Cop29’da kadınsız iklim: Komitede 28 erkek, 0 kadın
İstanbul'un su temininde kritik rol oynayan barajlardaki su seviyesi yüzde 32,97 olarak kaydedildi, bu da son 9 yılın en düşük seviyesi. 10Haber’e konuşan uzmanlar kısa vadede İstanbulluların susuz kalmayacağını söyledi ama sert önlemlerle birlikte, kuraklıkla mücadele planı önerisinde bulundular.
Dünya en sıcak Temmuz ayını yaşarken, Türkiye’de ‘Eyyam-ı bahur’ sıcakları bitti, yerini ‘Basra’ sıcakları aldı. Hava sıcaklıkları, sıcak hava dalgalarıyla birlikte mevsim değerlerinin 4 ile 11 derece üzerinde seyrediyor. Hava sıcaklığının artması ve yağışların yok denecek kadar az olması nedeniyle İstanbul’a su sağlayan barajlardaki doluluk oranı da günden güne azalıyor. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi(İSKİ) verilerine göre megakentin barajlarındaki doluluk oranı son 14 günde yüzde 2,97 azalarak yüzde 32,97’ye geriledi.
Son 9 yılın en düşük doluluk oranının ölçüldüğü İstanbul’da vatandaşlar ‘su krizi’ yaşanabileceğine ilişkin endişe yaşıyor.
İSKİ verilerine göre 18 Ağustos itibariyle İstanbul barajlarında 286,39 milyon metreküp su bulunuyor. Bunun yüzde 54,87’sini Ömerli barajı, yüzde 17,98’ini Darlık barajı, yüzde 10, 83’ünü de Terkos barajı oluşturuyor. Geri kalan 7 baraj ise mevcut suyun sadece yüzde 16.32’sini oluşturuyor.
Bu yıl İstanbul’a günlük ortalama 3,02 milyon metreküp su verildiği düşünüldüğünde kabaca İstanbul’un 86 günlük suyu kaldı demek mümkün.
10Haber’e konuşan İklim Bilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz, “İstanbul’da su gittikçe azalıyor. Hepimizin dikkatli olması ve daha az su kullanması gerekiyor. Özellikle araba yıkamak, halı yıkamak ve havuz doldurmak yasaklanmalı. Tüm bunların yanı sıra İstanbul’u beseleyen Melen’den gelen sudur. Dolayısıyla Melen’de su olduğu müddetçe İstanbulluların çok korkmasına gerek yok” dedi.
Meteoroloji ve Afet Yönetimi Profesörü Mikdat Kadıoğlu ise 10Haber’e yaptığı açıklamada, “İstanbul kendi suyunu kendi kaynaklarından karşılayamayan bir şehir. Trakya sınırından Batı Karadeniz’e kadar uzanan baraj ve regülatörlerden su taşımak zorunda olan bir şehir. İstanbul’un suyu üzerinde yaşayan nüfusa yetmiyor. İstanbul’un nüfus ve sanayi anlamında seyrekleştirilmesi gerekiyor. Anadolu’da İstanbul gibi cazibe merkezleri oluşturulmalı. Sonuç olarak kimse rahat olmasın ama 1 Ekim’e kadar yetecek kadar su var. İBB bir bütün olarak kuraklığı izleyemiyor, kuraklıkla mücadele planı yok” değerlendirmesini yaptı.
İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Bülent Solmaz da, dün yaptığı açıklamada İstanbulluların önümüzdeki dönemde herhangi bir su sıkıntısı çekmeyeceğini ifade etti.
Solmaz, “İstanbul’un en kötü senaryo ile karşılaşabileceği en büyük problem; diyelim ki 2 milyon 800 bin metreküp ihtiyaç var, elinizde de o gün dağıtabileceğiniz 2 milyon 600 bin metreküp bir su olur. Yani dolayısıyla yüzde 10’luk bir kısıtlılık söz konusu olur. Ama şu an için böyle bir kısıtlılık da söz konusu değil. Mesela bugün özelinde, 3 milyon üzerinde, şu anda buharlaşmayla birlikte 3 buçuk milyon, suyu şu anda şebekemiz üzerinden kullandırıyoruz ve dağıtıyoruz. Dolayısıyla 60 günlük suyumuz var şeklinde bir söyleme katılmıyorum” dedi.
Solmaz, yağış sezonuna kadar su sıkıntısı yaşanmayacağını belirtse de “Bizim söylediğimiz, normal şatlar altında herhangi bir su kısıtlılığıyla ilgili öngörümüz yok. Dolayısıyla vatandaşımız suyu, hem su açısından, hem enerji açısından, hem karbon ayak izi açısından tasarruflu olarak kullanmaya devam etsin” uyarısında bulundu.