CHP’nin tepesinde sallanan kılıç: İmamoğlu’na siyasi yasak yolda ve Kılıçdaroğlu’na yine dava
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu’nun “Pazartesi günü bankalardan milletin parasını çekemediği bir süreç istemiyorsak çalışmalıyız” ifadesi Hazine ve Maliye Bakanı’nı ve BDDK’yı hareketlendirdi. BDDK şikayetçi olacağını duyurdu, Bakan da “Bir kriz yok” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı dün 28 Mayıs seçim çalışmaları kapsamında Avcılar’da başladığı turuna Küçükçekmece’de devam etti.
Halkalı Çarşamba Pazarı’nda vatandaşlarla ve esnafla buluşup, sıkıntılarını dinleyen İmamoğlu, Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz ile Zeynebiye Camii şantiyesinde bir araya geldi. Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi’nin eşlik ettiği İmamoğlu’nun ilçedeki son durağı, Fevzi Çakmak Meydanı’ndaki halk buluşması oldu. Meydanı dolduran Küçükçekmeceliler, İmamoğlu ve Çebi’ye sevgi gösterilerinde bulundu.
İmamoğlu, Küçükçekmece Fevzi Çakmak Meydanı’nda yaptığı konuşmada, “İşsizliği, yoksulluğu dayanılmaz hale getirdiler. Buradan özellikle iş dünyasına seslenmek istiyorum. Bakınız; sakın ha kafanızı kuma sokmayın. Ey iş dünyası; pazartesi günü itibariyle bu iktidar değişmezse çöküş olur. Bu çöküşün bedelleri ağır olur. Dolayısıyla, ekonomiyi yokuşa süren, kötü yöneten bunlar, bir an önce gitmeli. Ve liyakatli, ahlaklı, iyi yetişmiş insanlar Türkiye’yi yönetmeli. Ekonomiyi düze çıkartmalı. Bu zihniyetten hep birlikte kurtulmalıyız. Ekonomisini batıran ülke, dışarı bağlı, yabancıya mahkum ülke demektir. Onun için biz, sizden yetki istiyoruz” dedi.
İmamoğlu’nun Avcılar’daki konuşmasında kullandığı “Pazartesi günü bankalardan milletin parasını çekemediği bir süreç istemiyorsak; ekonomiden sosyal yaşama, kültürel hayattan yoksulluğun giderilmesine, mülteci ve sığınmacı konusunun ortadan kalkmasına hep birlikte imza atmak istiyorsak çok çalışmak zorundayız” ifadelerine karşı ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) jet bir açıklama yaptı.
BDDK, İmamoğlu’nun iddialarına ilişkin yaptığı açıklamada, “Bankalarımız hakkında beyan edilen bir belge ve bilgiye dayanmayan açıklamalar gerçeği yansıtmamakta olup, bu tür mesnetsiz ve gerçeğe aykırı açıklamalara itibar edilmemesi, yayınlarda yer verilmesinin bankacılık mevzuatı çerçevesinde açıkça suç teşkil ettiğinin bilinmesi ve bu açıklamaları yapanlar ve yayanlar hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılacağı hukuku kamuoyuna önemle duyurulur” ifadeleri kullanıldı.
— Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) (@BDDKResmi) May 24, 2023
BDDK’nın açıklamasından birkaç sonra Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de tartışmaya katıldı. BDDK’nın yaptığı İmamoğlu’nu yalanlama üzerine paylaşımı alıntılayan Nebati, “gecelik faizlerin yüzde 7500’leri bulduğu, batık banka krizleri nedeniyle insanların hayatlarının bittiği bir enkazı devraldıklarını” anımsattı ve 21 yılda kurdukları güçlü ekonomik altyapı ve bankacılık sistemi sayesinde, nice badirelerden güçlenerek çıkıldığını belirtti.
Nebati, 2008 küresel finansal krizinde, dünyada birçok büyük banka batarken ülke ekonomisi ve bankacılık sektörünün yoluna güçlü adımlarla devam ettiğini yazan Hazine ve Maliye Bakanı, “Korona salgını nedeniyle gelişmiş ülkeleri dahi sarsan ekonomik krize rağmen, biz bankacılık sektörümüzün katkısıyla büyümemizi sürdürdük ve istihdamdaki kaybı hızlıca telafi ettik. En son yaşadığımız asrın felaketi deprem dahil bütün kritik süreçleri göğüsleyen, elini taşın altına koyan bankacılık sektörümüz, bu süreçlerde gücünü tartışmasız şekilde ortaya koydu” değerlendirmesinde bulundu.
