Türk futbol tarihinde ilk: Kulüpler yayın ihalesine girdi
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye Teknik Direktörü Stefan Kuntz için "Eylül ve ekim aylarında Ermenistan, Hırvatistan, Letonya maçlarına çıkacağız. Başarı devam ettiği sürece biz de hocamızla devam edeceğiz" dedi.
Önce bir sonra ise dört yıllığına Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olan Mehmet Büyükekşi’nin yapacağı ilk işlerden birinin Türkiye Milli Takımı hocasında değişiklik yapmak olduğu iddia ediliyordu. Şu an görevde bulunan Stefan Kuntz’un yerine getirileceği iddia edilen adaylar arasında Fatih Terim, Abdullah Avcı gibi isimler vardı. Ancak önce Letonya deplasmanında sonra ise Türkiye’de Galler’den alınan galibiyet bu planların durmasına neden oldu.
Mehmet Büyükekşi de Sabah gazetesine yaptığı açıklamada adeta iddiaları doğruladı. TFF Başkanı, “Türkiye olarak Avrupa’nın en genç milli takımlarından birine sahibiz. Milli oyuncularımız Avrupa’nın çok önemli liglerinde ve kulüplerinde forma giyiyorlar. Bu sayıyı mutlaka artırmalıyız. Almanya’da gerçekleştirilecek Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılmak istiyoruz. Teknik direktörümüz Stefan Kuntz da işin ciddiyetinin ve bizim için öneminin son derece farkında. Son oynadığımız Letonya ve Galler karşılaşmalarında aldığımız galibiyetler hepimizi mutlu etti. Şimdi önümüzde eylül ve ekim aylarında Ermenistan, Hırvatistan, Letonya ile kritik grup eleme maçlarına çıkacağız. Takımımıza çok güveniyoruz. Başarı devam ettiği sürece biz de hocamızla devam edeceğiz. Bu konuda farklı bir düşüncemiz yok” dedi. Büyükekşi bu sözlerle Kuntz’un tepesine adeta Demokles’in kılıcını koydu.
Efsaneye göre; Siraküza Kralı Dionysos, kral olmanın çok rahat ve güzel olduğunu savunan Demokles’e ders vermek için onu yemeğe davet eder. Onu ince bir sicimle tavana bağlanmış ağır bir kılıcın altındaki koltuğa oturtur ve ona iktidarın aslında ne kadar zor olduğunu gösterir. “Demokles’in kılıcı” deyimi günümüzde ‘önemli mevkilere yönelik potansiyel tehditleri’ vurgulamak için kullanılıyor.
TFF Başkanı Büyükekşi’nin açıklamalarında diğer öne çıkan kısımlar ise şöyle…
Yıldız transferini anlıyoruz ama: Avrupa’da mücadele eden kulüplerimizin kaliteli yabancı oyuncularla kadrolarını güçlendirmelerini anlayışla karşılıyoruz. Ama Avrupa’nın en genç milli takımlarından birine sahipken Avrupa’nın en yaşlı liglerinden birine sahip olmamızı kabul etmiyoruz. Bunu değiştirmemiz lazım. Bunu sağlamak için TFF olarak 23 yaş altındaki yabancı oyunculardan ücret almayacağız. Altyapı Akademileri’nde Türkiye Modeli projemiz kritik öneme sahip. Büyük paralar harcayarak yapılan transferler uzun vadede kazanım sağlamıyor. Bunun yerine kulüplerin altyapıya kaynak ayırması gerekiyor. Akademilerin yılda en az 2 futbolcuyu, A takıma vermesini bekliyoruz. Milli Takım’ın kalıcı başarısı da bu projeye bağlı.
