Savaşın gölgede bıraktığı diplomasi: Suudi Arabistan ve İsrail normalleşmesi şimdi ne olacak?
İsrail ordusunun Gazze'ye kara operasyonları başlatmak için dakikaları saydığı günlerde Amerika'dan ilk kez sert bir mesaj geldi. ABD Başkanı Biden, 'Gazze'nin işgali büyük bir hata olur' dedi. Mısır ve Çin de İsrail'e 'Kendinizi savunma hakkının ötesine geçtiniz' diye seslendi.
Filistinli direniş örgütü Hamas’ın 7 Ekim Cumartesi günü İsrail’e gerçekleştirdiği sürpriz saldırının savaşa evrilmesiyle hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 2 bin 670’i geçerken, İsraillilerden de yaklaşık 1300 kişi yaşamını yitirdi. Elektriksiz, gıdasız ve susuz bırakılan Gazze’de insani kriz yaşanırken, İsrail kara operasyonuna hazırlanmaya devam ediyor. Ancak, İsrail’in karadan Gazze’yi işgale girişmek için dakikaları saydığı sıralarda ABD Başkanı Joe Biden’den sürpriz bir çıkış geldi. Biden, 60 Minutes adlı TV programına verdiği söyleşide İsrail’in Gazze’yi işgal etmemesini istedi, ‘İşgal büyük hata olur’ dedi. Biden’ın pazar akşamı yayınlanan bu söyleşisi perşembe günü kaydedilmiş. İsrail uçakları son 8 günde Gazze’ye 6 binden fazla bomba attı. Bombalanan yerler arasında okullar, hastaneler de var. İsrail ordusu, Hamas militanlarının ve yöneticilerinin ‘Güvenli’ diye düşünerek BM’ye ait okullarda saklandığını öne sürüyor ve bombalamarı bu gerekçeye dayandırıyor.
Ancak İsrail’in kendisine yönelik Hamas saldırısının faillerini bulup cezalandırma çabası olarak adlandırdığı ‘operasyon’ların Gazze’de yaşayan 2,3 milyon kişiyi toplu halde cezalandırmaya dönüşmesi uluslararası toplumun giderek daha fazla tepkisini çekiyor. Gazze’deki insani durum giderek kötüleşirken İsrail’in hava saldırıları sonucu ölen Filistinlilerin sayısı 2 bin 670’i buldu. Savaşın başından beri arka planda duran Çin’in Dışişleri Bakanı cumartesi günü Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ile konuşurken tonunu yükseltti, İsrail’in Gazze’ye saldırılarının ‘Kendini savunmanın ötesine geçtiğini’ söyledi, ‘Gazze halkı toplu halde cezalandırılıyor’ dedi. Benzer bir çıkışı Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi de, Amerikan Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’le görüşmesi sırasında yaptı, Blinken’in ‘İsrail’e sadece Amerikan Dışişleri Bakanı olarak değil bir Yahudi olarak da geldim’ demesini eleştiren Sisi, İsrail’in Gazze saldırılarıyla ‘Kendini savunmanın ötesine geçtiğini’ söyledi, ‘Filistinliler toplu halde cezalandırılıyor’ dedi.
İsrail dün Suriye’deki Halep havaalanını bir kez daha vurdu. İsrailli yetkililer bunu İran’ın Hizbullah’a silah göndermesini engellemek için yapıldığını öne sürdü. Bugün savaşın dokuzuncu günü ve dün akşam saatleri itibarıyla savaşta son durum şöyleydi.
İsrail
Ölü sayısı: 1300
Yaralı sayısı: 3 bin 400
Rehine sayısı: 126
Gazze
Ölü sayısı: 2 bin 670
Yaralı sayısı: 9 bin 600
*Verilen ölü ve yaralı sayıları, İsrail Ordusu, Filistin Sağlık Bakanlığı ve BM’ye dayanmaktadır.