Paylaşımında, yakın dönemde Amerika ve Avrupa’da banka iflaslarına rağmen, Türkiye’de bankacılık sektörünün en ufak bir sarsıntı dahi yaşamamasının, sektörün gücünü taçlandırdığını gösterdiğini ileri süren Nebati, şunları kaydetti:
“Ekonomimizin ve bankacılık sektörümüzün, tarihe geçen büyük başarıları aşikarken birilerinin ortada bir kriz varmışcasına yaygara koparması ve Türkiye’yi aşağı çekmeye çalışması nasıl hastalıklı bir ruh halidir? Bu nasıl habis bir zihniyettir ki büyüme, istihdam, ihracat gibi güçlü makro ekonomik verileri ve bankalarımızın bugüne kadar gösterdiği yüksek performansı hiç dikkate almayıp ne olduğu belirsiz afaki faraziyelerle felaket tellallığı üzerinden, oy devşirmeye çalışmaktadır. Yapılan apaçık yalancılıktır, iftiradır, millet düşmanlığıdır. Kendi ülkelerine mülteci olanlar, bu millete yukarıdan bakanlar, hesap kitap bilmeyen zavallılar, kaç yıldır ekonomi duvara çarpıyor diye çığırtkanlık yapıp duruyorlar. Onlar sürekli rezil olmaya bir türlü doyamadılar ancak biz onlar adına sürekli utanmaktan bıktık.”
Biz gecelik faizlerin yüzde 7500’leri bulduğu, batık banka krizleri nedeniyle insanların hayatlarının bittiği bir enkazı devraldık. 21 yılda kurduğumuz güçlü ekonomik altyapı ve bankacılık sistemi sayesinde nice badirelerden güçlenerek çıktık.
2008 Küresel Finansal Krizinde… https://t.co/1IcK68TfzY
— Dr.Nureddin NEBATİ🇹🇷 (@NureddinNebati) May 24, 2023
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün çok tartışılacak bir açıklamasıyla daha gündemdeydi. İmamoğlu, katıldığı canlı yayında eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın 14 Şubat’ta düzenlenen cenaze töreninde yaşananları anlattı.
Camide protokol döneminin Ak Parti ile geldiğini söyleyen İmamoğlu, yaşanan olayı şöyle aktardı:
“Baykal’ın cenazesine gittim. Üç dört kişi var. Vakit namazını kılmaya girdim. Baktım ki önde dört saf boş. En ön safa oturduk. Trabzon Milletvekili de şahittir. Biraz sonra insanlar gelmeye başladı. Arasında bakanlar var, Diyanet İşleri Başkanı var. Kimse ön safa oturmuyor. Biraz sonra bir gürültüyle sayın Cumhurbaşkanı geldi. Dördüncü saftaki herkes ayağa kalktı. Sayın Cumhurbaşkanıyla beraber ön safa gittiler. Allah’ın huzuruna birinin müsaadesiyle geçilir mi kardeşim. Baykal’ın cenazesinden beri ilk kez anlatıyorum bunu.”
İmamoğlu, katıldığı bir başka cenaze töreninde de cemaatin yaklaşık 35 dakika boyunca Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan tarafından bekletildiğini belirtti. İmamoğlu, o günü şöyle anlattı:
“Beylikdüzü Belediye Başkanıyken Konya’dayız bir toplantı için. Beraber camiye gittik, dizim rahatsız ameliyat geçirmiştim. Caminin girişinde oturduk, ‘Oturarak kılacağım’ dedim. Ezan okundu. Vaiz işini bitirdi, o ara Kuran’dan sureler okunmaya başladı. Yarım saat… Millet homurdanmaya başladı. ‘Neden başlamıyor namaz’ diye… İmam ‘Beyefendi geldi mi haber verin’ dedi. Beyefendi kim? Sayın Cumhurbaşkanı’nın oğlu. 35 dakika cemaati beklettiler. Şahitlerim var. Bunu ilk defa anlatıyorum. Samimi dindarlığı yerle bir ettiler.”