İsrail’den İran’a misilleme: Saldırı değil sabotaj
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, çarşamba günü Beijing'de Filistinli mevkidaşı Mahmud Abbas ile bir araya geldi. Şi, Çin'in Orta Doğu'daki etkisini artırmak ve diplomasi alanında ABD'nin alternatifi olmak istiyor.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın dört günlük Çin ziyareti salı günü başladı. Ziyaret öncesinde Çinli yetkililer, İsrail ve Filistin arasında barış görüşmelerinin önünü açmaya yardımcı olabileceğini defalarca dile getirdi. Çin devlet medyasında iki taraf arasındaki çözüme aracılık etmediği için ABD’yi şiddetle eleştiren ifadeler yer almıştı.
Resmi haber ajansı Xinhua’ya göre Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, çatışmaya iki devletli bir çözüm için üç bölümden oluşan bir teklif sundu. Sunulan teklif, Şi’nin 2013 yılında ortaya attığı ancak herhangi bir ilerleme kaydedilemeyen plana benziyor. Buna göre Şi, “Filistin’e mümkün olan en kısa sürede adalet geri getirilmelidir. Çin, Filistin’in iç uzlaşmayı sağlamasına ve barış görüşmelerini ilerletmesine yardımcı olmak için olumlu bir rol oynamaya isteklidir” dedi.
Covid-19 salgını sırasında üç yıllık izolasyondan çıkıp dünya sahnesinde büyük bir güç olarak konumunu yeniden pekiştirmeye kararlı olan Şi, küresel barışın önde gelen destekçilerinden biri olarak imaj yaratmaya çalışıyor. Bu yıl aralarında Fransa, Brezilya ve İran’ın da bulunduğu bir dizi dünya liderini ağırlayan Şi, Ukrayna savaşının sona erdirilmesinde de arabuluculuk rolü oynamayı teklif ediyor. Ancak Batılı liderler bu iddiaya şüpheyle yaklaşıyor.
Öte yandan Çin’in son yıllarda elde ettiği en büyük diplomatik zafer, Suudi Arabistan ve İran arasında kapalı kapılar ardında gerçekleşen görüşmelere ön ayak olarak iki ülkenin mart ayında sürpriz bir diplomatik yakınlaşma yaşamasına vesile olmasıydı. Analistlere göre Çin’in burada oynadığı rol Beijing’i Orta Doğu’da önemli bir güç haline getirebilir ve ABD’nin bölgedeki uzun süreli nüfuzuna meydan okuyabilir.
Tabii İsrail ve Filistin arasında çok daha geçmişe dayanan ve çözülmesi imkansız gibi görünen çatışmayı sona erdirmek, gerginliği azaltmaya halihazırda hevesli olan Suudi Arabistan ve İran arasında arabuluculuk yapmaktan çok daha farklı bir yerde.
Çin, uzun zamandır Filistinli liderlerle dostane ilişkilere sahip. Abbas’ın bu haftaki ziyareti, Filistin’in devlet başkanı olarak yaklaşık 20 yıldır ülkeye yaptığı beşinci ziyaret oluyor. Sık sık Filistin’i destekler nitelikte açıklamalar yapan Çin, Birleşmiş Milletler’de de Filistin yanlısı bir tutum takınıyor. Xinhua’ya göre Şi, çarşamba günü Abbas’a Çin ve Filistinlilerin ‘iyi dost ve ortak” olduğunu söyledi. Şi ve Abbas, görüşmenin ardından iki ülke arasında stratejik ortaklık kurulduğunu da duyurdu.
Bununla birlikte Çin’in İsrail ile ilişkileri çok daha kaygan bir zeminde. İsrail’in ABD ile müttefik olması, Çin’e olası herhangi bir müzakerede rol vermeye çok daha temkinli yaklaşmasına sebep oluyor. İsrail zaten şu anda Çin’in ülkedeki yatırımlarını sınırlandırması için ABD’den baskı görüyor.
Bu açıdan bakıldığında analistler Şi’nin Abbas’la görüşmesinin çatışmanın çözümünden ziyade Çin’in ileride Orta Doğu’da daha büyük bir varlık gösterme niyetini ortaya koyduğunu söylüyor.
Beijing’deki Tsinghua Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Profesörü Da Wei New York Times’a yaptığı açıklamada, “Bunun Çin için bir öğrenme süreci olduğunu söyleyebiliriz. Çin bu bölgede büyük bir güç ya da dünya gücü olmayı öğreniyor. Eğer dünya sahnesinde rol oynamak istiyorsanız tabii ki Orta Doğu da bu bölgelerden biri” diyor.