Rus valiye suikast girişimi: Durumu kritik
Slovakya'nın Rusya yanlısı kampanya yürüten eski Başbakanı Robert Fico, ülkedeki parlamento seçimlerini önde tamamlaması, savaş uzadıkça ve cephe hattında elle tutulur bir başarı elde edilmedikçe Batı'nın Ukrayna'ya verdiği desteğin azalacağının bir başka göstergesi oldu.
Slovakya’nın tarihsel olarak Rusya’ya sempati duyduğu biliniyor. Daha önce toplamda 10 yıl boyunca Slovakya’nın başbakanlığını yapan SMER partisinin lideri Robert Fico seçimleri yüzde 23’lük bir oy oranıyla önde tamamladı. Ne var ki Fico’nun Ukrayna’ya silah verilmemesi gerektiği yönünde birtakım açıklamalarda bulunması SMER kontrolünde kurulacak yeni hükümetin Ukrayna’nın yüzünü güldürmeyeceği düşünülüyor.
Slovakya Cumhurbaşkanı Zuzana Caputova, seçimleri önde tamamlayan Fico’dan bir koalisyon hükümeti kurmasını istedi. Caputova, pazartesi günü yaptığı açıklamada yeni hükümetin ‘tüm vatandaşlara hizmet edecek’ bir hükümet olması gerektiğini vurgulayarak gelecek günlerde sadece partiler arasında değil, kendisinin de dahil olduğu müzakerelerin yapılacağını söyledi.
Batı yanlısı bir liberal olan ve hakaret davası açtığı Fico’yla ilişkileri ip gibi gergin haldeki Caputova, “Önümüzdeki günlerde hangi partilerin parlamentoda kimi çoğunluğu oluşturacağını göreceğiz” yorumunda bulundu. Fico, seçim kampanyasını yürüttüğü sırada Caputova’yı birçok kez ‘ABD’nin kuklası’ olmakla itham etmişti.
SMER’in 150 sandalyeli parlamentoda 42 milletvekili var. 59 yaşındaki Fico’nun SMER’den ayrılanların kurduğu ılımlı Hlas ile müzakerelere başlaması bekleniyor. Koalisyonun üçüncü üyesinin ise yüzde 5,6’lık oy oranına sahip milliyetçi Rus yanlısı Slovak Ulusal Partisi (SNS) olması muhtemel görünüyor. Böylelikle bu üç partili koalisyon, 150 sandalyeli parlamentoda 79 sandalyeye sahip olacak.
Öte yandan analizler Hıristiyan Demokrat KDH partisinin SNS’ye alternatif oluşturabileceğini söylüyor. Fico hükümeti kurmayı başaramazsa yüzde 17’lik oy oranıyla ikinci sırada yer alan liberal ve Batı yanlısı İlerici Slovakya şansını deneyecek.
Fico pazar günü yaptığı açıklamada Ukrayna’ya insani yardım ve yeniden yapılanma yardımı yapılmasını desteklediğini ancak ülkesinden daha fazla silah gönderilmemesini istediğini tekrarladı. Analistler ise Slovakya’nın zaten yedek silah ve mühimmat stoklarının azaldığını ve bu nedenle Ukrayna’ya askeri yardım göndermemesinin etkisinin çok olmayacağını söylüyor.
Seçim sonuçları, Batı’nın Ukrayna’ya sağladığı milyarlarca dolarlık askeri yardıma ilişkin rahatsızlığın ABD ve Avrupa Birliği’nde (AB) giderek artan ve söz konusu paranın kendi iç sorunlarına harcanması taleplerinin yükseldiği bir döneme denk geldi.
Sosyal muhafazakârlığı, milliyetçiliği ve LGBTİQ+ karşıtı söylemlerine ek olarak Ukrayna’ya silah sevkiyatını durduracağını vaat etmesi, Fico’ya küçük kentlerde ve kırsal bölgelerde oy kazandıran faktör oldu. Paris’teki Sciences Po Üniversitesi’nde profesör ve Orta Avrupa uzmanı olan Jacques Rupnik NYT’ye verdiği demeçte, “Savaşın yarattığı yıpranma şimdilik Batı Avrupa’dan ziyade Orta Avrupa’da hissediliyor. Slovakya kapınızda tehdit var diye bir müttefiki ille de desteklemeniz gerekmediğini gösteriyor” dedi.
Bratislava merkezli güvenlik kuruluşu GlobSec’in bir anketine göre Slovakların sadece yüzde 40’ı Ukrayna savaşından Rusya’nın sorumlu olduğunu, yüzde 51’i de Ukrayna’nın ‘birinci derece sorumlu’ olduğunu düşünüyor.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini özgürlük, demokrasi ve ulusal egemenlik kavramlarının uluslararası hukuka göre açık bir ihlali olarak değerlendiren Batı görüşüne direnen Rusya yanlısı Macaristan da çok farklı sayılmaz. Özgürlük davalarıyla ilgilenen Sekyra Vakfı’nın başkanlığını yürüten Çek iş insanı Ludek Sekyra, “Fico, Orban’dan ilham aldı ama aynı derin ideolojik köklere sahip değil. Daha çok pragmatist. Ukraynalı mültecilerin büyük akınından, küçük ülkelerin AB’ye kızgınlıklarından ve Rus sempatisinden faydalanmayı başarıyla gerçekleştirdi” diyor.
Slovakya, Macaristan ve Sırbistan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e duydukları sempatiyi açıkça göstermeye başlaması, Orta Avrupa’da dengelerin değiştiğini ortaya seriyor. Ukrayna’nın önde gelen destekçisi olan ve savaş sırasında Ukrayna’dan 1,5 milyondan fazla mülteci kabul eden Polonya bile son zamanlarda ucuz Ukrayna tahılına ambargo kararı adı.
Bunun sebebi çoğunlukla Polonya’nın iktidardaki aşırı sağcı Hukuk ve Adalet Partisi’nin (PiS) bu ay muhalefete karşı gergin bir seçim mücadelesi veriyor. Ülkenin Başbakan Yardımcısı Jarosław Kaczynski, kesinlikle Rus karşıtı olsa da milliyetçiliği ve muhafazakârlığı Orban ve Fico’nunkilerden çok da farklı sayılmaz. Kaczynski, AB’ye siyasi, askeri ve ekonomik entegrasyona karşı çıkıyor. Hatta Polonya’nın AB’den çıkma ihtimali bile dillendiriliyor ki bu çok zorlama bir düşünce olarak kalsa da savaşın Avrupa içinde yarattığı gerilimi gözler önüne seriyor.
Batı Avrupa’da bile bir gerginlik söz konusu. German Marshall Fund tarafından kısa süre önce yapılan bir anket, Ukrayna’nın AB üyeliğine desteğin Fransa’da yüzde 52, Almanya’da ise yüzde 49 olduğunu ortaya koydu. Öte yandan Almanya’da katılımcıların sadece yüzde 45’i Ukrayna’nın NATO üyeliğini destekliyor. Bununla birlikte anket genel olarak Atlantik’in her iki yakasında da halkın yaklaşık yüzde 69’unun Ukrayna’nın yeniden inşası için gereken mali desteği sağlamaktan yana. İngiltere, İspanya, Portekiz, İsveç ve Litvanya’nın desteği de güçlü kalmaya devam ediyor.