CHP Atalay çağrısı için tarih verdi, Soylu’ya ‘Meclis soruşturması istemesini’ teklif etti
Ankara’da ‘Kaplanlar’ olarak bilinen suç örgütünü yönettiği iddiasıyla tutuklanan ve önceki gün hakkında ‘örgüt kurmak, kasten öldürme ve eziyet’ gibi suçlardan dava açılan Ayhan Bora Kaplan ile ilgili dikkat çekici bir ifade ortaya çıktı.
Ankara’da Yusuf Aydın isimli bir esnaf yaptığı ticaret karşılığında aldığı 14.2 milyon liralık çeki kırdırmak için Ayhan Bora Kaplan ve adamlarının devreye girdiğini öne sürdü. Ve daha vahimini de iddia etti: ‘Eski Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz ve yardımcısı Alp Arslan’ın baskısıyla Ankara’yı terk etmek zorunda kaldım.’
T24’ten Asuman Aranca’nın haberine göre Yusuf Aydın “Bir polis ‘Emniyet Müdürümüz Servet Yılmaz’ın talimatı ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talebidir. Ankara’yı terk edeceksiniz’ dedi. Polisler evime kadar gelerek Ankara’yı terk etmeme eşlik etti” dedi.
Kaplan’dan şikayetçi olduktan sonra arabası kurşunlanan iş insanı Aziz Savaş’ın da ortağı olduğunu kaydeden Aydın, emniyet müdür ayrımcısı Alp Aslan’ın bir telefon konuşması sırasında “Bak git Aziz’e beni sor, o da onu nasıl si… sana anlatsın, çekleri yedi-sekiz günde getirmezsen sen de başına gelecekleri anlarsın. Eğer anlamazsan bir dosya hazırlarım, o zaman görürsün’ dediğini” iddia etti.
Toplam 32 milyon lira zarara uğradığını belirten Aydın 15 kişiden şikayetçi oldu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ‘organize suç örgütü lideri olduğu’ suçlamasıyla tutuklanan Ayhan Bora Kaplan ile ilgili soruşturmayı tamamlayarak 61 kişi hakkında ‘silahlı suç örgütü kurmak ve yönetmek, kasten öldürme, yaralama, eziyet, şantaj, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, yağma, suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme’ gibi suçlardan iddianame düzenledi.
İddianame mahkemece değerlendirirken geçen çarşamba günü Yusuf Aydın isimli esnafın Ankara Emniyetine gidip Kaplan ve irtibatlı olduğunu öne sürdüğü emniyet müdürlerinden şikayetçi olduğu anlaşıldı.
Aydın ifadesinde Ümit Günay Akıncı isimli kişiden aralarındaki ticaretten dolayı vadeli çek aldığını, şubat ayında şirket çeki yazılması üzerine hastanede tedavi gören Akıncı’nın eşinin arayarak ‘çekleri yazdırmamasını, borçları ödeyeceğini’ söylediğini anlattı:
“Akıncı ile uzun yıllardır ticaret yapmamız nedeniyle ben 14 milyon 200 binlik çekimi yazdırmadım. Akıncı hastaneden çıktıktan sonra araçları aynı model ile iade edecekti ama gerçekleşmedi. Bir süre sonra beni Emre Akbaba isimli bir şahıs aradı ve ‘Günay Akıncı benimle sözleşme imzaladı, çekin görüntülerini bize atın, sizi ödeme için çağıracağız’ dedi. Bir hafta sonra beni İncek’te bir kahvaltı mekanına çağırdı. Burada ‘Sen tefecisin’ gibi söylemlerde bulundu. Elimdeki evrakları göstererek vadeli ticaret yaptığımı, hatta Akıncı’nın çeklerinin günü geçmesine karşın yazdırmadığımı, icraya koymadığımı söyledim. Bunun üzerine Akbaba ‘Avukatımı arayacağım, sen de bu görüşmeden sonra çekleri bedelsiz olarak teslim edeceksin’ dedi.
