Uğur Mumcu cinayeti dizi oluyor
Usta oyuncu Rana Cabbar 78 yaşında vefat etti. "Aşk-ı Memnu’ndaki rolüyle hafızalara kazınan" denilse de bu hafızasızlık haliydi. Çünkü o, AST'ın temel direklerindendi. Ama daha büyük bir kusurumuz vardı. Rana Solakyan Ermeni olduğunu gizleyerek yaşamak zorunda kaldı. Gerçek o ölünce ortaya çıktı.
Usta oyuncu Rana Cabbar, asıl adıyla Rana Solakyan dün 78 yaşında vefat etti. Vefat haberlerinde “Aşk-ı Memnu dizisindeki Süleyman Efendi rolüyle hafızalara kazınan” ifadesini, gün boyu haberlerde okudukça çıldırma noktasına gelmemek işten bile değildi. Kimin trajedisiydi bu ya da hafızasızlığı mı demeli yoksa? Rutkay Aziz, Genco Erkal, Salih Kalyon, Cezmi Baskın gibi Ankara Sanat Tiyatrosu’nun (AST) tedrisatından geçen arkadaşları, Rana Cabbar hakkındaki bu ifadeyi okuyunca eminim acı acı gülmüşlerdir hafızasızlığımıza.
Rana Cabbar, AST’ın o efsanevi kadrosunun ya da kendi deyimleriyle AST çalışanlarının en önemli isimlerindendi. AST’ın kurucusu Asaf Çiyiltepe’nin en yakınındakilerden biriydi.
Orhan Kemal’in eserinden Asaf Çiyiltepe’nin sahneleye uyarladığı ‘72. Koğuş’ta Cabbar, Ayberk Çölok, Erkan Yücel, Türker Tekin, Çetin Öner ile birlikte rol alıyordu. Ki oyunun müziğini de Aşık Mahzuni yapmıştı. Antep’e turneye giderken yaşadıkları trafik kazasında yaralananlar arasındaydı. Lakin Asaf Çiyiltepe’nın durumu ağırdı ve kurtarılamadı. AST da Asaf Çiyiltepe’den artık emanetti ona ve arkadaşlarına. AST’ı sırtladılar hep beraber.
1945 yılında İstanbul’da doğan bir dönem Fenerbahçe Spor Kulübü’nde yıldızlar ve gençler takımında basketbol oynayan sonra tiyatroya gönül veren Cabbar Arena Tiyatrosu’nda başladığı oyunculuk hayatını Ankara’da AST’ta sürdürdü. Asaf Çiyiltepe’nin ölümünden sonra da Çiyiltepe’nin tiyatroya getirdiği misyonunu sürdürmek için AST çalışanlarından biri olarak var gücüyle çalıştı.
Gün geldi greve gidildi. Rana Cabbar grev sözcüsü oldu. 80’lere kadar AST’ın sahnelediği hemen hemen bütün oyunlarda rol aldı. ‘Durdurun Dünyayı İnecek Var’da Erkan Yücel, Genco Erkal, Cengiz Saner, Birkan Özdemir ile birlikte çıktı sahneye. ‘Sarıpınar 1914’te Kamran Usluer ile. ‘Ayak Bacak Fabrikası’, ‘Pazar Gezintisi’ ‘Müfettiş’, ‘Nafile Dünya’, ‘Linç’, ‘Hitler Rejiminin Korku ve Sefaleti’, ‘403. Kilometre’, ‘Komün Günleri’, ‘Zengin Mutfağı’, ‘Sakıncalı Piyade’, ‘Ferhat ile Şirin’, ‘Ana’ ve nicelerinde o vardı.
O ‘Ana’ ki hani dillere pelesenk olan 1 Mayıs Marşı’nın ortaya çıktığı oyundu. Yani 1 Mayıs Marşı’nın sahneden sokaklara taşan serüveninin başlangıç notsasıydaydı Cabbar.
Yönettiği, Yaman Okay, Rutkay Aziz, Savaş Yuttaş’la rol aldığı, Sevgi Soysal çevirisiyle sahnelenen ‘Dimitrof’, izleyenlerin hala aklındadır. Ki Rana Cabbar’ı sahnede azımsanmayacak kadar çok insan izlemiştir. Gazeteci Tuğrul Eryılmaz, AST’ın Türk tiyatrosunun yatağını değiştirdiği yıllarda Ankara’da öğrencilik yaptığı için yakından tanıklık edenlerden. “Hangi üniversiteden olursanız olun, eğer Ankara Sanat Tiyatrosu’nda oyun izlemediyseniz öğreniminiz eksik kalmış demektir” dediği için 1960 ve 70’lerde Ankara’da okuyanların çok rahat hatırladığı bir isimdir.
Ki Cabbar sadece oyuncu kişiliğiyle değil aydın kimliği ile de öne çıkanlardandır o yıllarda. Gün gelir Mamak Cezaevi’ndeki hükümlülerin açlık grevine gitmesine neden olan koşulları ve insanlık dışı uygulamaları kınayan bildiriye imza atar, İlhan Selçuk, Aziz Nesin, Oya Baydar ile birlikte. Gün gelir yasaklanan oyunların özgürlüğü kavuşması için mücadele verir.
70’lerin tek kanallı Türkiyesi’nde ekranda da sıklıkla görünür. Mesela 31 Aralık 1973 gecesi TRT’de Şermin Hüçmeriç, Salih Kalyon, Macit Flordun, Soner Ağın ve Meriç Gökçe ile birlikte oynadığı ‘Garip Bir Yılbaşı Gecesi’ skeciyle Türkiye’deki bütün evlere TV üzerinden misafir oldu.
