İlişki ve Aile Danışmanı İrem Hattat, cinsellikle ilgili sorularınıza cevap veriyor. Hiçbir şeyi konuşmaktan, aklınızdaki soruların hiçbirini sormaktan çekinmeyin.
Ben İlişki ve Aile Danışmanınız İrem Hattat. 20 yılı aşkın bir süredir bir Cinsel Sağlık Kliniğini yönetiyorum. Bu köşede tamamen bilgileriniz bende saklı kalacak şekilde yönelteceğiniz sorularınızı cevaplayacağım. Aldığım tüm eğitimler, bilgi birikimi ve gözlemlerim sonucunda şunu söyleyebilirim: Çoğu çift ilişkisinde de cinsel yaşamında da arzu ettiği mutluluğu yakalayamıyor. Bazen yaşadığı sıkıntıları yıllarca içine atıyor, bazen de kaçmak için bahaneler yaratıyor. Milenyum çağında yaşamamıza rağmen özellikle cinsellik konusunda yaşam biçimi ne olursa olsun herkese bir çekingenlik ve mahremiyet hissi çöküyor. Belki de bu nedenle online ilişkiler ve sanal aldatmalar aldı başını gidiyor. Ya da duum hep böyleydi sanal dünya ilişkiye geçmeyi kolaylaştırıyor. Bu köşede sizlere yalnız olmadığınızı göstermek, yaşadığınız ilişki ve cinsel sorunlarını fark ettirmek, bu sorunlarla nasıl başa çıkacağınızı öğretmek ve hayal ettiğiniz mutluluğa ulaştırmak arzusundayım. Haydi başlayalım.
Sevgili İrem, Ben 34 yaşında evli bir kadınım. Sürekli orgazm taklidi yapıyorum ve bir türlü eşime söyleyemiyorum. Filmlerde kadınların zevk aldığı sahneleri kıskanıyorum. Pes etmek üzereyim. Neden seks hayatım filmlerdeki gibi değil?
Değerli Okuyucum,
Erotik filmlerde herşey ne kadar kolay değil mi? Erkek ve kadın doğal ve spontan bir istekle birbirine yaklaşıyor. Birkaç dakika süren bir önsevişme sonrasında cinsel birleşmeye geçiyorlar. Kadın her seferinde büyük zevk alıyor. Ve en sonunda büyük final: Kadın ve erkek aynı anda orgazm oluyor. Sonra da birbirlerine sarılıp uyuyorlar. Mükemmel! Harika!
Merak etme, hiç böyle bir cinsellik yaşamayan o kadar çok çift var ki. İnan yüzdeye vurduğumuzda bu tecrübe hayali hatta ütopik olabilir. Her ne kadar internet çağında yaşıyor ve pek çok sorumuzun cevabına rahatlıkla ulaşıyor olsak da, cinsel sağlık bilgi kirliliğinin en yoğun yaşandığı konular arasında. Cinsellik konusunda doğru ve bilimsel bilgileri ancak belli bir birikim ve bunun getirdiği bir zihin süzgeci olursa elde edebiliriz. Ancak çoğumuz böyle bir bilgi haznesine sahip değiliz.
Üstelik kadın cinselliği hala araştırılan ve incelenen bir konu. Bilinmezleri çok. Durum böyle olunca pek çok kişi cinselliğin bir film sahnesi gibi yaşanması gerektiğine inanıyor. Eşleriyle yaşadıkları cinsel rutini, sayıları, süreleri, cinsel davranışları hatta ambiyansı, sözleri, sesleri, bakışları bu filmlerle kıyaslayan çiftler, filmdeki mutlu sona ulaşmadıklarında büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlar.
2007 yılında İngiltere’de bir çikolata firması ilginç bir araştırma yaptı ve katılımcılarına “Seks mi yoksa bir kutu çikolata mı?” sorusunu yöneltti. Sonuçlara bakıldığında kadınların %52’si seks yerine bir kutu çikolatayı tercih ediyordu!
2011 yılında bu soru başka bir araştırma firması tarafından bu kez Amerikalı kadınlara soruldu. Kadınlar tekrar ve daha yüksek bir oranla (%73) 5 yıl boyunca çikolata yemeyi harika bir seks hayatına tercih ettiler. İnsan ancak keyif aldığı birşeyi tekrar yapmak ister öyle değil mi? Demek ki çikolata kadınlara seksten daha büyük bir keyif veriyor ve birçok kadın hayal ettiği orgazmı yaşayamıyor!
Gerçekte böyle bir senaryonun yaşanmasını güçleştiren sayısız sebep var. İnan bu sebeplerin çoğu bilimsel. Bir kere sorun “doğal ve kendilliğinden gelişen” cinsel istek ifadesiyle başlıyor. İlişkinin ilk zamanlarında oluşan, kadın ve erkeği birbirine karşı konulmaz bir çekimle yaklaştıran ve spontan olarak gelişen cinsel istek ilişkilerde zamanla azalabiliyor.
Bu spontan isteğin gerçekleştiğini varsayalım. Önsevişmenin sadece birkaç dakika sürmesine ne demeli?
Yapılan araştırmalar bir kadının erkeğe göre daha geç uyarıldığını ve cinsel birliktelik öncesinde daha uzun bir hazırlık süresine ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Bu çoğu kadın için 15 dakikadan kısa değil.
