İmamoğlu’ndan MÜSİAD ziyareti: İBB ile işbirliği vurgusu yaptılar
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in Türkevi'nde yaklaşık bir saat süren görüşmesi Yunan basınında da geniş yankı buldu. Genel olarak bütün gazetelerde '3+1' formülü ele alınırken, Erdoğan'ın Kıbrıs, gazeteci Nedim Şener'in Yunanistan sözleri dikkat çekilen diğer maddeler oldu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu çerçevesinde bir araya geldi. 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ilişkileri yumuşattığı, art arda gerçekleşen seçimlerde tebrik mesajlarının temmuz ayında Vilnius’taki NATO zirvesine götürdüğü normalleşme hareketinin son zinciri bu görüşme oldu.
Görüşmede öne çıkan konular kaçak göç konusunda işbirliği yapma ve ilerleyen aylarda hükümet yetkililerinin yeniden bir araya gelmesiydi. Yunanistan basını iki liderin konuşmasına geniş ölçüde yer verirken, günlük Ta Nea gazetesi gazeteci Nedim Şener’in katıldığı bir televizyon programında, “Türkiye elinin tersiyle dokunsa Yunanistan yerle yeksan olacak” sözlerini dile getirmesi dikkat çekti.
Eleni Evengalidomou’nun Ta Nea’da kaleme aldığı “Manhattan’daki gökdelende ‘Evet’ler, ‘hayırlar’ ve ‘belkiler” başlıklı yazısında, kapalı kapılar ardında neler olup bittiğini bilen kaynaklara dayanarak 60 dakika süren görüşmenin kamera arkasında kamera önündekinden farklı olmadığını belirtti.
Yunan tarafının özellikle NATO zirvesinden sonra ‘Türkiye’nin iletişim kanallarını açık tutmak için istekli olduğunu gördüğünü’ yazan gazeteci, bunun iki liderin de zihninde ‘kırmızı çizgiler, dikenler ve hayırların’ olmadığı anlamına gelmediğinin altını çizdi.
Türkevi’ndeki toplantıdan birkaç saat önce Miçotakis’in CNN International’a verdiği demeçte kritik toprak meseleleri konusunda Yunanistan’ın tutumunu, “Elbette büyük farklılıklarımız var. Ancak Türkiye’nin iki ülkeyi silahlı çatışmanın eşiğine getirecek saldırgan bir davranış içine girmesinin lüzumu yok. Toprak konusunda anlaşamadığımızı kabul edebiliriz ve kapıyı açık bırakarak diğer alanlarda işbirliği yapabiliriz” demişti.
Evengalidomou, Miçotakis’in bu sözlerine dayanarak, “Yunan tarafı, hızlı ya da kolay çözümler konusunda illüzyona kapılmadığı konusunda ısrarcı olmakla birlikte kendi kırmızı çizgilerinden geri adım atmayacağını da ilan etti. Kısacası bir adım daha atıldı ancak yol çok daha uzun değerlendirmeleri yapılıyor” diye yazdı.
Görüşmede ayrıca ihtilaflı Kıbrıs meselesinin görüşüldüğü de yazıldı. Miçotakis daha sonra gurbetçi grupların temsilcilerine hitaben yaptığı bir konuşmada, “Kıbrıs sorununa BMGK’nın kararlarına saygı gösterilecek bir çözüm bulunması yönündeki kesin kararlılığımı burada tekrarlamak istiyorum” diyerek iki devletli bir çözüme ilişkin herhangi bir fikir ya da tartışmanın ‘kesinlikle kabul edilemeyeceğini’ vurguladı.
Evengalidomou, yıl sonuna kadar hazırlanıp mutabık kalınması beklenen yol haritasının ‘3+1 dönüm noktaları’ ile sağlanacağını yazdı. Bunlardan ilki 16 Ekim’de Dışişleri Bakan Yardımcıları Burak Aksapar ve Aleksandra Papadopoulou Atina’da yapacağı görüşme. Bunun ‘en zor’ görüşme olacağını söyleyen gazeteci, görüşülecek konuların kıta sahanlığı gibi deniz konuları olacağını belirtti.