Kanalizasyon çalışması sırasında göçük altında kalan iki işçinin kurtarılmasına tanıklık eder bir gün. Önce hikayesini yazar. Sonra Okan Uysaler ile birlikte senaryosunu. Uysaler yönettir. 70’lerin ‘Çukur’ filmi böyle ortaya çıkar ve TRT’de gösterilir.
Aziz Nesin’in ‘Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’ eserinden ‘Yaşar Yaşamaz’ adlı 12 bölümlük dizi yapılır. 15 Eylül 1974’te ilk bölümü yayımladığında Levent Kırca ile birlikte Rana Cabbar yine evlere konuk olur. Gogol’ün ‘Palto’su TV oyunu olarak uyarlanır. Yıl 1974’tür Can Gürzap ile birlikte komiser olarak Rana Cabbar yine Türkiye’nin karşısındadır.
1989 yılındaysa Abbas Sayar’ın romanından uyarlanan ‘Can Şenliği’ dizisinde Mehmet Ağa rolüyle ekrana çıktı. Daha sonra ‘Beyaz Gelincik, ‘Kara Duvak’, ‘Aşk-ı Memnu’, ‘Benim İçin Üzülme’, ‘Aşk-ı Memnu’ dizilerinde rol aldı.
Gelelim sinemaya, 80’li yıllar. Şimdilerde tekrar restore edilecek olan usta yönetmen Erden Kıral’ın şahane filmlerinden ‘Hakkari’de Bir Mevsim’de, o devletin bile unuttuğu köyün muhtarıdır. AST’tan arkadaşı Genco Erkal köye atanan genç öğretmeni oynar. O öğretmene “Herkes bırakıp gidiyor bizi öğretmen bey, sen bari bizi bırakıp gitme, okut şu köyün çocukları” diyen muhtardır.
Ömer Kavur’un ‘Akrebin Yolculuğu’nda sohbetine doyum olmayan şofördür. Zülfü Livaneli’nin ‘Şahmaran’ filminde torunu Yusuf’un aklına Şahraman’ı sokan ve onun yeraltında Şahraman’ı bulmasına neden olan dededir. Mahsun Kırmızıgül’ün ‘Vezir Parmağı’ filmindeki performansıyla 22. Sadri Alışık Ödülleri’nde kazandığı En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ise sinemada aldığı ender ödüllerden biridir.
Gelelelim Yavuz Turgul senaryosunu yazdığı, Ömer Vargı’nın ‘Kabadayı’ filmine. Benim yaşım yetmedi Rana Cabbar’ı sahnelerde izlemeye. Ama ‘Kabadayı’nın setinde tanıştım kendisiyle. AST yıllarını, sinema serüveni bir de role nasıl yaklaşmalı aktör, yılların birikimiyle ve sakin sesiyle anlatmıştı.
Vefat haberlerinde geçen Uğur Mumcu’nun ‘Sakıncalı Piyade’yi nasıl sahneye koyduklarına özel bir parantez açmıştı.Rutkay Aziz’in yönettiği oyunda ‘sakıncalıyı’ oynamak ona düşmüştü. Uğur Mumcu’dan aldığı takdir onun unutulmazları arasındaydı. Ama nedense Uğur Mumcu’yla ikinci buluşması es geçidi. Mumcu’nun yazdığı, medya eleştirisi yaptığı ‘Sakıncasız’ oyununda yine Rana Cabbar vardı sahnede.
İşte 2007 yapımı ‘Aşk-ı Memnu’ tüm bunların sonrasındaki bir olaydır. Rana Cabbar’ın oyunculuk hayatı düşünüldüğünde belki bir tepecik. Ki ne dağlar, ne zirveler var, Rana Cabbar’ın aktörlük yolculuğunda.
Ama hafızamız zayıf işte… Zayıf olduğu için “Aşk-ı Memnu dizisindeki Süleyman Efendi rolüyle hafızalara kazınan” denilebiliyor. Kusura bakma usta!
Ama daha başka ve büyük bir kusurumuz var. Rana Cabbar’ın Ermeni olduğunu, Türkiye’nin ölüm haberiyle öğrenmesi. Agos gazetesinde çıkan haberde Rana Cabbar’ın yarın saat 13.00’te Şişli Ermeni Katolik Mezarlığı’nda düzenlenecek ayinin ardından toprağa verileceği duyuruldu.
Gazetenin yayın yönetmeni Yetvart Danzikyan “Ben de bilmiyordum Ermeni Katolik toplumundan olduğunu, dostum Osman Köker söyledi. Ermeni Katolik Kilisesi Rana Solakyan olarak duyurdu. Bu topraklardan bir ‘Meğerse Ermeniymiş’ hikayesi daha. Toprağı hafif olsun” diyerek Cabbar’ın Ermeni olduğunu açıkladı.
Cabbar muhtemel etnik kimliği anlaşılmasın diye, ki nedenleri bu ülkede yaşananlar düşünüldüğünde tahmin edilebilir herhalde, tıpkı Sami Hazinses, Kenan Pars gibi ismini değiştirerek yaşadı yıllarca. Ve onlar gibi ancak vefatından sonra bu kimliği geniş kitleler tarafından öğrenildi. Bir insanın Ermeni kimliğini saklamak zorunda bırakılması, onun oyunculuk kariyerinin tam olarak bilinmemesinden daha büyük bir ayıp ve bu da bizim ayıbımız. Asıl bunun için kusura bakma usta.
15 Kasım 2024 - Savulun Roma’nın kaderini değiştirecek adam arenaya çıkıyor
8 Kasım 2024 - Ara tatilin sürprizi: Robot da olsa insan insandır!
5 Kasım 2024 - Trump mı kazanacak yoksa Harris mi? Sinemacılar sonuçları açıklıyor!
4 Kasım 2024 - ‘Yandaki Oda’ Oscar’da karşınıza çıkarsa şaşırmayın!