yapmak yerine, insanımızın günlük lisanına da sirayet eden ‘borsada oynama’ ifadesi, aslında bu durumun bir yansımasıydı” diye konuştu.
Siyaset kurumunun da 3-5 oy daha fazla kazanmak uğruna borsayı hedef alarak bu algının kökleşmesine yardım ettiğini vurgulayan Erdoğan, “Son olarak bunu 14-28 Mayıs seçimleri arifesinde bir kez daha gördük. Bizzat muhalefetin cumhurbaşkanı adayı tarafından Borsa İstanbul’u yıpratmayı amaçlayan bütüncül bir kampanya yürütüldü” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Battık, bittik senaryolarıyla yatırımcı korkutuldu. Dövize, altına ve üretime doğrudan katkısı olmayan diğer araçlara yönlendirilmek istendi. Bu furyaya mandacı, müstemlekeci kimi ekonomistler de alkış tuttu” değerlendirmesinde bulundu.
Başta Kıta Avrupa’sı olmak üzere gelişmiş, kalkınmış ülkelerde çok farklı bir tablonun söz konusu olduğunu aktaran Erdoğan, buralarda ne siyasetçilerin ülkenin sermaye piyasasını kötüleyerek seçim kazanma hayali kurduğunu ne de sistemin böyle bir manipülasyona izin verdiğini vurguladı. Erdoğan, gelişmiş ekonomilerde, sermaye piyasalarının derinleşmesiyle reel sektör finanse edilirken, gelişmiş sermaye piyasaları sayesinde de tasarruf oranlarının artmasının sağlandığını dile getirdi.
Kendilerinin de bu doğrultuda daha kararlı bir duruş sergilemeleri gerektiğini kaydeden Erdoğan, “İster siyasetçi, ister ekonomist, isterse simsar olsun, sermaye piyasalarını manipüle etmeye çalışan tamahkarlara meydanı boş bırakamayız” görüşünü paylaştı.
Gerek Sermaye Piyasası Kurulu’nda gerekse Borsa İstanbul’da bu konuda daha fazla hassasiyet ve çaba gösterilmesini beklediklerini ifade eden Erdoğan, “Devletimizin tüm imkanlarının, ilgili tüm kurullarının, bu süreçte sizlerin emrinde olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarları döneminde finansal serbestiyet, serbest kambiyo rejimi ve küresel ekonomiyle entegrasyonun temel prensipleri olduğunu belirtti.
Göreve geldikleri 2002 yılından bu yana attıkları adımlarla borsayı “gazino kapitalizmi”nin cenderesinden kurtarmayı başardıklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Sermaye piyasalarımızı rantiyenin tasallutundan çıkartarak ülkemizin, milletimizin ve reel sektörümüzün hizmetinde olmasını temin ettik. Yatırım, üretim, istihdam, planlama ve ihracata dayalı ekonomik atılımları sürdürürken, ekonomi ve finans sistemimizde birçok düzenleme yaptık. Son 21 yılda hayata geçirdiğimiz yenilikler ve düzenlemeler sayesinde sermaye piyasamız ve borsamız köklü bir dönüşüm geçirdi.”
Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’nin de hizmete girmesiyle Türkiye’nin finans alanındaki merkezi konumunun daha da güçlendiğine, Türk ekonomisinin yüksek büyüme potansiyelinin yerli yatırımcıların yanı sıra uluslararası yatırımcıların da ilgisini çektiğine işaret etti. Son yıllarda Türk borsasına yönelik teveccühün hem içeride hem de dışarıda giderek arttığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Küresel ekonomide daralma yaşanırken, yabancı sermaye alkışları veya akışları her yerden gerilerken Türkiye, borsa üzerinden yabancı sermaye çekmeyi yani ekonomik büyümesine finansman temin etmeyi sürdürüyor. Tüm dünyada risk iştahının düştüğü, sermayenin korunaklı alanlara doğru çekildiği bir dönemde uyguladığımız mali programın bir sonucu olarak Türkiye uluslararası sermaye açısından çekim merkezi vasfını koyuyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 21 yılda 255 milyar dolardan fazla uluslararası yatırım çekmiş bir ülke olarak önlerindeki dönemde sermaye piyasalarının daha da derinleştirilmesine ve tabana yayılmasına ağırlık vereceklerini ifade etti.
Bilhassa katılım finans ve İslami yatırım araçları konusunda çok ciddi bir potansiyelin olduğunun anlaşıldığını dile getiren Erdoğan, “Vatandaşımızın gönül huzuruyla birikimlerini değerlendireceği ve reel ekonominin istifadesine sunacağı bir iklimi tesis etmekte kararlıyız. Enflasyondaki artışın kontrol altına alınmasıyla birlikte ülkemize yönelik kaynak akışının daha da hızlanacağına inanıyoruz” dedi.
