TÜSİAD sanayinin röntgenini çekti: Rekabet için etkin bir politikaya ihtiyaç var
Türkiye ekonomisi, iç tüketimin desteğiyle ikinci çeyrekte yüzde 3,8 büyüdü. Hane halkı tüketimi büyümeye 10,7 puan katkı yaparken, büyümeyi net ihracat 6,3 puan ve stok değişimi 2,6 puan aşağı çekti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ikinci çeyrek büyüme verilerini açıkladı. Buna göre Türkiye ekonomisi, iç tüketimin desteğiyle, ikinci çeyrekte yıllık yüzde 3,8, bir önceki çeyreğe göre yüzde 3,5 büyüdü. Ekonomik aktivitede ilk çeyrekte depreme rağmen görülen canlı seyrin ikinci çeyrekte seçim öncesi tüketime dayalı teşvik politikaları nedeniyle devam etmesi beklenirken, tahminler yıllık bazda yüzde 4, çeyreklik bazda 3,3 düzeyindeydi. Nihai tüketim harcamaları yüzde 15,6, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5,3 ve yatırımlar yüzde 5,1 arttı. Yani hane halkı tüketimi büyümeye 10,7 puan katkı yaptı. İkinci çeyrekte mal ve hizmet ithalatı yüzde 20,3 artarken, ihracat ise yüzde 9 azaldı. Büyümeyi net ihracat 6,3 puan ve stok değişimi 2,6 puan aşağı çekti.
Türkiye ekonomisinin büyüklüğü ikinci çeyrekte cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 60,7 artarak 5 trilyon 502 milyar 192 milyon liraya yükseldi. Ekonominin dolar cinsi büyüklüğü ise ikinci çeyrekte cari fiyatlarla 271 milyar 468 milyon olarak gerçekleşti. Yıllık büyüklük ise 1 trilyon 22 milyar dolara çıktı.
Üretim yöntemiyle gayri safi yurtiçi hasıla verilerine bakıldığında en dikkati çeken yılın ikinci çeyreğinde sanayideki daralma oldu. Sanayi sektörü geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2,6 daralırken ekonomik büyümeyi 0.55 puan geriye çekti. İmalat sanayii ise yüzde 1,9 küçülerek ekonomik büyümeyi 0.33 puan negatif etkiledi. Tarım sektörü yüzde 1,2 büyüme sağladığı ikinci çeyrekte ekonomiye 0.05 gibi oldukça düşük bir katkı yaparken inşaat sektöründe hızlanan büyüme dikkat çekti.
İnşaat sektörü uzun çeyrekler boyunca daralmanın ardından büyük deprem felaketinden toparlanma çalışmaları kapsamında bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 6,2 büyüdü. Böylece inşaat sektörü Türkiye ekonomisine 0.32 puanlık olumlu katkı yapmayı başardı. Gayrimenkul sektöründe yüzde 3,2’lik büyüme yaşanırken, büyümeyi 0.28 puan yukarıya çekti. Kamu yönetimi faaliyetleri yüzde 6,6 büyüdüğü ikinci çeyrekte ekonomiyi 0.13 puan olumlu etkilerken, vergi ve sübvansiyonlar yüzde 17,9 büyüdü ve ekonomik büyümeye 1.81 puanlık düşürücü etki yaptı.
Hizmetler sektörü hızı yavaşlasa da yüksek büyümesine devam etti. Hizmetler sektörü yüzde 6,4 büyüme gösterdi ikinci çeyrekte ve 1.67 puan büyümeyi yukarı çekti. Bilgi iletişim sektörü oldukça yavaşladı yüzde 1,3 büyüme sağladı. Finans ve sigorta sektörleri ise makro ihtiyati tedbirlerin yoğun olduğu ikinci çeyrekte yüzde 4,9 büyürken ekonomik büyümeye sadece 0.28 puan katkı verebildi. Bu yılın üçüncü çeyreğinde de finans sektöründen büyümeye katkının düşük olması bekleniyor. İdari destek hizmet faaliyetleri yüzde 1,2 daralırken ekonomik büyümeyi 0.5 puan aşağı çekti. Diğer hizmet sektörü yüzde 6,2 büyüdü ancak katkısı 0.17 puanda kaldı.