Gazze’nin kuzey kesiminde yaşayanlara burayı terk etmesi için 24 saat veren İsrail ordusu, bu süreyi bir ölçüde gevşetti. Zira Dünya Sağlık Örgütü (WHO), belirtilen süre içerisinde 1 milyon kişinin güneye gitmesinin mümkün olmadığını söyleyerek, hastanelerdeki yaralı siviller için bunun ‘ölüm cezası’ olacağını belirtmişti. İsrail Ordusu’nun tahliyelerle ilgili son güncellemesinde, Kuzey Gazze’de bulunan sivillerin Türkiye saatiyle bugün içinde 10:00 – 13:00 arasında güneye geçmeleri gerektiği vurgulandı.
Daha öncesinde yapılan açıklamada tahliyelerin Beyt Hanun’dan Han Yunus’a doğru tek bir güzergah üzerinde yapılması gerektiği bildirilmiş, bu güzergahın hedef alınmayacağı vurgulanmıştı. Ancak kuzeyden ayrılmaya çalışan bir sivil konvoyuna cuma gecesi yapılan saldırıda 70 kişi hayatını kaybetti.
Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref El Kudra, BM’nin Filistin kolu UNRWA’nın merkezlerini boşaltması sebebiyle bölgedeki Gazzelilerin yüzde 70’inin sağlık hizmetlerinden mahrum kaldığını söyledi. Hastanelere giden yolların büyük ölçüde tahrip olması nedeniyle ambulans ekiplerinin yaralıları tahliye etmekte epey güçlük çektiği bildirildi.
İsrail ordusu Gazze’nin kuzeyine yönelik başlatacağı operasyonu, ‘Hamas’ın saldırı düzenleme kapasitesini yok etme’ misyonunun bir parçası olarak gösteriyor. Ancak analistler Hamas’ın ortadan kaldırılmasının neredeyse imkansız olduğu konusunda hemfikir. Stratejik analist ve danışman Zoran Kusovac, El Cezire’ye verdiği demeçte, “Bu tam olarak imkansız. Çünkü savaşçıları sivillerden ayırmak mümkün değil. Elbette İsrail’in güvenlik servisleri birçoğunu tespit etti. Ancak savaşma durumunda bu çok zor” dedi.
NYT’nin üst düzey İsrailli askeri kaynaklara dayandırdığı haberinde, Gazze’ye yönelik beklenen kara operasyonuna katılacak İsrail askerleri için askeri angajman kurallarının ‘gevşetildiğini’ aktardı. Üç İsrailli subay, “Askerlerin operasyon yapmasını kolaylaştırmak için, İsrailli askerlerin şüpheli gördükleri kişilere ateş etmeden önce yapmaları gereken kontrolleri azaltacak şekilde gevşetildi” dedi.
Gazeteye göre, kara operasyonunun esasen hafta sonu yapılması planlanıyordu ancak bombardıman altındaki bölgede hava koşullarının bulutlu olması nedeniyle savaş uçakları ve insansız hava araçlarının etkin çalışamayacağı düşünülerek kısmen ertelenmiş.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, savaş nedeniyle kurulan acil durum hükümetinin Tel Aviv’deki ilk kabine toplantısında Hamas’tan ‘kana susamış canavarlar’ olarak bahsetti ve söz konusu grubu ‘parçalara ayırma’ sözü verdi. İsrail’in eski Başbakanı ve şu anda ana muhalefet partisinin lideri olan Yair Lapid’in de deyişiyle Netanyahu’nun şimdiye kadarki en aşırı sağcı hükümeti daha önce hiç bu denli bir güvenlik kriziyle karşı karşıya kalmadığı, dolayısıyla da deneyimsiz olduğu için olağanüstü halk hükümeti kurulması gerekiyordu.
