Dolarda yatay seyir sürerken altın düştü, borsa yükseldi
Kamu görevlisi sayılan bazı Süper Lig hakemlerinin açtıkları hakaret davalarından elde ettiği gelir inanılmaz boyutlara ulaştı. Hakaret borsası nasıl işliyor? Hakemler nasıl zan altında kalıyor? Ne yapmalı?
Sahada 22 futbolcu var. Saha kenarında yedek oyuncular ve teknik direktörler… Hepsinin amacı kazanmak… Bazıları bunun için her şeyi yapmaya hazır. Rakibi provoke etmek, kendine avantaj sağlamak için yanıltıcı hareketlerde bulunmak dahil… Sahada en yalnız olan hakemler.. Pozisyonlara anında karar vermek zorundalar, düşünmek için fırsatları, arkalarında taraftar gücü yok…
Neyse ki teknolojinin son zamanlarda yeşil sahalara girmesiyle vahim kararlar VAR ile düzeltiliyor. Hakemlerden beklenen sahada adaleti sağlaması… Normalde maç bitince sahadaki oyuncular ve teknik direktörler hakemle el sıkışır, tebrik eder. Hakemlerin maçı orada biter. Ancak son zamanlarda Süper Lig’de bazı hakemler son düdükten sonra başka bir karşılaşmaya geçiyor. Sahada adaleti sağlaması gerekenler sosyal medyada ava çıkıyor. Kendilerine hakaret ettiği iddiasıyla birçok kişiye tazminat davası açıyor ve yeni bir kazanç kapısı yaratıyor.
Avukat Yiğit Gökçehan Koçoğlu sosyal medya paylaşımında Bursa Adliyesi’nden bir fotoğraf paylaştı. Hakem Arda Kardeşler’in dört ayrı kişiye açtığı hakaret davasının duruşması vardı fotoğrafta. Arda Kardeşler Beşiktaş – Fenerbahçe derbisinde para atışını kripto para bitcoin ile yaptığı için 15 gün hak mahrumiyeti cezası alan bir hakem. Yeni para kazanma yöntemlerine kafası çalışıyor. Avukat Koçoğlu da buna vurgu yapıyor, “Aynı mahkemede, hatta aynı adliyede ve diğer adliyelerdeki diğer dava dosyası ve soruşturmaların sayısını düşünemiyorum” diyerek açılan bu davalarda kazanılan tazminatlara işaret ediyor. Sadece Kardeşler değil yan hakem Bahattin Şimşek de davacı üstelik…
Şu biliniyor; bazı hakemlerin yine Süper Lig’de hakemlik yapan bir avukata vermiş, sosyal medya taranıyor, hakaret edenlere dava açılıyor. Hakaret nedeniyle 50-40 bin TL tazminat talep ediliyor. Genellikle 20 bin TL’ye uzlaşmaya gidiliyor. Avukat hakemin ücreti de hakaret eden sosyal medya kullanıcısından alınıyor.
Futbolla ilgili bazı sosyal medya hesapları bu borsaya girmiş durumda. Belli bir pay karşılığı hakemlere ya da başka kişilere hakaret ettirmeyi sağlayacağını belirterek avukatlara teklifte bulunuyorlar. (Konuyla ilgili 10Haber’den Masum Gök’ün haberini buradan okuyabilirsiniz)
Rant öyle büyük ki bazı hakemler geçmişe yönelik araştırmalar yapıp dava edilmedik kişi bırakmıyor. Avukat Koçoğlu 10Haber’e şu örneği veriyor: “Müvekkilim 29 Ağustos 2022’de oynanan Konyaspor-Fenerbahçe maçıyla alakalı bir paylaşım yapmış. Şikâyet tarihi Mayıs 2023.”
Hakaret nedeniyle hakem avukatlarıyla uzlaşmaya gidenler davanın bittiğini sanıyor. Bu bir yanılgı. Hakemler kamu görevlisi sayılıyor. Görevliye hakaret gerekçesiyle bu kişilere kamu davası da açılıyor ve oradan da ceza geliyor.
Burada etik bir sorun ortaya çıkıyor. Dava açan hakemler kamu görevi yaparken bireysel kazanç elde ediyor. 10Haber Spor Servisi’nin şef editörü Cüneyt Muharremoğlu bu konuda şöyle diyor: “Hakeme güven duymak zorundayız. Ama bu tür akçeli işler işin içine girince nasıl yapacağız? Bir hakemin verdiği kararlarla kendisine hakaret edilmesini sağlayarak büyük paralar kazanmadığını nereden bileceğiz? Hakemin dürüstlüğüne nasıl güveneceğiz?”
Cüneyt Muharremoğlu şu çözümü öneriyor: “Faal hakemlerin derneği var. Hakemler bu derneğe yetki verebilir. Hakaret nedeniyle açılan davadan elde edilen paraların yardım amacıyla güvenilir bir vakfa ya da derneğe verileceği ilan edilmeli. Bu konuda bila bedel çalışacak avukatlar bulunacaktır. Futbol hakemlerinin bu işten rant elde etmesinin önü alınmalı. Kamu görevi yapan hakemler zan altında kalmamalı.”
İngiliz yazar Simon Kuper’in ‘Futbol Asla Sadece Futbol Değildir’ kitabına adını veren cümle yıllardır basit amatör küme maçlarında da, devasa organizasyonlarda da yankılanmayı sürdürüyor. Kimi hakemlerse son zamanlarda bu cümleyi yeni versiyonuyla kurduruyor: “Hatalı bir karar asla sadece hatalı bir karar değildir…”