Premier Lig’de sezon bitti, Leicester ve Leeds veda etti
Burnley, Championship'in bitmesine 6 hafta kala 87 puana ulaşarak Premier Lig'e çıkmayı garantiledi. Başkan Alan Pace'e göre büyük bir sürpriz yaşandı. Bu başarının ardından Belçikalı teknik direktör Vincent Kompany ve stratejisi yatıyor.
İngiltere’nin alt ligi Champiohship’in Premier Lig’den daha zorlu olduğuna dair bir inanış vardır ki bir açıdan doğrudur. 24 takımın yer aldığı ligde takımlar kupa hariç 46 maç yapar. Bu da hemen hemen her hafta içi ekstra bir maç olması demektir. Championsphip’te 39. maçında Middlesbrough’u deplasmanda 2-1 yenen Burnley, Premier Lig’e çıkmayı garantiledi. Geçen sezon darmadağın olarak Premier Lig’den düşen Burnley’in Championship’te bu kadar erken şampiyonluğunu ilan etmesinde bir isim öne çıkıyor: Vincent Kompany…
Belçikalı Vincent Kompany futbolculuk döneminde Manchester City’de 11 yıl geçermiş, kaptanlığa yükselmiş, şampiyonluk kupasını kaldırmış bir spor insanı. Belçika’da Anderlecht’te teknik direktörlük kariyerine başladı. Premier Lig’den düşen Burnley’den teklif aldığında bu birliktelik iki taraf için güzel şeyler vaat ediyordu. Kompany teknik direktör olarak kendini ispatlayabileceği güçlü bir takıma gelmişti, Burnley ise yeni bir anlayışa kucak açmıştı.
Burnley, eski teknik direktör Sean Dyche yönetiminde on yıl geçirmişti. Onun işine geçen sezon içinde son verilmesi küme düşmeyle sona ermişti. Üst düzey oyuncuların birçoğu takımdan ayrılmıştı. Bunlardan biri de önce Beşiktaş oradan Manchester United’a giden Wout Weghorst’tu. Kulübün mali durumuyla ilgili ciddi endişeler vardı. Teknik direktörlük deneyimi az olan Kompany’nin göreve getirilmesi bir riskti. Burnley yönetimi o riski aldı.
Kompany’nin göreve geldikten sonra attığı en önemli adımlardan biri Manchester City’de birlikte oynadığı Craig Bellamy’yi ikinci adam olarak yanına almasıydı. Bellamy, Championship hakkında bilgiliydi ve fikirleriyle Kompany’nin en büyük yardımcısı olacaktı.
Sean Dyche’ın 10 yıllık yönetiminde Burnley’e yerleşmiş bir futbol vardı. Sağlam defans, ileri atılan uzun toplar.. Duran toplarda bulunan goller… Kompany bu anlayışı çağdışı buluyordu. Kendi hücumcu anlayışını yerleştirmek için ekonomik durumu da göz önüne alarak kadroyu yenilemesi gerekiyordu. Sean Dyche’ın yapmakta geç kaldığı kadro devrimi için Kompany kolları sıvadı.
Belçika Jupiter Lig’den tanıdığı 5 oyuncuyu kadrosuna kattı. Bunlardan biri Anderlecht’te oynayan İrlandalı Josh Cullen’dı. Kompany’nin “Takımı kendinden daha çok düşünüyor” dediği Cullen, orta sahanın değişmez bir parçası oldu. Hücum oyuncuları Anass Zaroury Charleroi’den, Manuel Benson Antwerp’ten toplam 7.5 milyon sterline Burnley’e geldi. Kompany’nin hücum ağırlıklı oyunuyla bu oyuncular şu anda değerlerini ikiye katlamış durumda.