Bunun için özellikle eski Savunma Bakanı Benny Gantz’ın da içinde bulunacağı bir acil durum hükümeti için Netanyahu’nun partisi Likud kendi içinde konuyu görüştü ve Gantz ile anlaşmaya varıldı. Ancak bu acil durum hükümetine Lapid dahil edilmedi. Bununla ilgili detaylı haberimizi buradan okuyabilirsiniz.
Şimdi kurduğu yeni acil durum hükümetiyle ilk toplantısını yapan Netanyahu, “Şu anda cephede bulunan muhteşem askerlerimizle görüştüm. Ulusumuzun onları desteklediğini biliyorlar. Yapmaları gereken şeyin kapsamını da biliyorlar. Bizi yok etmek için üzerimize gelen kana susamış canavarları yenmek için bir an önce harekete geçmeye hazırlar. Hamas bizim parçalanacağımızı düşündü ama biz Hamas’ı parçalayacağız” dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), araştırmalarının ardından İsrail’in Gazze ve Lübnan’da devam eden askeri operasyonlarında beyaz fosfor kullanıldığını gösteren görüntüleri teyit ettiklerini söyledi. Grup, nüfusun yoğun olduğu bölgelerde beyaz fosfor kullanılmasının İsrail’in uluslararası hukuka aykırı davranarak sivillere mümkün olduğunca zarar vermeme kuralını ihlal ettiğini söyledi.
Hak gruplarının incelediği fotoğraflar arasında AA foto muhabiri Mustafa El Karuf’un 9 Ekim’de çektiği bir fotoğrafın da yer aldığı belirtildi. Karuf’un çektiği fotoğrafta D528 etiketli M825 ve M825A1 top mermileri görülüyor.
HRW’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktörü Lama Fakih, “Beyaz fosfor sivillerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde kullanıldığında dayanılmaz yanıklara ve ömür boyu sürecek acılara yol açma riski yüksek. Beyaz fosfor, kentsel bölgelerde yukarıdan atıldığında düşman-sivil ayrımı yapmaz” diye belirtiyor.
Beyaz fosfor, kemiğe kadar varacak yanıklara sebep olabilen ve ölüme kadar götürebilen bir kimyasal. Bu maddenin savaş bölgelerinde kullanımı uluslararası hukuk kapsamında tamamen yasaklanmamış olsa da sivillerin yakınında kullanımı, Birleşmiş Milletler Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi’ne göre yasak ancak İsrail Birleşmiş Milletler’de bir taraf değil.
Uluslararası Af Örgütü’nde silah araştırmacısı olarak bulunan Brian Castner, HRW’nin beyaz fosfor kullanıldığı yönündeki değerlendirmesine katıldığını belirterek, “Beyaz fosforun hedef belirleme ve tarama için meşru kullanımları bulunsa da bunlar çok ama çok nadir. Dolayısıyla nüfusun yoğun olduğu bölgelerde asla kullanılmamalı” dedi. Gazze’de 2.3 milyon insanın yaşadığını not düşelim.
İsrail ise beyaz fosfor kullandığını kabul etmiyor. Ancak ülke, daha önce 2009’da da Gazze’ye yönelik bombardımanında yoğun bir şekilde beyaz fosfor kullanmıştı. İsrail Yüksek Mahkemesi’ne yapılan bir başvurunun ardından 2013 yılında israil ordusu, ‘istisnai durumlar dışında’ nüfusun yoğun olduğu bölgelerde artık beyaz fosfor kullanmayacağını açıklamıştı.
Savaşın başından bu yana İsrail’e en büyük desteği ABD gösterdi. ABD Başkanı Joe Biden, Hamas’ın saldırısını ‘Holokost’tan bu yana gerçekleştirilen en büyük saldırı’ olarak nitelendirerek, söz konusu grubun bu eylemlerini ‘katıksız kötülük’ olarak değerlendirdi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise İsrail’e düzenlediği ziyareti ‘Bir Yahudi olarak buradayım’ şeklinde özetlemiş ve İsrail’e yönelik yeni yardımların yolda olduğunu söylemişti.
