Futbolda dolandırıcılık davası: Bankacı kadın, mağdurlarını suçladı
'Paralel banka' skandalında Fatih Terim'in ifadesi ortaya çıktı. Terim Seçil Erzan'ın fonuna para vermediğini söylüyor ama banka hesabında durduğunu öne sürdüğü 3 milyon dolarını da Denizbank'tan bir türlü alamadığını anlatıyor.
Denizbank’ın Florya şubesi müdürü Seçil Erzan’ın birçok eski ve faal futbolcuyu dolandırdığı gerekçesiyle açılan davada yargılama başlandı. Hafta başında görülmeye başlanan davada önde gelen isimlerden eski Galatasaray ve Milli Takım teknik direktörü Fatih Terim’in savcılık ifadesi ortaya çıktı.
Seçil Erzan’ın katılımcılara bankanın resmi işlemi olarak tanıttığı fona “Fatih Terim’in de yatırımı var” diyerek para topladığı anlaşılmıştı. Skandal, çoğu Galatasaraylı eski ve faal futbolculardan oluşan katılımcıların fona koyduğu milyonlarca doları geri alamaması sonrasında Nisan ayı başında savcılığa yapılan şikayetle ortaya çıktı. Terim’in adını duyunca yatırıma ikna olduklarını belirten futbolcuların paralarının nasıl alındığına ilişkin haberimizi bu linkten okuyabilirsiniz.
Bu haberde Terim’in ifadesine bakmadan önce Seçil Erzan’ın iddianamedeki ifadesinden bir bölüm okumak gerekiyor. Seçil Erzan, Fatih Terim’le ilgili savcıya şunları söylüyor: “Ben Fatih Terim’den bu zamana kadar fon adı altında para almadım. 2012 yılından itibaren tüm bankacılık işlemleriyle ilgilenirdim. Tam olarak Fatih Terim’in finansal danışmanı bendim. Şöyle ki Fatih Terim ile ilgili bu zamana kadar çok sayıda finansal işlem yaptım ancak bu zamana kadar hukuka aykırı hiçbir işlem yapmadım. Eğer 2012 yılından itibaren Fatih Terim ile ilgili herhangi bir usulsüz işlem yaptığım iddia edilirse bu konuda her işlemi detaylı olarak her zaman açıklarım. Kesinlikle Fatih Terim ile ilgili herhangi bir usulsüzlük yapmadım. Fatih Terim beni kızı gibi sever, sayardı.”
Teknik direktör Fatih Terim’in ifadesi ise dün akşam ortaya çıktı. Halk TV’de ‘İki’ adlı programda yayınlanan ifadenin tarihinin verilmediğini öncelikle belirtmek gerekiyor. Terim’in ifadesinde 11 yıldır Denizbank müşterisi olduğunu ve ‘hatırladığı kadarıyla’ Seçil Erzan’ı 5-6 yıldır tanıdığını söylüyor. Seçil Erzan’ın 2012’den beri Terim’in tüm bankacılık işlemlerini yürüttüğünü söylemesiyle Terim’in tanışıklıklarını 5-6 yıla tarihlemesi çelişmekle birlikte, bunun bir hafıza yanılması olduğunu söylemek mümkün olabilir. Terim’in değer ifadeleri ise Seçil Erzan’la önemli ölçüde örtüşüyor.
Kendisinin yoğun işleri nedeniyle Denizbank’ın hem Florya’daki hem de Levent’teki şubesine gitmediğini dile getiriyor, tüm işlemlerini yakınları ve bankanın evine gelen çalışanlarıyla yürüttüğünü belirtiyor Terim. Durumunu “Seçil Erzan yanıma gelip Florya’daki tesislerde imzamı alırdı. Hatta evime de geldiğinde belgelere imza atmışlığım olmuştu” diye anlatıyor.
Terim “Somut dosya kapsamında bahsedilen fon ile yakından uzaktan ilgim yoktur… Şöyle ki bu fon için kimse benden bu zamana kadar herhangi bir para istemedi. Bu fon ile alakalı Seçil Erzan’a hiç para vermedim” diyerek Seçil Erzan ile aynı bilgiyi veriyor.