İkinci görüşmenin 17 Ekim’de Dışişleri Müsteşarı Costas Fragogianni ile Aksapar arasında görece daha kolay bir alan olan ekonomi olduğunu yazıldı. Üçüncü görüşme ise kasım ayında Milli Savunma Bakanlıkları düzeyinde yapılacak Güven Artırıcı Önlemler görüşmesi olacak. Dördüncü görüşme 7 Aralık’ta iki lider ve Bakanlar Konseyi üyelerinin katılımıyla gerçekleşecek Stratejik İşbirliği Yüksek Konseyi’nin toplanması olacak. Esas dönüm noktası da bu görüşme olacak zira konuşulan konularda mutabık kalınırsa Türk-Yunan işbirliği anlaşması imzalanacak.
Ta Nea’da yer alan başka bir haberde ise Hürriyet yazarı Nedim Şener’in sözleri eleştirildi. Şener, TV 100’de katıldığı programda, “Yunanistan gibi devlet bile sayılmayacak, bize göre ülke sayılmayacak, bir geçmişi bile olmayacak bize paçozca saldırılarda bulunuyor. Türk cihanı elinin tersiyle dokunsa yerle yeksan olacak bir yer, arkasına ABD’yi almış kabadayılık yapmaya çalışıyor” sözlerini dile getirdi.
Gazete ise bu sözlere karşılık, “İki liderin görüşmesi gayet olumlu bir atmosfer gerçekleşmişken ve iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmekte olduğu gösterilmişken Hürriyet gazetesi Türkiye’yi Yunanistan’a saldırmaya çağıran ve adaların sahipliğini sorgulayan bir haber yayınladı” diye yazdı. Hürriyet’in sitesinde bu konuyla ilgili bir haber olmasa da Şener’in TV 100’de dile getirdiği sözler TV 100’ün YouTube kanalında bulunuyor.
To Vima gazetesi de 7 Aralık’ta yapılacak görüşmelerin ilişkiler için dönüm noktası olacağını belirterek, “Yunanistan ve Türkiye arasında yapılacak bir anlaşma, işbirliğinin hep devam eden gerginlik ve herhangi bir ‘kaza’ tehdidinden daha daha iyi sonuçlar getirebileceğine dair toplumda güven ve inanç oluşturma konusunda bir kaldıraç görevi görecek” diye yazdı. Gazete yazısını, “Kesin çözüm çıkmasa bile iç huzur çok şey ifade ediyor” sözleriyle bitirdi.
Kathimerini’de Stavros Papantoniou’nun yazısında ise Erdoğan’ın Miçotakis ile görüşmesinden önce BM’de yaptığı konuşmada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasını istemesine verilen cevabın ‘semiyolojik’ olduğuna dikkat çekti.
Erdoğan’ın BM’deki konuşmayla ‘atmosferi bozduğunu yazan gazeteci, “Yunan tarafı cevabını Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis aracılığıyla verdi. Ancak asıl cevap semiyolojikti ve başbakanının programına da yansıdı” diyerek, Miçotakis’in Erdoğan’la görüşmesinin hemen ertesinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin lideri Nikos Hristodulidis ile görüştüğünü yazdı.
Diğer bir haber portalı olan Flash.gr’de ise gazeteci Petros Troupiotis, yazdığı bir köşe yazısında, “Miçotakis’e yakın bir isme görüşmeden ne beklememiz gerektiğini sorduğumda ‘şok edici, aman aman bir şey yok, sakin günlerin devam etmesi için yapılacak sadece’ yanıtını aldım” diye yazdı.
Yol haritası sürecinden elle tutulur bir şey elde edilemeyecek olsa bile ‘tartışmanın olumlu bir şey’ olduğunu dile getiren gazeteci, iki ülkenin de uluslararası yatırımcılara ‘komşularıyla sorun yaşamayan’ bir ülke olduklarını göstermeye çalıştıklarını belirtti.