İYİ Parti kurultaya gidiyor
Gelecek Partisi’nden dün Kılıçdaroğlu ile Özdağ arasındaki protokolle ilgili sert bir açıklama geldi. Yedi gün sonra gelen açıklamanın zamanlamasını Gelecek Partisi’ne sorduk. Açıklama Davutoğlu’na giden ‘özür’ telefonu ve sonradan hatırlanan ‘ek protokol’ üzerine hazırlanmış.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması yapmıştı. Geçen hafta bu desteğin karşılığında yazılı bir mutabakatla seçimin kazanılması halinde MİT Başkanlığı ve 3 bakanlık alacaklarını belirtti.
Millet İttifakı’nda kıyamet koptu, ittifak bileşenlerinden ardı ardına açıklamalar geldi. Dün de Gelecek Partisi “Bilgimiz ve onayımız dışında kişiler arasından mahfuz tutulan herhangi bir protokolün bizim açımızdan siyasi ve ahlaki değeri yoktur” açıklaması yaptı. Açıklamanın yedi gün sonra gelmesi dikkat çekti.
Kamuoyuna Duyuru pic.twitter.com/MbTGEDxS1U
— Gelecek Partisi (@GelecekPartiTR) July 24, 2023
Açıklamanın zamanlamasını anlamak için Gelecek Partisi Başkanlık Kurulu Üyesi Ayhan Sefer Üstün ile konuştuk. Üstün, bu açıklamaya giden süreci, Kılıçdaroğlu’ndan Davutoğlu’na giden ‘özür’ telefonunu 10Haber’e anlattı.
Önce olayı hatırlayalım.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 17 Temmuz’daki açıklamasında “Kılıçdaroğlu kazansa üç bakanlık ve MİT Başkanlığını alacaktık, yazılı mutabakat var” dedi.
Aynı gün CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Özdağ’ın açıklamalarını yalanlayarak “7 maddelik kamuoyuna açıklanan protokol ve iki genel başkan arasında bir protokol daha var. İkisinde de MİT müsteşarlığı ve 3 bakanlıkla ilgili bir düzenleme yok” dedi.
Özdağ ise, “Kemal Bey attığı imzayı inkâr edecek insan değildir” diye konuştu.
Gizli mutabakata Millet İttifakı bileşenlerinden ardı ardına tepkiler geldi.
18 Temmuz’da Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, iddiaları sormak için Kemal Kılıçdaroğlu’nu aradı. 10Haber’e konuşan Gelecek Partisi Başkanlar Kurulu Üyesi Ahmet Sefer Üstün, aralarında şu konuşmanın geçtiğini anlattı:
Davutoğlu: Sayın Kılıçdaroğlu, Özdağ’ın iddiaları doğru mu?
Kılıçdaroğlu: Bu iddialar söz konusu değil. Sadece 7 maddelik protokol var. Üç bakanlık değil, tek bir bakanlık üzerine konuşuldu. Bu bakanlığında ne olacağı konuşulmadı. Kesinlikle bunlar doğru değil.
Davutoğlu, 19 Temmuz’da katıldığı Karar TV canlı yayınında bu anektodu anlattı ve Kılıçdaroğlu’nun yanıtına ikna olduğunu söyledi.
Davutoğlu’nun konuşmasından sonra bu kez Kılıçdaoğlu, Davutoğlu’nu aradı. “Kılıçdaroğlu vicdan mı yaptı bilemiyorum” diyen Üstün ikili arasında bu kez şu diyaloğun yaşandığını anlattı:
Kılıçdaroğlu: Ya ben bir daha bakınca ek protokol gibi bir durum olduğunu gördüm.
Davutoğlu: Hayal kırıklığına uğradım, üzüldüm. Bu daha önce vardığımız mutabakata uymuyor.
Üstün, açılan bu telefon için “Kılıçdaroğlu’nun oradaki arayışı nedir bilemiyorum. Bir izahat olabilir, bir özür olabilir. Geçen hafta Kılıçdaroğlu ile Davutoğlu yüz yüze de görüştü. Orada da bu konu gündeme geldi. Genel Başkanımız üzüntüsünü dile getirdi ama köprüler atılmadı. Kılıçdaroğlu da yarı özür mahiyetinde bir izahat yapıyor. Ardından biz bir değerlendirme yaptık ve görmezden gelmenin doğru olmayacağını düşünerek not düşmek istedik bu açıklamayla” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Kılıçdaroğlu 21 Temmuz’da katıldığı canlı yayında söz konusu söyleşideki ifadeler için, “O protokolle ilgili konuşmam doğru değil. İki kişinin namusuna teslim edilen protokoldür. Açıklamayı ahlaki olarak doğru bulmam. Benim konuşmam doğru değil. Protokol ikimizin arasında imzalandı. Kamuoyuna açık değildi. İkimizin namusuna teslim edildi nokta. Bu konuda yorum yapmam doğru değil. Sayın Özdağ ile Sayın Oğan ile yaptığım görüşmelerle ilgili altı liderin haberi vardı” dedi.
Öte yandan İYİ Parti Sözcüsü ve Medya İlişkileri Başkanı Kürşad Zorlu, dün Başkanlık Divanı toplantısı ardından genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu ile Özdağ arasındaki protokolden haberinin olmadığını ifade eden Zorlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu merkezde Sayın Kılıçdaroğlu’nun bir televizyon programındaki şu ifadesi de önemlidir: ‘İki kişinin namusuna emanet edilmiş bir metin’ denildi. Bunun özellikle kamuoyumuz tarafından hassasiyetle irdelenmesi gereken bir ifade olduğunu söylemek isterim. Bu bizim dışımızda bir olaydır. Bu cümle gerçekten Türk siyasetinin bugünü ve yarınları için önemli bir ifadedir. Bunun sebep ve sonuçları, altındaki gerekçeler araştırılsın diyorum. Bununla birlikte yapılan protokolden Genel başkanımızın haberi yoktur. Niye yoktur? O tarihte 7 maddelik bir mutabakat metni yayınlanmıştı. O gün bu metindeki yer alan ifadelerin bizim de politikalarımıza, milletimizin hassasiyetlerine aykırı olmadığından bahisle bunda bir sakınca görmediğimizi Genel Başkanımız milletimizle paylaştı. Ama henüz hangi bakanlıkların hangi partiye verilmesi kararlaştırılmamışken ortaya çıkan protokol elbette doğru olmadığını ortaya koyduk.”