Yargıda rüşvet ihbarı yapan Anadolu Yakası Savcısı Yargıtay’a atandı
Hrant Dink cinayeti davasında Yargıtay kararı açıklandı. Yargıtay, Engin Dinç, Reşat Altay ve Ahmet İlhan Güler hakkındaki ‘ihmali davranışla kasten öldürme’ suçundan verilen beraat kararlarını onadı. Dink ailesinin avukatı Hülya Deveci, 10Haber'e yaptığı açıklama AYM'ye başvuracaklarını söyledi.
Genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesi önünde öldürülen Hrant Dink’in faillerine yönelik kamu görevlileriyle ilgili davada Yargıtay ilamı açıklandı. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, bazı sanıklar yönünden hükmü bozarken, dönemin Trabzon emniyet istihbarat şube müdürü ve emniyet istihbarat daire başkanı Engin Dinç, eski Trabzon emniyet müdürü Reşat Altay ve dönemin İstanbul istihbarat şube müdürü Ahmet İlhan Güler hakkındaki ‘ihmali davranışla kasten öldürme’ suçundan verilen beraat kararlarını onadı.
Dink ailesinin avukatı Hülya Deveci, 10Haber’e yaptığı açıklama Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını söyledi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler; Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü’nden Engin Dinç, Ercan Demir, Muhittin Zenit ve Trabzon İl Jandarma Komutanlığı’ndan Metin Yıldız ile ilgili verilen kararlara itiraz edeceklerini belirten Deveci, “Bizim için iyi bir karar değil. Kararla ilgili önce Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız. Eğer oradan da bir sonuç alamazsak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gideceğiz” dedi.
Diken’den Canan Coşkun’un haberine göre, Yargıtay, jandarma istihbarat ve emniyet istihbarat elemanlarının birlikte ve aynı zaman diliminde olayın içerisinde olduklarını belirterek örgütsel faaliyet kapsamında ve örgütsel amaca yönelik hareket ettiklerini aktardı. Bu şekilde büyük çaplı örgütsel nitelikteki eylemlerin plansız, tasarlamasız ve rastgele gerçekleştirilemeyeceğine dikkat çeken Yargıtay, bu hususların birlikte değerlendirilmesi gerektiğini aktardı.
Yargıtay, kamu görevlisi sanıkların Yasin Hayal’in kurduğu suç örgütünün, Dink’in öldürülmesi konusundaki suç işleme kararını örgütsel organizasyon ve iş bölümü çerçevesinde desteklediklerini belirtti. Cinayetin gerçekleşmesine giden süreci örgütsel planlama suretiyle yönlendirerek neticenin gerçekleşmesini sağladıklarını aktardı.
Dink’in öldürülmesi olayında şartsız ve koşulsuz şekilde öldürme kararı alındığını belirten Yargıtay, öldürme kararı üzerinde ısrar ve sebatla düşünüldüğünü, öldürme kararıyla kararın icrası arasında makul bir süre geçtiğini ve kararın plan doğrultusunda gerçekleştirildiğini kaydetti. Yargıtay, İstanbul İstihbarat C Şube eski Müdürü Ali Fuat Yılmazer, şube görevlisi Osman Gülbel, Ramazan Akyürek, dönemin Trabzon emniyet istihbarat görevlileri Hasan Durmuşoğlu, Faruk Sarı, Mehmet Ayhan, Onur Karakaya, Ali Öz, Trabzon jandarma istihbarat görevlileri Okan Şimşek, Gazi Günay, Veysal Şahin ve İstanbul jandarma istihbarat görevlisi Muharrem Demirkale’nin ‘tasarlayarak öldürme’ eyleminden müşterek fail olarak sorumlu olduklarını belirtti. İstanbul jandarma istihbarat görevlilerinden Yavuz Karakaya ve Bekir Yokuş’un ise bu eylemden olayı yardım eden olarak sorumlulukları bulunduğunu aktardı.
Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, dönemin Trabzon Alay Komutanı Ali Öz, dönemin Trabzon Jandarma istihbarat görevlileri Gazi Günay, Metin Yıldız, Okan Şimşek, Hüseyin Yılmaz, Hacı Ömer Ünalır’ın Trabzon’da daha önce ‘resmi belgede sahtecilik’ ve ‘görevi ihmal’ suçlarından yargılandıklarını hatırlattı. Daire, Yargıtay’ın ‘resmi belgede sahtecilik’ suçunun ağır ceza mahkemesinde görülmesi gerektiğini belirterek hükmü bozduğunu kaydetti.
İstinaf mahkemesi de mükerrer yargılama olmaması için aynı gerekçeyle bu suçlar yönünden bir inceleme yapmamıştı. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, bozma kararının usulle ilgili bir karar olduğunu belirterek, İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin sanıklarla ilgili verdiği hükmün istinaf denetiminden geçmesi gerektiğine hükmetti. Dosya bu sanıklar yönünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi’ne iade edildi.
Yargıtay, dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve dönemin Trabzon Emniyet istihbarat görevlisi Mehmet Uçar hakkında ‘görevi kötüye kullanma’ ve dönemin Mülkiye başmüfettişi Şükrü Yıldız hakkında ‘görevi kötüye kullanma’ ve ‘bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs etme’ suçlarından zamanaşımı nedeniyle verilen düşme kararını da inceledi. Dink ailesi avukatları, Cumhurbaşkanlığı ve sanık avukatları bu karara itiraz etmişti. Yargıtay, bozma ilamında, itiraz edenlerin bu suçlar yönünden yetkisi bulunmadığını belirterek temyiz talebini reddetti.
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Trabzon jandarma istihbarat görevlisi Volkan Şahin, Önder Araz, İstanbul jandarma istihbarat görevlisi Eyüp Temel, Mikdat Özbek, Mustafa Küçük, Musa Yıldırım ve Samsun jandarma görevlisi Yüksel Avan hakkında ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçlarından beraat kararı vermişti.
Mahkeme, dönemin Trabzon emniyet istihbarat şube müdürü ve emniyet istihbarat daire başkanı Engin Dinç, Trabzon emniyet istihbarat görevlileri Özkan Mumcu, Mehmet Uçar, eski Trabzon emniyet müdürü Reşat Altay ve dönemin İstanbul istihbarat şube müdürü Ahmet İlhan Güler’in ‘ihmali davranışla kasten öldürme’ suçundan beraatine hükmetmişti.
Dönemin Trabzon emniyet istihbarat görevilisi Ercan Demir’in ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ ve ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçlarından beraatine hükmeden mahkeme, Trabzon istihbarat polislerinden Muhittin Zenit’in de ‘ihmali davranışla kasten öldürme’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçlarından beraatine karar vermişti.
Mahkeme, Trabzon emniyet istihbarat görevlisi Tevfik Cantürk, Trabzon jandarma istihbarat görevlileri Cevat Eser, Hüseyin Yılmaz ve Ünsal Gürel ile eski Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat değerlendirme ve analiz merkez amiri Hamza Celepoğlu’nu ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’ ve ‘kasten öldürme’ suçlarından beraat ettirmişti. İstihbarat Daire Başkanlığı görevlisi Tamer Bülent Demirel’in de ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan beraatine hükmedilmişti.
Cinayetin tetikçisi Ogün Samast’la birlikte poz veren polisler Metin Balta ve Yakup Kurtaran, Samast’ın yakalandığı Samsun’daki TEM şube polislerinden Ahmet Çetiner, dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat görevlileri Ahmet Faruk Aydoğdu, Resul Kütükoğlu, dönemin İstanbul Jandarma Komutanlığı istihbarat görevlileri Abdullah Dinç, Niyazi Malkoç, Metehan Kadir Yıldırım, Rahmi Özer, Adnan Acar, Samsun jandarma görevlileri Atilla Güçlüoğlu, Murat Bayrak, Birol Ustaoğlu, gazeteciler Ercan Gün ve Muammer Ay ve IQ Yayınevi sahibi ve genel yayın yönetmeni Adem Sarıgöl’e de ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’ suçundan beraat kararı verilmişti.