Üretim yöntemiyle GSYH tahmini, 2023 yılının ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 60,7 artarak 5 trilyon 502 milyar 192 milyon TL oldu. GSYH’nin ikinci çeyrek değeri cari fiyatlarla dolar bazında 271 milyar 468 milyon dolar olarak gerçekleşti.
İş gücü ödemeleri, 2023 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 116,3 arttı. Net işletme artığı/karma gelir yüzde 31 arttı. İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayrisafi katma değer içerisindeki payı geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 25,3 iken, bu oran 2023 yılında yüzde 34,3 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 53,3 iken yüzde 43,8 oldu.
Bu arada TÜİK bağımsız GSYH 2022 verilerini de açıkladı. Emeğin milli gelirden aldığı payda gerçekleşen düşüş verilere de yansıdı. Dönemsel GSYH tahminlerinden bağımsız olarak hesaplanan bağımsız yıllık GSYH, zincirlenmiş hacim endeksiyle 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5,5 arttı. Ancak emeğin bu büyümeden aldığı pay son 5 yılda olduğu gibi 2022’de de azalmaya devam etti.
İş gücüne yapılan ödemelerin cari gayrisafi katma değer içindeki payı incelendiğinde emeğin ve sermayenin aldığı payda dramatik değişiklik gözlendi. İşgücüne yapılan ödemelerin payı 2018 yılında yüzde 33,5 iken bu oran 2022 yılında yüzde 26,3 oldu. Böylece başkanlık rejiminden bu yana işgücü ödemeleri payı 7,2 puan geriledi. Emeğin milli gelirden aldığı pay 2021 yılında yüzde 30 iken bu oran 2022 yılında yüzde 26,3’e geriledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, büyüme rakamlarına ilişkin açıklama yaptı. Küresel koşullar ve depreme rağmen güçlü büyümenin devam ettiğini belirten Şimşek, “Hedefimiz büyümenin güçlü, dengeli, sürdürülebilir ve kapsayıcı olması” dedi. Şimşek’in açıklaması şöyle:
“TÜİK tarafından açıklanan GSYH verilerine göre, Türkiye ekonomisi 2023 yılının ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre reel yüzde 3,8 büyürken, mevsimsel düzeltilmiş GSYH büyümesi bir önceki çeyreğe göre yüzde 3,5 olmuştur. Sıkı küresel finansal koşullar ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,8 daralan küresel ticarette rağmen deprem felaketinin ekonomik etkilerini telafi etmeye çalıştığımız yılın ikinci çeyreğinde ekonomimiz güçlü büyüme performansına devam etmiştir. Küresel aktivitedeki zayıflamayla reel ihracatta düşüş devam ederken; güçlü iç talebe bağlı olarak ithalat artışını sürdürmüştür. Böylece net dış talep büyümeyi sınırlandırmıştır. Öte yandan ekonominin üretken kapasitesinin artırılması açısından önem arz eden yatırım harcamaları yüzde 5,1 artmıştır. Hedefimiz büyümenin güçlü olmasının yanı sıra, aynı zamanda dengeli, sürdürülebilir ve kapsayıcı olmasıdır. İç ve dış talep dengesinin yeniden tesisi için tedbirler almaya ve uygulamaya devam ediyoruz. Kaynakların tüketimden çok; yatırım, istihdam, üretim ve ihracata aktarılmasını önceliklendiriyoruz. Bu tedbirler neticesinde ekonomimizin dış şoklara karşı kırılganlığını azaltmayı hedefliyoruz. Şeffaf, tutarlı ve uluslararası normlara uygun politikalar sayesinde güvenin temin edilmesi ile öngörülebilirlik artırılacaktır. Öngörülebilirlik, sürdürülebilir büyümenin sağlanması için gereken yatırım ve istihdam artışında kritik önem taşımaktadır.”
Hazine eski Müsteşarı ve iktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda rakamın aslında düşük büyüme anlamına geldiğini şu ifadelerle anlattı:
2. Çeyrek büyümesi TÜİK tarafından % 3,8 olarak açıklandı. Çok yüksek negatif faizin ve çok yüksek enflasyonun varlığına karşın bu oran düşük bir büyüme oranı anlamına geliyor. Burada sözünü ettiğimiz negatif faiz, reel faiz değil. Türkiye’de nominal faiz negatif.
