Yayın ekranı… Ateş hattında ateş gibi maçlar
Süper Lig'de geçen hafta sonu üçüncülük yarışı içinde olan takımlardan dördü maçlarını kazanamadı. Bu takımlardan Trabzonspor ve Beşiktaş üç haftadır galibiyet alamamalarına rağmen sıralamadaki yerlerini korudu.
Süper Lig bu sezon olağanüstü bir şampiyonluk yarışına sahne oluyor. Hem Fenerbahçe hem Galatasaray rekorları alt üst ederek yollarına aynı puanda devam ediyor. Son olarak Galatasaray’da teknik direktör Okan Buruk üst üste 15 iç saha galibiyetinde takımın başında yer alarak kulüp tarihine geçti. Fenerbahçe ise son haftalarda gol sayısı azalsa da ilk 23 haftayı 61 golle geçti, ocak ayı bitmeden tüm kulvarlarda 100 gole ulaşmayı başardı.
10 senedir şampiyon olamayan Sarı Kanarya ve üst üste ikinci, toplam 24. şampiyonluk için mücadele veren Cimbom’un performansı göz dolduruyor. Fakat ligin geri kalanında aynı mücadelenin esamesi okunmuyor. İki kulübün bu denli fark açtığı ligde üçüncü sıra elbette önemli. UEFA Avrupa Ligi bileti almak için dahi neredeyse tamamı ekonomik dar boğazda olan takımların kıyasıya yarış içinde olması gerekiyor. Fakat bu takımların tamamı üçüncü sırayı birbirlerine adeta altın tepside sunuyor. Belli başlı sorunların hasıl olduğu ekiplerin geçirdiği istikrarsız sezon hem taraftarlarını uzaklaştırıyor, hem de futbol kalitesini düşürüyor. Bu takımlar şampiyonluk yarışındaki birbirinden güçlü iki ekibe tehdit oluşturmaktan da bir hayli uzaklar.
Rekabetin had safhada olduğu bir ligde üç maçtır yenilen bir takımın sıralamada yerini korumak için herhalde son sırada olması gerekir. Zira sondan ikinci takım dahi üst üste üç maç yenilse son sıradaki takım tarafından geçilmekle tehdit edilir. Ancak Süper Lig’in üçüncü sırasındaki Trabzonspor ikisi kendi evinde olmak üzere üç maçtır kaybediyor, sıralaması değişmiyor. Abdullah Avcı alınan Kasımpaşa yenilgisinden sonra haklı olarak “Kâğıt üzerinde hâlâ üçüncülükte duruyoruz” diyor.
Karadeniz ekibi hem Afrika Kupası’na kritik oyuncularını yolladı, hem de takımdan ayrılanların etkisiyle kadro kalitesi düştü. Ancak ne olursa olsun Galatasaray maçında 5-1 yenilirken ortaya konan performans da, geçen Kasımpaşa maçında ikinci yarıda üç gol yenerek alınan yenilgi de bahanelerin arkasına sığınılacak yenilgiler değil. Çünkü sahadaki takımın rekabetten uzak görüntüsü Trabzon’un hâlâ aynı sıralamada olmasını yalnızca şanstan ibaret kılıyor. O şans arkalarındaki rakiplerin de benzer sorunlarla boğuşarak bir türlü maç kazanamamasından ileri geliyor.
Kara Kartal’da Fernando Santos dönemi 3-0’lık Karagümrük galibiyetiyle başladı. Ancak sonra takım sırasıyla Pendikspor’a mağlup oldu, 40 dakika 10 kişi oynayan Adana Demirspor’la sahasında berabere kaldı, Sivasspor deplasmanından 1-0’lık yenilgiyle ayrıldı. 3 Aralık 2023 tarihinde başa gelen Hasan Arat yönetiminin transfer döneminde şu ana dek etkin olamaması hem taraftarı sinirlendiriyor, hem de üçüncülük yarışındaki Beşiktaş’ın rakiplerin hatasını değerlendirememesine yol açıyor. Öyle ki kadro kalitesinde büyük soru işareti barındıran oyuncuların varlığıyla Beşiktaş ihtiyacı olan galibiyetleri almaktan uzak duruyor.
Bu sezon Süper Lig’de 16 takım teknik direktör değişikliğine gitti. Toplam 22 teknik direktörün ayrılık yaşadığı ligde yoluna sezona başladığı teknik patronla devam eden takımlardan biri Rizespor. Karadeniz ekibi sabrının karşılığını üçüncülük yarışına girerek aldı. Ancak onlar da İlhan Palut yönetiminde iç saha ve deplasmanda siyah ve beyaz gibi sonuçlar alıyor. Ligin beşinci sırasındaki ekip son olarak Karagümrük deplasmanından dört gollü yenilgiyle ayrıldı. Yeşil-mavili ekip karşılaşmayı kazansaydı 38 puana gelecek ve Trabzonspor’u geride bırakarak üçüncü sıraya yerleşecekti. Ancak Rize son üç maçında yalnızca Trabzonspor’u yenebildi, 35 puanda kalarak fırsat tepti.