ABD savaşın başlarında USS Gerald R. Ford uçak gemisi grubunu Doğu Akdeniz’e yollamıştı. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, cumartesi günü yaptığı bir açıklamada Pentagon’un Doğu Akdeniz’e ikinci bir uçak gemisi grubunu gönderdiğini bildirdi. Bu seferkilerin de Eisenhower uçak gemisi saldırı grubu olduğu açıklandı. Austin ayrıca Hava Kuvvetleri’ne ait savaş uçaklarının da bölgeye gönderildiğini belirtti.
Hava Kuvvetleri cumartesi günü F-15E savaş uçakları ve A-10 kara taarruz jetlerinin bölgeye konuşlandırıldığını duyurdu. Yapılan açıklamada 494. Avcı Filosu ile 354. Avcı Filosu’na ait savaş uçaklarının bölgeye intikalinin ‘ABD’nin duruşunu güçlendirmenin’ ve ‘Orta Doğu’daki hava operasyonlarını geliştirmenin’ amaçlandığı belirtildi.
CNN’de yer alan haberde ABD savaş gemilerinin Gazze’deki savaşa katılmasının ya da İsrail’in operasyonlarında yer almasının amaçlanmadığı, ancak bölgeye ABD donanmasının en güçlü iki gemisini göndererek İran’a ve Lübnan Hizbullahı’na caydırıcılık mesajı verilmesine niyetlenildiği ifade ediliyor. Austin de bu konuda, “İsrail’e karşı düşmanca eylemlerin ve Hamas’ın İsrail’e saldırısının üzerine savaşı genişletmeye yönelik her türlü çabayı caydırma çabamızın bir parçası olarak bu araçları gönderiyoruz” minvalinde bir açıklama yaptı.
Benzer bir şekilde Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, perşembe günü yaptığı açıklamada, “İsrail’de ABD askerlerini sahaya sürmek gibi bir niyetimiz de planımız da yok” demişti.
Eisenhower uçak gemisine bir adet güdümlü füze kruvazörü ile iki adet güdümlü füze destroyerinin katılacağı da verilen bilgiler arasında CNN International’a konuşan ABD’li bir yetkilinin açıklamasına göre Eisenhower ve Ford’un bölgede ne kadar kalacağı henüz bilinmiyor.
Savaşın başından beri Hamas öncülüğündeki direniş gruplarına desteğini belirten Lübnan Hizbullah’ı ile İsrail ordusu arasındaki durum da kızışıyor. Hizbullah kaynaklarına göre Lübnan sınırının İsrail tarafındaki Shtula köyüne bir saldırı düzenlendi. Grup, bu saldırıyı cuma günü gazetecilerin bulunduğu bölgeye İsrail ordusunun gerçekleştirdiği saldırı sonucu hayatını kaybeden Lübnanlı gazeteci İssam Abdullah sebebiyle gerçekleştirdiklerini söyledi. İsrail medyası köyde kayıplar olduğunu bildirirken, IDF’in misilleme olarak Lübnan tarafındaki birkaç köyü hedef aldığı bildirildi.
İlerleyen saatlerde de karışıklık devam etti. İsrail ordusu, Lübnan tarafından bir gün içinde İsrail’in kuzeyine beşinci kez roket saldırısı düzenlediğini bildirdi. İsrailli yetkililerin aktardığına göre Lübnan’dan İsrail’e dokuz roket fırlatıldı. Bunlardan beşinin havada imha edildiği belirtildi.
Lübnan’dan yapılan saldırıları Hamas’ın Kassam Tugayları üstlenerek iki İsrail yerleşimine 20 roket atıldığını bildirdi. Öte yandan Lübnan Hizbullah’ı da İsrail’in Hanita bölgesinde bulunan kışlaları hedef aldığını ve ‘düşman saflarında’ kayıpların olduğunu açıkladı.