— Mahfi Eğilmez (@mahfiegilmez) August 31, 2023
Ekonomist Uğur Gürses de Twitter hesabından şu paylaşımı yaptı:
Uydurma ekonomi politikasının hakim olduğu son 7 çeyrekte ortalama büyüme % 5.8 olurken, öyle iddia edildiği gibi yatırım ve ihracatın katkısı yüksek olmadı; tersine hane halkı tüketim patlaması yaratıldı.
Elde ne var? Patlamış bir enflasyon ve geçim sıkıntısı. pic.twitter.com/BshlML8OTH— Uğur Gürses 🌞 (@ugurses) August 31, 2023
Finansal danışman ve DEVA Partisi Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Rıfat Gencal:
Nasıl mı büyüyoruz.. Ben bu resime baktıkça 2.çeyrekte servet transferini rekorlar kırdırarak büyüdüğümüzü görüyorum…
Ya siz??
Grafik : @Burumcekci @BurumcekciRC pic.twitter.com/WCdLoRhPvt
— Ömer Rıfat Gencal (@omgencal) August 31, 2023
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cem Çakmaklı da, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda büyüme rakamlarının beklentilerin üzerinde gerçekleşmesinin nedenlerini tamamen iç talep kaynaklı dengesiz büyüme olmasına ve enflasyonda GSYH’yi reel olarak ölçmenin zorlaşmasına bağladı. Çakmaklı’nın tweet serisi şöyle:
📢2. Çeyrek GSYH verisi açıklandı.
📌Önceki çeyreğe göre büyüme %3,5
📌2022 2. çeyreğe göre %3,8 büyüme gerçekleşti.Tahmininiz önceki yıla göre %3 olacağı idi. @SelvaDemiralp hocam dün yayınlamıştı. Gerçekleşme herkesin beklentilerinden yüksek.
Bu sapmanın iki nedeni var
1/n pic.twitter.com/3gXBLyW0h1— Cem Çakmaklı (@Cem_Cakmakli) August 31, 2023
İş Yatırım da 2023 yılı ikinci çeyrek büyümesiyle ilgili hazırladığı bilgi notunda şu görüşlere yer verdi:
“Özetlemek gerekirse hane halkının gelirler ve para politikasıyla desteklenmesi ve kurun baskılanması 2021 ikinci çeyreğinden beri tüketim bazlı güçlü bir büyümeyi sağladı. Bunun bedelini rekor yüksek cari açık ve rezerv kaybı ile ödedik. Seçim sonrası kurun serbest bırakılması, finansal koşulların sıkılaşması ve para politikasının normalleşmeye başlaması ile ekonominin yavaşlamasını bekliyoruz. Ne kadar yavaşlayacağı seçime giderken Ankara’nın gaza ve frene ne kadar basacağına bağlı belirlenecek.”
İş Yatırım’a göre üçüncü çeyreğe dair ilk verilerde yavaşlama sinyalleri görülüyor. Temmuz S&P İmalat PMI rakamı (49,9) ve MÜSİAD SAMEKS endeksi (50,1) eşik değere gerilediğinin belintildi bilgi notunda şu görüşler paylaşılıyor:
“PMI sektörel detayları tekstil, ana metal, kimya, mobilya, metalik olmayan mineraller, konfeksiyon gibi sektörlerde sert bir daralmaya işaret ediyor. Elektrikli ve elektronik ürünler, makine ve metal ürünler, otomotiv halen genişleme gölgesinde ancak önümüzdeki aylarda Avrupa’nın yavaşlaması ve Çin baskısıyla durum değişebilir. Kapasite kullanım oranı Ağustos ayında 1,2 yüzde puan geriliyor. Deprem sonrası yeniden inşa faaliyetleri dolayısıyla ekonomi genelinde yavaşlamanın etkisi sınırlı olabilir. Ama yılın ikinci yarısında ilk iki çeyreğe göre büyümenin yavaşlaması kaçınılmaz gözüküyor.”