NATO’nun büyük hava tatbikatı Rusya’ya mesaj veriyor
Deniz Kuvvetleri Komutanı Ercüment Tatlıoğlu'nun “Karadeniz'de NATO ve ABD'yi istemiyoruz” açıklamasını emekli tümamiral Semih Çetin 10Haber'e yorumladı: “Montrö'ye can simidi gibi sarılalım. Montrö olmasaydı kimseye 'çıkamazsınız' diyemezdiniz.”
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu “Karadeniz Bölgesi’nde muhtelif sıkıntılar var. NATO Karadeniz’de bazı tedbirler almaya çalışıyor. Ancak bu tedbirleri biz kendimiz alacağımızı ifade edip NATO’yu veya Amerika’yı Karadeniz’de istemediğimizi beyan ediyoruz. Amacımız şu, Montrö’ye uyulsun. Karadeniz’de biz bütün güvenliği sağladık. Biz Türkiye olarak Karadeniz’de bütün güvenliği sağlarız. Karadeniz’i bir Orta Doğu’ya çevirmesinler. Karadeniz’e herhangi bir ülkenin veya NATO’nun girmesini istemiyoruz” demişti.
Tatlıoğlu’nun “Karadeniz’de NATO ve ABD’yi istemiyoruz” çıkışını emekli tümamiral Semih Çetin 10Haber’e değerlendirdi. Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin önemine dikkat çeken Semih Çetin şunları söyledi:
“ABD’nin bölge barışı için Karadeniz’de bulunmasına ihtiyaç yoktur. Karadeniz’e sınırı olan ülkelerin oluşturduğu münhasır ekonomik bölge sınırları nettir. ABD ya da NATO gemilerinin girmesi son derece yanlış olur. Tatbikat ya da eğitim yapılacaksa Montrö’ye göre çıkar ve geri dönerler. Montrö bu işin kilit taşıdır. Montrö’yü bu yüzden savunuyoruz. Karadeniz’e kıyısı bulunan ülkelerin dışındaki devletlerin buraya çıkıp bölgeyi kaşıması kabul edilemez. Türkiye için en istenmeyecek durumdur. Montrö bize bu gibi durumlarda gerekiyor. ABD ben Karadeniz’e geçeceğim dediği zaman şartları ortaya koyuyorsunuz. Ulusal çıkarlar açısından Montrö’nün önemi her zaman akılda bulundurulmalıdır. Montrö’ye can simidi gibi sarılalım. Montrö olmasaydı kimseye ‘çıkamazsınız’ diyemezdiniz ve Karadeniz karışırdı. Bunun sonucu da direkt Türkiye’ye yansırdı.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 11 Mayıs 2016 tarihli açıklamasında NATO’yu Karadeniz’e davet ettiğini belirterek şunları söylemişti:
“Ziyareti sırasında kendisine (Stoltenberg’e) söyledim: Bakın dedim, Karadeniz’de görünmüyorsunuz. Karadeniz’de görünmeyişiniz Karadeniz’i adeta Rusya’nın bir gölü haline dönüştürüyor.”