Erdoğan, risk primindeki gerileme ve kredi notundaki iyileşmelerin etkisinin, başta borsa olmak üzere, sermaye piyasalarında da hissedileceğini belirterek, şöyle devam etti:
“Enflasyondaki dengelenmeye bağlı olarak borsamızın derinliği artacak ve yatırımcılarımız finansman kaynaklarına daha rahat erişebilecektir. Yeni, özgün ve çığır açan projelerle Borsa İstanbul’un ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonumuza omuz verdiğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Borsamız, şirketlerimizin kurumsallaşmasında önemli bir itici güç olurken, dijital ve yeşil dönüşüme de önemli katkı sağlıyor. Borsamız, katılım finanstan kıymetli madenlere, geniş bir alanda piyasanın ihtiyaçlarına göre kendini yeniliyor. Altyapısını sürekli modernize ediyor. Borsamızın yerli ve milli imkanlarla geliştirdiği BISTECH 3.0 sisteminin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.”
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek de “Borsa bir oyun alanı değildir. O yüzden SPK’nın yaptığı çalışmalar önümüzdeki dönemde etkili hale gelecek” dedi. Şimşek şu mesajları verdi:
“Son 21 yılda Türkiye ekonomisi gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) olarak 238 milyar dolardan bu sene sonu itibarıyla muhtemelen 1,1 trilyon dolar civarına ulaşmış olacak, yeni rekorlar kırılmış olacak. Borsamızda aynı dönemde, piyasa değeri olarak 10,5 kat büyüdü. Borsanın ekonomide çok değerli bir işlevi var. Bu işlev ideal olarak, küçük birikimlerin menkul değerlere dönüşerek yatırımlara yönlendirilmesidir. Yani firmalarımızın, yatırım, büyüme, işletme finansmanı ihtiyaçlarını daha sağlıklı, kalıcı, uzun vadeli, sermaye piyasaları enstrümanları üzerinden edinmeleri çok kritik. Önümüzdeki dönemde, eylül ayında açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerini gerçekleştirerek, firmalarımızın dezenflasyon sonrasında uzun vadeli sermaye benzeri kaynaklara çok daha güçlü erişimini sağlamış olacağız. Önümüzdeki dönemde OVP’nin uygulanmasıyla, ekonomimizde öngörülebilirlik çok daha fazla artacak. Sürdürülebilir yüksek büyümenin temelleri çok daha sağlıklı şekilde atılmış olacak. Makro finansal istikrar pekişiyor, son aylarda hemen her alanda açıklanan programa bir güven var, TL varlıklara ciddi talep var. Bütün bunlar firmalar ve vatandaşlarımız açısından çok değerli kazanımlara vesile olacak.”
Şimşek, OVP’nin önemli hedeflerinden birinin sermaye piyasalarını derinleştirmek olduğunu belirterek, finansal okuryazarlığın önemini vurguladı. 8,6 milyon kişinin borsada yatırım yaptığına dikkati çeken Şimşek, şunları kaydetti:
“Bu nedenle tüm vatandaşlarımızın finansal okuryazarlık noktasında desteğe ihtiyacı var. SPK’nın bu alanda bir çalışması var, onu da yakında açıklayacağız. SPK 2010’dan bu yana yaklaşık 15 bin üniversite öğrencimize bu eğitimi verdi ama yetmez tüm vatandaşlarımıza finansal okuryazarlık dersini vermemiz gerekiyor. Borsamız sermaye piyasalarının çok değerli bir platformu. Bunun sağlıklı işlemesi bizim için çok değerli. Bu konuda hassasiyetle üzerimize düşeni yapıyoruz çünkü Borsa’nın sağlıklı işlemesi, firmalarımızın sağlıklı finansmana erişiminin en önemli itici gücü olacak. Borsa bir oyun alanı değildir, o nedenle SPK’nin yaptığı çalışmalar önümüzdeki dönemde çok daha etkili olacak.”
Bakan Şimşek, birikimlerin yatırım, istihdam, üretim ve ihracata yönlenmesi için fiyat istikrarının güçlü şekilde sağlanması gerektiğini belirterek, “Bu yönde de ciddi bir ilerleme var. Son aylarda aylık enflasyonda bir ivme kaybı söz konusu, inanıyorum ki 2024’te bu kayıp daha da ivme kazanacak. Böylece sermaye piyasalarımızın önü de çok daha güçlü şekilde açılmış olacak. 2002’den bu yana gelişmekte olan ülkelere ve dünyaya göre Türkiye ekonomisi çok daha hızlı büyümüştür. 2002 yılını 100 alsak ve reel olarak büyümemizi bugüne taşısak Türkiye 100’den 288’e çıkmış” dedi.