Mahkeme, dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat görevlileri Metin Yıldız, Ergün Yorulmaz, dönemin İstanbul Jandarma istihbarat görevlileri Emre Cingöz, Hacı Şefik Şimşek, Yusuf Bozca, Ecevit Emir ve Ali Barış Sevindik’in ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’, ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ ve ‘kasten öldürme’ suçlarından beraatine karar vermişti. Dönemin Trabzon Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Mehmet Uçar hakkında ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan açılan davayı reddeden mahkeme, Ramazan Akyürek hakkında ‘silahlı terör örgütünü yönetme’ suçundan açılan davanın da reddine karar vermişti. Yargıtay, bu kararların onanmasına hükmetti.
Yerel mahkeme, Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek’i ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan, polisler Metin Balta ve Yakup Kurtaran ile gazeteci Ercan Gün’ü de ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan mahkum etmişti. Yargıtay, bu hükümleri de onadı.
Yargıtay, sanıklar Bekir Yokuş, Okan Şimşek, Gazi Günay ve Veysal Şahin’in ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçlarından beraat ettiğini, sanıklar Mehmet Ayhan ve Onur Karakaya’nın ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan beraat ettiğini, sanık Ali Öz’ün de ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme,’ ‘silahlı terör örgütüne üye olma’, ‘örgüt adına suç işleme’ ve ‘suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma’ suçlarından beraat ettiğini hatırlattı. Dink cinayetinin, sanıklar yönünden ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’ suçunu oluşturduğunu aktaran Yargıtay, sadece amaç suç olan ‘Anayasayı ihlal’ suçundan cezalandırılabileceklerini belirtti.
Yargıtay, Volkan Şahin ‘ihmali davranışla kasten öldürme’ suçundan, Şükrü Yıldız’ın ‘silahlı terör örgütüne yardım etme’ suçundan, Mehmet Ali Özkılınç’ın ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan mahkum edildiğini hatırlattı. Dosya kapsamı itibariyle mahkumiyetlerini gerektirir her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğini belirten Yargıtay, atılı suçlardan beraatleri yerine delillerin takdir ve değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu mahkumiyetlerine karar verildiğini aktardı ve hükmü bozdu.
Sanıklar Muharrem Demirkale, Okan Şimşek, Veysal Şahin, Gazi Günay, Yavuz Karakaya, Osman Gülbel ve Hasan Durmuşoğlu’nun tahliye taleplerini reddeden Yargıtay, tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Hrant Dink cinayetinde kamu görevlilerinin yargılanmasına Nisan 2016’da başlandı. Dava kapsamında tetikçi ve azmettiricilerin dosyası Temmuz 2019’da ayrılmış ve Erhan Tuncel 99 yıl altı ay, Yasin Hayal yedi yıl altı ay, Ogün Samast ise iki yıl altı ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Dava bu aşamadan sonra kamu görevlilerinin yargılanmasıyla devam etmişti. Davadan sonra Adalet Bakan Yardımcısı olan Akın Gürlek’in başkanlığını yaptığı heyet, Mart 2021’de 76 sanıklı dosyayı hükme bağlamıştı.
Mahkeme, hükümle birlikte 11 sanık hakkında ‘Anayasayı ihlal’ ve ‘FETÖ üyeliği’ suçlarından suç duyurusunda bulunulmasına hükmetmişti. Hüküm doğrultusunda İstanbul başsavcılığı tarafından yeni bir iddianame hazırlandı. İddianamenin İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmesiyle 14 Haziran’da Dink cinayeti davasında ‘yeni bir perde’ açıldı.
Mahkeme, kamu görevlileriyle ilgili ilk hükmü açıklarken başkan Akın Gürlek’ti. Gürlek, adalet bakan yardımcısı olmadan önce ismini tutuklu HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP’li eski milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlara verdiği hapis cezalarıyla CHP Milletvekili Enis Berberoğlu hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararını uygulamamasıyla duyurmuştu. Bahsi geçen davalarda Gürlek’in heyetinde yer alan üye hakim Ferhat Şahin, İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanlığını yapıyor.