Antalya ekibi teknik direktörünü Borussia Dortmund’a gönderdikten sonra kulübede değişiklik yapmak zorunda kaldı. Süper Lig’in nadir istikrarlı takımlarından olan Akdeniz takımı Nuri Şahin sonrasında Sergen Yalçın’la anlaştı. Yalçın yönetimindeki altı maçta henüz yenilgi almayan ekip galibiyet istikrarı yakalayamadı. Bu süreçte dört kez berabere kalan takım son olarak ligin formsuz ekibi Kayserispor’a deplasmanda iki puan bıraktı. Antalyaspor’un bir sonraki maçı sahasında Fenerbahçe’ye karşı.
Ligin ilk yarısı biterken üçüncü sıra için Beşiktaş’la beraber en ciddi adaylardan görünen Kayserispor ve Adana Demirspor aralık ayı sonuyla beraber kâbus gördü. Kayseri üst üste yedi maç yenildi, bu süreç Recep Uçar’ın görevinin sona ermesine neden oldu. Transfer tahtası yeniden kapanan takımda başa Burak Yılmaz geldi. Bazı haberlere göre kulüp Yılmaz’a transfer tahtasını açma sözü verdi. Oysa sezon başında takımı Çağdaş Atan’dan aldıktan sonra üçüncü sıraya kadar getiren ve ardından en büyük silahlarının takımdan ayrılmasının da etkisiyle kötü sonuçları önleyemeyen Recep Uçar’a bahsi geçen sözün neden verilmediği soru işareti. Öyle ya da böyle Kayseri şu an düşme potasına üçüncülük yarışından daha yakın.
Maddi yetersizlikler nedeniyle 10’a yakın oyuncusunu ara transfer döneminde kaybeden Yusuf Sarı’yı sakatlığa kurban veren Adana Demirspor’da da durum farklı değil. Sezon başında Cluj’a penaltılarla elenerek Avrupa kupalarına katılma şansını kaçıran kulüp aynı hedefle yola çıktığı sezonda üçüncülük yarışının uzağında kalmakla beraber maddi zorluklar neticesinde kadrosundaki iyi futbolcuları da barındıramayıp orta sıralara saplandı. Takım son olarak uzun süredir galibiyet hasreti çeken Hatayspor’a evinde 1-0 yenildi.
Normal şartlarda şampiyonluk yarışı halindeki iki takım için en büyük tehdit hemen arkalarında bulunan ekipler olmalı. Ancak durum böyle değil. Örnek vermek gerekirse Galatasaray’ın önündeki üç deplasman maçı sırasıyla Samsunspor, Ankaragücü, Beşiktaş. Galatasaray taraftarı nezdinde son sıralardan kurtulan ve formda olan Samsun ile Emre Belözoğlu yönetiminde sahasında tehdit oluşturan Ankaragücü, Beşiktaş’tan daha büyük bir tehdit yaratıyordur diye düşünmek yanlış olmaz. Zira Beşiktaş deplasmanında bulunacak bir erken golün tribünde yaratacağı hava maçı Galatasaray için çok daha kolay hale getirebilir. Oysa aynı rahatlık Samsun deplasmanında ya da beş maçlık cezası bitip taraftarına kavuşacak Ankara deplasmanında pek mümkün olmayacaktır.
Süper Lig’in son haftasında Galatasaray ve Fenerbahçe’nin sahasında oynadığı maçlar haricinde tribünlere toplam yaklaşık 32 bin kişi gitti. Bu sayı Fenerbahçe-Ankaragücü maçındaki taraftar sayısında az. Yani sekiz maçın toplamı şampiyonluk yarışındaki takımın tek maçına eşit bile değil. Beşiktaş’ın Sivasspor’a konuk olduğu pazar öğleden sonra 16.00’da oynanan maçta tribünde yalnızca 5 bin 451 kişi vardı. Ligin üçüncü sırasında bulunan Trabzonspor’un Kasımpaşa’yı ağırladığı pazartesi akşamı 20.00’de başlayan maçaysa sadece 6 bin 371 taraftar gitti.
Taraftar sayılarındaki durum dahi ligin ilk iki sırası haricindeki takımların ne kadar vaatkâr olmaktan uzak olduğunu kanıtlıyor. Üçüncü sıra için kıran kırana mücadele şöyle dursun, takımların hepsi adeta rakiplerine ikramda bulunuyor, nezaketten ödün vermeyen ekipler ikramı her seferinde geri çeviriyor. İyi futbol rekabetin kazanmak değil kaybetmek üzerinde şekillendiği ligde hayalden ibaret kalıyor. Şampiyonluk yarışındaki takımlara rakip olması beklenen takımların tamamı küme düşme hattına zirveye olduğundan daha yakın konumlanıyor.