Daha sonra Akbaba N.K isimli avukatı aradı ve hoparlörü açarak konuştu. ‘Günay’dan alacaklı bir şahıs geldi, ne yapmamız lazım?’ dedi. Avukat N.K da “İl Emniyet Müdür Yardımcısı Alp Aslan’ı kastederek ‘Ben bir Alp’i arayayım dedi ve konferansa bağladı. ‘Bir tefeci daha geldi, ne yapalım müdürüm?’ dedi. Alp Aslan da ‘Bu Yusuf Aydın denen adam Aziz Savaş’ın iş ortağı değil mi?’ diye sordu, Akbaba da ‘ortağı’ diye cevap verdi. Alp Aslan bana hitaben ‘Bak git Aziz’e beni sor, o da onu nasıl si… sana anlatsın, sonra sen de çekleri yedi-sekiz günde getirmezsen başına gelecekleri anlarsın. Eğer anlamazsan bir dosya hazırlarım o zaman görürsün’ dedi. Daha sonra Akbaba “Lafı uzatmayacağım, konuştuğun adam İl Emniyet Müdür Yardımcısı, sen Emniyet’e girmeden bizim haberimiz olur, şikayet etmek istersen gidebilirsin. Akıncı’ya ait şirketler artık Ayhan Bora Kaplan’ın, biz daha önce de bu işi yaptık, senin şikayet etmen bir şeyi değiştirmez’ dedi. Hatta şu an bir tefecilik dosyası hazırladıklarını, çeklerini iade eden iki kişinin isminin bu dosyaya yazılmadığını, iade etmem durumunda benim ismimin de yazılmayacağını söyledi. Çekleri vermeyeceğimi söyleyerek yanlarından ayrıldım. Daha sonra ortağım Aziz Savaş’ı aradım. Bana ‘Yusuf bu insanlara bulaşma, suçunun olup olmaması önemli değil’ dedi, Servet Yılmaz ve Alp Aslan’ın kendisine zulmettiklerini söyledi.
2023 yılı Ramazan ayı içinde Çukurambar’da arkadaşlarımla bir restorana girerken polis memurları içeri girmemizi engelledi. Bizi yere yatırarak 45 dakika yağmur altında tuttular. Üzerimizi aradıktan sonra bir polis ‘Emniyet Müdürümüz Servet Yılmaz’ın talimatı ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talebidir. Ankara’yı terk edeceksiniz’ dedi. Yanımda bulunan üç misafir arkadaşım restoranın karşısındaki otelde kalıyordu. Polis memurları odalarına kadar geldi, otelden çıkış yapmalarını, bütün eşyalarını odalarından almalarını istediler. Arkadaşlarım da odaya çıkarak eşyalarını aldı ve polis memurları da arkadaşlarım otelden çıkarken videoya çekti. Arkadaşlarım otelden çıktıktan sonra ben de polislerle evime gittim. Giderken eşimi arayarak bana çanta hazırlamasını istedim. Ben kendi aracımı kullandım, polis ekipleri de arkamdan ekip otosu ile geldi. Eve gittiğimizde eşim bana valizi verdi ve kendi aracım ile Ankara’yı terk etmek için yola çıktım. Akıncılar gişelerinde polis tekrar durdurdu, karakola gitmek zorunda kaldım. Karakolda üç-dört saat kaldıktan sonra arkadaşlarımla Ankara’yı terk ettik, 15 gün hiç gelmedim.
15 gün sonra beni organize şubede görevli polis olduğunu söyleyen biri aradı, ‘Seninle konuşacaklarımız var, bir oturalım hem beraber iftar yaparız’ dedi. Çukurambar’da bir mekanda ben, Aziz Savaş ve kardeşim otururken beş polis memuru masama geldi. Ümit Günay Akıncı’nın bu çeklerle alakalı durumu Ayhan Bora Kaplan’a söylediğini, Kaplan’ın konuyu Servet Yılmaz’a aktardığını, yapacak bir şeyimiz olmadığını, çekleri iade etmemi, bu işten vazgeçmemi, yoksa hazırlanan tefecilik dosyasına benim de adımın konacağını, aksi durumda Kaplan ve Yılmaz’ın gazabına uğrayacağımı söyleyerek ayrıldılar.”
Çeklerin söz konusu kişiler tarafından bedelsiz alındıktan sonra “kırıldığını,” Alp Arslan’a 10 milyon ödendiğini öne süren Aydın “Bu yaşadığım olaylar sonrasında 15 veya 16 Mayıs 2023’te Kızılay’da kaldığım otelden polisler gelip beni aldı ve mali şubeye teslim etti. Emniyet’e giderken Emre Akbaba beni farklı bir numaradan aradı ve ‘Avukatının çekleri teslim etmesi durumunda ifaden bile alınmadan çekip gidebilirsin’ dedi. İfadem alınmadan önce bir polis memuru yanıma gelerek ‘Seni aramadılar mı, siz hala anlaşamadınız mı? Anlaşın, kurtulun’ dedi. Ben de ‘Aradılar ama anlaşacak bir durum yok’ dedim. Daha sonra ifadem alındı. Sorulan sorulara yönelik evraklarımı ibraz ettim. Başımdan geçenleri de anlattım, ama ifademe yazmadılar. Beni tehdit eden, yaklaşık 32 milyon lira zarara uğratan, Ankara’dan gitmem için baskı uygulayan şahıslardan şikayetçiyim” dedi.