BM’nin barış gücü UNIFIL de dünkü saldırılardan nasibini aldı. Barış gücünün Lübnan’ın güneyinde bulunan karargâhı bir roket tarafından vuruldu. Kimsenin yaralanmadığı belirtilse de roketin nereden geldiği henüz tespit edilememiş.
Son günlerde yoğun diplomasi trafiği içinde olan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, cumartesi günü de Hizbullah yetkilileriyle bir araya geldi ve söz konusu grubun ‘Siyonist oluşumun işlediği suçlara cevap vermeye tam olarak hazır olduğunu’ söyledi. Abdullahiyan “Savaşın büyüyüp büyümeyeceğine, yeni cephelerin açılıp açılmayacağına Hizbullah karar verecek” dedi.
Savaşın ilk günlerinde Hizbullah, İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri’nde bulunan Şebaa çiftliklerindeki askeri üsleri hedef almıştı. Daha sonrasında İsrail ordusu ve Hizbullah, sınırda karşı karşıya geldi, karşılıklı ateşler atıldı. İsrail Hizbullah’a ait gözetleme kulelerini hedef aldı.
İngiliz haber ajansı Reuters’in bildirdiğine göre üst düzey bir İsrailli yetkili, İran’ı Suriye’de ya da Suriye üzerinden konuşlanma gerçekleştirerek ikinci bir savaş cephesi açmaya çalışmakla suçluyor. İsrail Dışişleri Bakanlığı Strateji İşleri Başkanı Joshua Zarka, sosyal medyada İran’ın Suriye üzerinden böyle bir strateji benimseyebileceğini dile getiren bir paylaşıma “İranlılar bunu yapıyor” diyerek karşılık verirken, İsrail’in Suriye’nin Şam ve Halep havaalanlarını vurmasının sebebinin de bunun önüne geçmek olduğunu söyledi.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin Fransız haber ajansı AFP’ye yaptığı açıklamaya göre cumartesi günü Halep Havaalanı’na düzenlenen ikinci hava saldırısında beş kişi yaralandı. Suriye Savunma Bakanlığı bu saldırının ‘İsrail işgalinin suç teşkil eden yanını gözler önüne serdiğini’ söyledi ve İsrail’i ‘Filistin halkına karşı suç işlemekle’ suçladı. Gözlemevi ise, bu saldırıların ‘İran uçaklarının havaalanlarına inişini engellemek için uyarı mesajları olduğunu söylüyor.
Bu da akla İsrail’in sadece Gazze cephesinde savaşmayabileceği ihtimalini akıllara getiriyor. Daha önce Orta Doğu uzmanı gazeteci Hediye Levent, 10Haber’e verdiği demeçte Hizbullah’ın Gazze’yi tamamen kontrol altına almayı hedefleyen bir kara operasyonu başlatılana kadar ciddi saldırı pozisyonuna geçmeyebileceğini dile getirmişti. Ancak kara operasyonu kapıda.
Peki İsrail yeni cephe açmaya hazır mı? Katar Üniversitesi’nden Mahcup Zveiri, El Cezire’ye verdiği demeçte, İsrail ordusunun her ne kadar birden fazla cepheden gelen saldırılarla baş edebileceğini söylese de bunun uzun vadede mümkün olamayabileceğini belirtiyor. Zveiri, “İsrail başbakanı Benyamin Netanyahu, Gazze sınırını ziyaret ettiğinde, ‘Biz üç hafta daha savaşmaya hazırız’ dedi. Eğer durum buysa, üç hafta daha tüm sınırlarda saldırı ve hareketlilik beklenmeli. Bunu bu kadar uzun süre idare etmenin kolay bir iş olduğundan emin değilim” dedi.
İsrail ordusunun sözcüsü Daniel Hagari ise ordunun Orta Doğu’nun her yerinde her zaman’ faaliyet göstereceğini söyledi ve, “Her zaman çevremize, Orta Doğu’ya odaklıyız. Her alanda hazırlıklıyız” diye ekledi.