Ekonomik durum nedeniyle kiralık oyuncular çok önemliydi. Hücuma Southampton’dan Nathan Tella geldi. Tella 17 golle şimdiden transferin gözdesi olmuş durumda. Kompany’nin sisteminde kaleci ve stoper ikilisinin önemi büyüktü. Stopere Borussia Mönchengladbach’tan Jordan Beyer, ve Manchester City’den Harwood-Bellis kiralık olarak transfer edildi. Kaleye gelen isimse Türkiye’ye yabancı bir isim değildi. Bir sezon önce Adana Demirspor’da kiralık olarak forma giyen kaleci Aro Muric, 3 milyon euro bonservis bedeliyle Manchester City’den kadroya dahil edildi. Kiralık olarak gelen stoperler Jordan Beyer ve Taylor Harwood-Bellis Championship için fazla iyi olduğunu sezon boyunca kanıtladı. Burnley’in bu oyuncuları kadroda tutması güç görünüyor. Bunda da Kompany’nin payı büyük…
Yapılan transferlerle Premier Lig’den düşen kadronun nasıl uyum sağlayacağı sezon öncesi büyük bir soru işareti duruyordu. Kompany, sezon öncesi kendi hücum oyununu takıma yerleştirmek için yoğun çaba harcadı. Antrenman sahasına oyuncuların rollerini ve kendinden istenileni anlaması için sahayı farklı bölgelere ayırdı. Ne istediğini futbolcularına açık bir dille iletti.
Manchester City gibi bir Burnley!
Gerek Kompany gerekse şu an Premier Lig’de lider olan Arsenal’in teknik direktörü Arteta, Pep Guardiola’nın etkisi altında kalan teknik direktörler. Kompany, katı savunma yapısıyla tanınan Burnley’i topa sahip olan bir takıma dönüştürdü. Kompany’nin takımı Pep Guardiola’nın Manchester City’si gibi oynuyordu. Kompany’nin sisteminde bekler aynı Guardiola’nın taktik anlayışındaki gibi orta sahaya destek oluyordu. Kompany, golün her türlüsünü atan bir takım yarattı. Belçikalı teknik direktör savunmayı mümkün olduğunca ileri çekiyor ve oyuncularına topu rakip yarı alanda tutması talimatını veriyordu. Topu en kısa sürede kazanmak için yapılan baskı takımın olmazsa olmazıydı… Kompany ile Guardiola FA Cup çeyrek finalinde karşı karşıya geldi. Manchester City, Haaland’ın hat-trick yaptığı maçta Burnley’i 6-0 geçti. Skor olarak ezilmesine karşın Burnley oyun anlayışı açısından rakibine taviz vermedi.
Burnley, tüm sezon boyunca sadece iki lig maçı kaybetti. Güç dengesinin çok yakın olduğu Championship’te bunun ne kadar büyük bir başarı olduğunu söylemeye gerek yok. Yıllarca defansif bir futbol oynayan Burnley takımı bu sezon 39 maçta 76 gol attı. Taraftarlar Burnley’in evinde oynadığı 20 maçta takımlarının 43 kez gol diyerek ayağa kalktı. Burnley’in 2-1’lik Middelesbrough galibiyetinin ardından Kompany, yaptığı açıklamada Premier Lig’den korkmadığını söyledi. Kompany, “Şu anda hazır olmamıza gerek yok. Hâlâ Nisan ayındayız, yani her şeyin hazır olduğundan emin olmak için üç ayımız daha var. Rekabet etmek istiyoruz” diye konuştu. Nitekim kulübün sosyal medya paylaşımı da Kompany’nin söylediklerini doğrular nitelikte: We’re not done yet. (Daha işimiz bitmedi)
We’re not done yet. pic.twitter.com/Pkeba0atVv
— Burnley FC (@BurnleyOfficial) April 7, 2023
Burnley Başkanı Alan Pace’e göre Premier Lig’e çıkmak sürpriz oldu. Pace, “Planımız bu değildi. Vincent Kompany ve ben yazın bunun hakkında konuştuk. Kendimize iki, üç yıl verdik. Gördüğün şey, pek çok sihrin bir araya gelmesi” diye konuştu.
Pep Guardiola, Manchester City menajeri olmanın Vincent Kompany’nin ‘kaderi’ olduğunu iddia ediyor. Haklı olup olmadığını sadece zaman gösterecek. Ama Burnley ile yaptıklarının Belçikalı teknik direktörü hedefine yaklaştırdığı su götürmez bir gerçek.