Gençler için sistemi yeniden tasarladık: Akademiden başlayarak genç oyuncuların mutlaka sisteme dahil edilmesini istiyoruz. Yeni sistemde 3. Lig ve 2. Lig’de 23 yaş altı oyuncu oynatma mecburiyeti getirdik. İnşallah Bölgesel Amatör Lig’de (BAL) de 22 yaş altı oyuncu oynatma mecburiyeti getireceğiz. 3 tane 22 yaş altı futbolcuya ilk 45 dakikada sahada olma mecburiyeti koymayı planlıyoruz. 23 yaş bizim üst sınırımız, kulüpler 21 yaşında da 19 yaşında da 17 yaşında da futbolcu oynatabilirler. BAL’dan 3. Lig’e, 3’ten 2. Lig’e, 2’den 1. Lig’e, 1’den Süper Lig’e oyuncu geçişini bir şekilde gerçekleştirmeliyiz.
Avrupa’da sonuna kadar gitmeliyiz: Geçtiğimiz sezon kulüplerimizin topladığı puanlar ile ülkeler sıralamasında yeniden yükselişe geçtik. Avrupa kupalarında mücadele eden kulüplerimiz yeni sezona da çok iyi başladı. Kulüplerimizin aldığı her galibiyetin ülke puanımız için büyük önemi var. Ülkelerin puanları birbirine yakın. Bu nedenle her başarılı sonuç, bizi üst sıralara taşıyacak imkânı sağlıyor. Şimdi hedefimiz UEFA ülkeler sıralamasında ilk 10’a girmek. Takımlarımız inşallah Avrupa’da sonuna kadar gider.
2032 Türkiye-İtalya ortak adaylığı kabul edilirse 2028’den çekileceğiz: İtalya ile birlikte 2032 Avrupa Şampiyonası’nı eşit şartlarda düzenlemek için başvurumuzu yaptık. Teklif İtalya’dan geldi. 2032’deki rakip ülke İtalya ile bir müzakere yaptık ve 2032 için ayrı ayrı adaylık başvurusu yapmak yerine ortak başvuru kararı aldık. Eğer UEFA bu çalışmamızı kabul ederse herhangi bir şekilde başka bir rakibimiz yok. Ülkemiz gibi İtalya da gerek futbolda gerek turizmde önemli bir ülke. Başvurunun Avrupa futbolu ve Türk futbolu için çok önemli olduğuna inanıyoruz. Türkiye için bir milat olduğunu düşünüyoruz. Şampiyonanın oynanacağı şehirleri müzakere etmek için 2026’ya kadar süremiz var. Ortak yapacağımız adaylık başvurumuz UEFA tarafından kabul edilirse, EURO 2028 adaylığından çekileceğiz.
Şampiyonluk payı alan kulüplerin kabul etmesi gerek: Yayın havuzundan dağıtılan şampiyonluk payının 20 kulübe eşit bölünmesiyle ilgili bazı kulüplerimizin bize resmi başvuruları oldu. Kulüpler Birliği’nde bu konu gündeme gelmiş. Ancak şampiyonluk yaşayan kulüplerden resmi bir başvuru almadık. Şampiyon olmuş kulüplerin de resmi bir başvurusu olursa değerlendirmeye alabiliriz… Çünkü şampiyonluk payının bölüştürülmesine, kendi payından verecek olan kulübün de razı olması lazım ki konu değerlendirilmeye alınabilsin.
Hakem atamaları algoritma ile devam edecek: Yeni Merkez Hakem Kurulu (MHK) seçimi öncesi, ince eleyip sık dokuduk. Hakemlerimizde 8 Mart olayı dolayısıyla güven problemi ve huzursuzluk vardı. Bu huzursuzluğun giderilmesi için büyük çaba sarf ettik. Hâlâ da sarf etmeye devam ediyoruz. Yeni MHK Başkanı ile önemli çalışmalar yapacağız. Hakem Akademisi eğitim kadrosunun geliştirilmesi için de çalışmalar yapacağız. Atamalar algoritma ile devam edecek. VAR kadrosuna 2 hakem daha eklendi. Hüseyin Göçek ve Suat Arslanboğa VAR hakemi olarak devam edecek. VAR hakemleri de temsilciler de algoritma ile atanacak. Algoritmaya takımların istatistikleri de girilecek. Böylece maçların zorluk dereceleri ile ilgili veri de takımların güncel istatistikleri ile geliştirilecek. Hakemlerimiz için hataların minimum olduğu bir sezon diliyorum.