Erdoğan salonu Esad’a tavır olsun diye terk etmemiş: Hâlâ Esed’den umutluyum
Suriye'de Esad'ın hakimiyeti altındaki şehirlerde ekonomik kriz nedeniyle başlayan protestolar üçüncü haftaya girdi. Suriye'nin güneyinde bu hafta sonu toplanan protestocular Esad'ın görevden alınması çağrısında bulundu. Ülkenin doğusunda ise Arap aşiretler ile terör örgütü SDG çatışıyor.
Suriye’de son haftalarda yaşanan protestolar, hem Devlet Başkanı Beşar Esad’ın kontrolündeki bölgelerde gerçekleşmesi hem de şimdiye kadar iç savaşa görece tepkisiz yaklaşan Dürzilerin başlatması açısından önceki protestolardan ayrılıyor.
Süveyda’da cuma günü 1500’den fazla kişinin katıldığı protestolar için pazar günü de büyük kalabalıklar toplanmaya devam etti ve sosyal medyada paylaşılan videolarda, “Beşar’ı istemiyoruz!” ve “Haydi git Beşar” sloganları atıldı. Protestocular Esad’ın fotoğraflarını yakarak iktidar partisinin yerel ofisine saldırdı.
Dürzi nüfusunun çoğunlukta olduğu Süveyda kenti, geçen ay hükümetin akaryakıt sübvansiyonlarını kesmesiyle başlayan ancak daha geniş çaplı siyasi değişimin talep edildiği rejim karşıtı gösterilere dönüşen protestoların odak noktalarından biri haline geldi.
Suriye hükümeti kısa süre önce kamuda çalışan kişilerin maaşlarını iki katına çıkarmış ve asgari ücreti yaklaşık iki yıl sonra ilk kez yükseltmişti. Süveyda’da yaşayan 36 yaşındaki protestocu Ravad Financial Times’a verdiği demeçte, “Buna rağmen ailelerimizi besleyemiyoruz. İşler o kadar kötüye gitti ki genç erkeklerin çoğu eve üç kuruş gönderebilmek için yurt dışında çalışmak zorunda” dedi.
The people are out in the streets of Suwayda, Syria for a second Friday in a row.
After the Friday prayers, they left the Mosques and gathered to protest against President al-Assad.
They chanted "Hurry up and leave, Bashar"
Growing protests in Syria pic.twitter.com/xsW0QXjiYG
— Visegrád 24 (@visegrad24) September 1, 2023
Bu protestolar aynı zamanda Esad güçlerine karşı iç savaştan önce baş gösteren 2011 ayaklanmalarının ilk günlerini anımsatıyor. İran ve Rusya tarafından desteklenen Esad, ülkenin yaklaşık üçte ikisinin kontrolünü yeniden sağlasa da yıllar süren çatışmalar ve Batı’nın yaptırımları Suriye ekonomisini uçurumun kenarına getirdi.
Bununla birlikte Süveyda savaş boyunca hükümetin kontrolü altında kaldı ve Dürzi liderler ile rejim arasında yapılan anlaşma sayesinde çatışmalardan büyük ölçüde uzak kaldı. Ancak ekonomik sorunlar bu anlaşmayı bir sınava soktu ve 2020’den bu yana şehirde zaman zaman protestolar yapıldı. Dürzi liderlerin şu anki protestolara destek vermesi ise Esad hükümetine karşı yeni bir darbe oldu. Daha önceki hiçbir protestoya Dürzi liderler destek vermemiş hatta hükümetle protestocular arasında arabuluculuk yapmıştı.
Esad hükümeti şimdiye kadar Süveyda’daki protestolara şiddetle karşılık vermedi. Chatham House’da danışmanlık yapan Haid Haid, “Rejim Süveyda’ya karşı dikkatli davrandı. Süveyda silahlanmış bir şehir, dolayısıyla herhangi bir askeri eylem ya da misilleme protestoları silahlı direnişe dönüştürebilir. Gerginlik hızla tırmanabilir ve rejim de bunun farkında” dedi.
Şam’ın şu an protestoculara yaklaşımı şehirdeki kamu hizmetini durdurmak, akaryakıt fiyatlarını daha da yükseltmek ve ordu mensuplarından alınan vergiyi iki katın üzerine çıkarmak gibi taktikler oldu. Haid, “Rejim protestocuların yorulup dağılacağını düşünüyor” dedi.
Ancak Esad güçleri protestoların yaşandığı her yere Süveyda gibi yumuşak bakmıyor. Suriye İnsan Hakları Ağı, çoğu Şam, Halep ve Alevi mezhebine mensup Suriyelilerin kalesi olan Lazkiye ve Tartus’un kıyı taraflarında protestolara katılan en az 57 kişinin tutuklandığını bildirdi.