Filme geri dönersek: Oyuncular spontan cinsel istek duydular, kısacık bir ön hazırlık yaptılar ve birlikteliğe geçiş yaptılar. Ancak kadın anatomisi ve fizyolojisine hakim biri bu sahnelerin zorakiliğini anlayabilir. Zira birçok kadın cinsellikte yaşanan her hareketten filmlerdeki kadınlar gibi zevk almaz ve kolayca orgazma ulaşmaz.
Neden orgazm taklidi yapıyorsun? Her cinsel ilişkide mutlaka orgazm olmak gerektiğine ve yatakta çıkarılan seslerin erkeğin yaşadığı doyumu arttırdığına dair şehir efsaneleri ile “aman eşim mutlu olsun, ben olmasam da olur mu” diyorsun.
Pek çok kadın eşinin egosunu okşamak için veya karşı tarafta yetersiz, başarısız kadın olarak algılanma korkusu nedeni ile kendini ikinci plana atıyor. Oysa doğru iletişimle sen de eşinle tutkuyu paylaşabilirsin. Örneğin “Bu pozisyonu seveceğimi düşünmüştüm ama pek hissetmiyorum. Başka bir şey deneyebilir miyiz?” sorusu ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayabilir.
Pek çok çift orgazmı seksin sonunda ulaşılması gereken bir hedef olarak düşünür ve orgazm olmazsa bir şekilde başarısız olduklarını düşünür. Ancak orgazm her zaman gerçekleşmeyebilecek karmaşık bir süreçtir. Bunun yerine büyük bir doruk yerine paylaşılan yakınlığa odaklanmak, seksi her iki taraf için de daha tatmin edici hale getirebilir. Ve eşlerden biri düzenli olarak orgazma ulaşamıyorsa, çiftler için onları neyin memnun ettiğini tartışmak veya yeni cinsel aktiviteler denemek için bir fırsat olabilir.
Sana önerim, herhangi bir erotik film veya kitap sahnesinde karşılaştığın performanslara ulaşmayı hedeflememek. Hedefin kendi cinselliğini keşfetmen, neleri sevip sevmediğini anlaman, bunları eşine aktarabilmen ve onun da beklentilerini öğrenebilmen olmalı.
Her çift cinselliğini kendi kuralları çerçevesinde yaşıyor. Bir çiftin doğrusu başka bir çifte yanlış gelebiliyor. Önemli olan sana ve eşine uygun, ihtiyaçlarınızı karşılaşayacak ve bir çift olarak sizi mutlu edecek bir cinsel yaşam yaratmanız.
Cinsellikte sayılar, süreler her zaman mutluluğun garantisi değildir. Kaldı ki bu rakamlar zamanla hatta yaşanan her cinsellikle bile değişebilir. Mutluluk zor ve ulaşılması güç hedeflerle değil kaliteli ve tatminkar bir beraberlikle oluşur.
Enerjini esas vermen gereken nokta başkalarına ait senaryolar değil kendini ve eşini ne kadar tanıdığın, birbirinize cinsel istek ve düşüncelerinizi ne sıklıkla ifade ettiğiniz, cinsel hayatınız aklınıza geldiğinde dürüstçe ne kadar mutlu olduğunuzdur. İşte önem vermen gereken konular bunlar.
Cinsellik doğal bir içgüdü. Ancak pek çok çift yıllar içinde birbirlerine olan güven, sevgi ve saygı ilişkileri geliştikçe cinsellikte rahatlama yaşıyor. Birbirlerine istek ve arzularını daha kolay ifade ediyor. Böylece ilişkinin ilk zamanlarında oluşturamadıkları keyifli cinsel rutini, ilerleyen yıllarda elde ediyorlar. Yani cinsellikte doğal içgüdüler kadar sonradan öğrenilenecek de çok şey var.
Eğer cinselliği sadece doğal bir içgüdü olarak kabul edersen önüne çıkan ilk zorlukta ten uyuşmazlığını bahane ederek pes edebilirsin. Cinselliğin sadece erotik hikayelerde olduğu gibi yaşandığına inanırsan, eşinle olan cinselliğinizde yüzde yüz hayal kırıklığına uğrarsın. En kötüsü de bu gerginlik ile cinsel hayatınızı iyice kötüleştirirsin. Ancak cinsel yaşamın değişebileceğine ve iyileştirebileceğine inanırsan o zaman bir fark yaratacak enerji ve inancı kendinde bulursun.
Bunun kolay olduğunu söylemiyorum ama pek çok çift için mümkün olduğunu söylüyorum. Cinsel mutluluk her zaman kendiliğinden kolayca gerçekleşmez. Bazen bu mutluluğu yakalamak için aktif bir
gayret içinde olmak gerekir. Keyifli bir cinsellik için çabalaman şanssız veya eşinle olan cinsel ilişkinizin uyumsuz olduğu anlamına gelmez. Aksine her konuda olduğu gibi cinsellikte de enerji ve vakit harcamak başarının anahtarıdır. Ancak bu şekilde eşinle seni mutlu edecek bir cinsel hayata ulaşabilirsin.
Bana cinsellikle ve ilişkilerinizle ilgili her türlü sorunuzu [email protected] adresine yazabilirsiniz. Her hafta sorularınıza cevaplarımı burada okuyabilirsiniz.