Terim’in durumunu daha sıra dışı kılan olaylar ise fon skandalının patladığı gün başlıyor. Terim anlatıyor: “Ben zaman zaman çalıştığım bankacılara durumumun ne olduğunu sorarım. Onlar da kendi bilgisayarlarından parasal durumuma ilişkin Excel tablosu olacak şekilde bir görsel fotoğraf çekip mesaj yoluyla bana yollarlar. 6 Nisan’da ben yine hesabımda ne olup bittiğini öğrenmek için Denizbank’ta çalışan Rüya Hanım ile mesaj üzerinden yazıştım. O da bana bilgileri atacağına ilişkin mesaj gönderdi. Gönderdiği Excel tablosunda 3 kalem gözükmekteydi. Birincisinde 219.300 USD, 47.400 TL (TL mevcut) ve saklama o/n 3.000.000 USD şeklinde bilgiler yer alıyordu. Sonrasında Seçil Erzan’ın olayını duyunca ben bankaya sinirlendim ve bankadaki tüm paramın eşim Fulya Terim’in Garanti Bankası’ndaki hesabına aktarılmasını istedim. Bana mesaj yoluyla gönderilen ve biraz önce yukarıda bahsettiğim kalemlerden 219.3000 USD ve 47.400 TL (TL Mevcut) paranın eşimin hesabına geldiğini tespit ettim. Fakat 3.000.000 USD halen gönderilmedi. Ben bu durumdan rahatsız olup şüphelendim ve bankadaki son 11 yıla ilişkin tüm hesap hareketlerimi çektiğim kredilerimi vb. tüm parasal işlerimi içerir belgelerin dökümlerini istedim.”
Terim sözlerine bu isteklerinin yerine getirilmediğini belirtip 3 milyon doların hala kendisine aktarılmamasından ötürü Rüya hanımdan şikayetçi olduğunu belirterek devam ediyor. Fatih Terim ifadesini “Denizbank’ta çalışan Rüya Hanım’la yukarıda bahsettiğim konuya ilişkin mesaj görsellerinin fotokopisini dosyaya sunacağım. Ayrıca ben bunun gibi çok fazla aleyhime bankacılık işlemi yapıldığını fakat iyi niyetimin suistimal edildiğini düşünüyorum. Uzun zamandır çalıştığım banka ile aramızda bu zamana kadar hep güven ilişkisi vardı. Ne kadar zarara uğratıldığımdan dahi haberdar değilim. Banka bu zamana kadar gerçekleştirdiğim işlemlerin hesap dökümünü bana verdiğinde kendi muhasebe ekibimle ayrıntılı bir inceleme yapıp buna ilişkin bütün detayları ayrıca dosyaya sunacağım. Fakat hali hazırda bu zamana kadar özellikle bankacılık işlemlerimi yürüten Seçil Erzan ve Rüya Hanım ve başkaca tespit edilecek benim bankacılık işlemlerimde usulsüzlük yapan Denizbank çalışanlarından şikayetçiyim” sözleriyle noktalıyor.
Savcıya net şekilde “Şikayetçiyim” diyen Terim’in bu ifadesinin iddianamede yer almaması şaşırtıyor. Ama tabii Terim’in bu suçlaması, mevcut iddianame konusuyla dolaylı olarak, sadece Seçil Erzan’ın adı geçtiği için bağlantılı. Aslında Terim burada DenizBank aleyhine bir çeşit suç duyurusu yapmış oluyor. Bunun için savcılığın doğru adres olup olmadığı ise meçhul.
Bu süreçte Terim’in parasını almış olması ya da bir şekilde şikayetini geri çekmesi de ihtimal dahilinde. Bir bankanın bir kişinin hesabında duran 3 milyon doları, onun açık talebine rağmen ödememesi veya transfer etmemesi çok sık rastlanan bir durum değil. Denizbank’ın bu konuda ne dediğini bilmiyoruz.