Suriye’nin güneyinde bunlar yaşanırken doğusunda da petrol ve doğalgaz kaynakları sebebiyle Arap aşiretleri ile terör örgütü PKK-YPG’nin bir uzantısı olan Suriye Demokrat Güçleri (SDG) arasında çekişmelerin yaşandığı Deyrizor, son bir haftadır epey karıştı.
Kriz, 27 Ağustos’ta Deyrizor Askeri Meclisi Komutanı Ahmed el Halil’in (Ebu Havle), SDG’den Mazlum Abdi ile görüşmeye davet edilmesinin ardından Haseke yolunda ‘uyuturucu kaçakçılığı, kötü yönetim, görevini kendi çıkarları doğrultusunda kullanma’ gibi gerekçelerle gözaltına alınmasıyla başladı. Ebu Havle’ye bağlı milisler, Busayra’da SDG’nin karargahına saldırdı. Çıkan çatışmalar diğer kasabalara da sıçrarken, Arap aşiretleri bazılarında kontrolü ele geçirdi.
SDG’nin bölgeye ağır silahlar ve takviye milisler gönderdiği belirtildi. SDG’den yapılan açıklamada, “Arap ve Kürtler arasında çelişki yoktur, SDG iki halkın birliğinin kanıtıdır” sözlerine yer vererek aşiretlerle iletişim halinde olduklarını söylerken, merkezi Londra’da bulunan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, geçen pazar gününden beri yaşanan çatışmalarda biri çocuk, altısı sivil en az 52 kişinin hayatını kaybettiğini, 58 kişinin de yaralandığını duyurdu.
Deyrizor’daki çatışmalar da son dönemlerde ülkenin doğusunda yaşanan en büyük çatışmalardan biri olarak görülüyor. Çatışmaların ABD’nin IŞİD’le mücadelede öncülük ettiği Uluslararası Koalisyon’a bağlı birliklerin de konuşlandırıldığı Tabiye kasabası yakınlarında başladığı bildiriliyor.
Öte yandan Gazeteci Fehim Taştekin’in yazısına göre çatışmaların çıkmasındaki asıl sebep Ebu Havle’nin gözaltına alınması değil, Arap aşiretler, SDG’nin faaliyetleriyle bölgedeki kontrolünü artırdığını ve petrol gelirlerinden Arapların mahrum bırakıldığını söylüyor. Deyrizor’dan gazeteci Muaz el Nasır ise şunu söylüyor: “Taraflar arasındaki çatışmanın yegane nedeni Ebu Havle’nin gözaltına alınması değil. Arap aşiretlerinin çoğu SDG’nin yürüttüğü operasyonun bölgede kontrolünü artırmaya, aşiretlerin etkisini sınırlamaya dönük olduğunu düşünüyor.” Nasır, SDG’nin bölgedeki faaliyetlerine son vermemesi halinde çatışmaların devam edeceğini düşündüğünü belirtiyor.
Dışişleri Bakanlığı da bölgede yaşanan olaylarla ilgili bir açıklamada bulunarak, çatışmaları yakından ve kaygıyla takip ettiklerini dile getirdi. Bakanlığın açıklamasında, “Bu gelişme, terör örgütünün, Suriye’nin kadim halklarını, üzerlerinde şiddet ve baskı uygulamak ve temel insan haklarını ihlal etmek suretiyle tahakküm altına alma girişimlerinin yeni bir tezahürüdür” denildi.
Deyr-Ez Zor Kırsalındaki Gelişmeler Hk. https://t.co/hEyTZYI5gQ pic.twitter.com/MEVB54GYjf
— T.C. Dışişleri Bakanlığı (@TC_Disisleri) September 1, 2023
Arap aşiretleri ve SDG arasında yükselen tansiyon için Washington da araya girdi. Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İlişkilerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Ethan Goldrich ile IŞİD’e karşı Uluslararası Koalisyon Güçleri Komutanı Joel B. Vowell’ın, Deyrizor’da Arap aşiretleri ve SDG komutanlarıyla görüşmeler yaptığı bildirildi.
NEA Deputy Assistant Secretary Goldrich and OIR Commander Major General Vowell met in northeast Syria with the SDF, the SDC, and tribal leaders from Deir El-Zour. They agreed on the importance of addressing the grievances of residents of Deir El-Zour, the dangers of outsiders…
— U.S. Embassy Syria (@USEmbassySyria) September 3, 2023
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, iki üst düzey ABD’li yetkilinin pazar günkü görüşmelerde yerel anlaşmazlıkları ele aldığı ve ‘şiddetin mümkün olan en kısa sürede yatışması ve kayıpların önlenmesinde’ taraflarla mutabık kaldığı kaydedildi. İngiliz haber ajansı Reuters’a konuşan Batılı diplomatlar, Washington’ın gerilimi yatıştırmak için Araplara daha fazla söz hakkı verilmesini söylediği belirtildi.