Çevreci örgütlere seslendi: ‘Engellenirsek 2050’de madende dışa bağımlı oluruz’

İMİB Başkanı Rüstem Çetinkaya, çevreci örgütlerin temiz enerji kaynaklarında kullanılacak altın, gümüş, krom, çinko, alüminyum gibi madenlerin çıkarılmasına karşı çıktığını bu durumun 2050'de ithalatta maden bağımlı bir yapı oluşturacağını savundu.

Ekonomi 28 Kasım 2023
Bu haber 1 yıl önce yayınlandı
Rüstem Çetinkaya “Uluslararası Enerji Ajansı’nın bilgilerine göre, 2050 yılında lityuma 40, kobalta 21, nikele 20 ve alüminyuma talep 19 kat artacak."

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, rüzgar enerjisinden, güneş panellerine kadar gelecekte yaygınlaşacak temiz enerji kaynakları için dördüncü madene ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Bu nedenle altın, gümüş, krom, çinko, alüminyum, kurşun, bakır, nikel, kobalt, grafit, demir cevherini kapsayan dördüncü grup madencilik faaliyetlerinin her ne şart olursa olsun durdurulmaması gerektiğini söyleyen Çetinkaya, “Bu kapsamda durdurma çağrısı yapan biz madencilerin TEMA Vakfı gibi çevreci örgütlerine görüşme çağrısı  da bu örgütler tarafından kabul edilmiyor” dedi.

Madencilik sektörü de, 'gelecek kaygısı' taşıyormuşMadencilik sektörü de, ‘gelecek kaygısı’ taşıyormuş

‘Bilgi paylaşımına hazırız’

Bugüne kadar doğru bilinen yanlışları ve eleştirileri gidermek için her fırsatta bilgi paylaşımına açık olduklarını söylediklerini belirten Çetinkaya şöyle konuştu: “Ancak aldığımız tek yanıt, madenlerle ilgili bir bilgi alışverişine gerek olmadığı ve altın, gümüş, krom, çinko, alüminyum, kurşun, bakır, nikel, kobalt, grafit, demir cevherini kapsayan dördüncü grup madencilik faaliyetlerinin her ne şart olursa olsun durdurulması gerektiği oldu. Bugün insan hakları ve iklim değişikliğini korumak adına yapılan faaliyetlerde örnek olarak gösterilen Kuzey Avrupa ülkeleri, en çok madencilik teknolojisi üreten ülkeler. Biz de madencilikte bu adımı atmazsak 2050 yılına geldiğimizde petrole değil, madene bağımlı hale geliriz.”

‘Temiz enerji için daha çok maden üretilmeli’

Çetinkaya, Türkiye’de 5 grup madencilik yapıldığını ve Türkiye’nin gelişimine büyük oranda fayda sağlayacak dördüncü grup madencilik için sunulan ‘Asla yapılmamalı, ülke için bir felakettir’ görüşlerinin gerçekleşmesi durumunda, Türkiye’nin maden bağımlısı haline geleceğini belirtti. Çetinkaya şöyle konuştu: “Uluslararası Enerji Ajansı’nın bilgilerine göre, 2050 yılında lityuma talep tam 40 kat, kobalta talep 21 kat, nikele talep 20 kat ve alüminyuma talep 19 kat artacak. Temiz enerjiye geçmek istiyorsanız daha çok maden üreteceksiniz. Çünkü, temiz enerjiye geçişte en çok ihtiyacınız olan dördüncü grup madenler. Tüm faaliyetlerimizde çevreyi, iklimi, temiz enerjiyi sahiplenen bir madencilik kültürü ön planda olacak.”

‘30-40 milyar dolarlık maden ihracatı yapılabilir’

“Diğer yandan hammadde konusunda tam bağımsız olabilmek için madenlerimize sahip çıkmak ve dünyaya satmak zorundayız” diyen Rüstem Çetinkaya, “Bunu yaparken de çevreyle uyumlu, sürdürülebilirliğe bağlı bir şekilde yapabiliriz. Yer altı kaynakları tüm ülkeler için çok değerli. Cari açığın en büyük nedenleri arasında da bu konudaki ithalat geliyor. Ancak, Türkiye madenler konusunda çok zengin bir ülke olmasına rağmen çıkarılan madenler yeterli gelmiyor. Eğer, madenlerimizi çıkarmayı başarabilirsek 2022’de 6,5 milyar dolar olan ihracatımızı 30-40 milyar dolar seviyelerine çıkarabiliriz” dedi.

‘Madenciler en az onlar kadar çevreci’

Buradaki sorunun ise madencilerin doğa karşıtı olarak gösterilmesinden kaynaklandığını söyleyen Çetinkaya “Biz de buna karşı çıkıyoruz. Çünkü, doğa ile uyumlu, sürdürülebilir bir madenciliği tıpkı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de yapabiliyoruz. Sürekli söylediğimiz ve iddia ettiğimiz gibi doğayla birlikte madencilik gayet uyumlu bir şekilde yönetilebilir. Bunu da birçok kez gösterdik” dedi. “Ancak Türkiye’de çevreci gibi görünen çevre örgütleri maalesef ‘maden çıkartılmasın’ anlayışına kadar gelerek maden karşıtlığı söylemlerini artırıyor. Bizler, bugüne kadar hiçbir şekilde haklarında negatif bir söylem üretmedik” diyen Çetinkaya, “TEMA Vakfı başta olmak üzere tüm kurumlarla bir masa etrafında uzlaşmasak da muhakkak konuşabileceğimizi, en az onlar kadar çevreci olduğumuzu izah etmeyi sürekli dile getirdik. Endişeleri gidermek ve doğru bilgileri paylaşabileceğimize inandığımız için bir araya gelmek istiyoruz. Herhangi bir STK ile ya da akademisyenlerle istenilen her zamanda, her yerde ve her şartta bir araya gelmeye hazırız, bu açık teklifimizdir” dedi.

‘Denetimlerle iyi kötü madenci ayrılsın’

İyi ile kötü madenciliğin ayrılması için gerekli olan denetlemelerin yapılması gerektiğini belirten Rüstem Çetinkaya, “Kötü örnekler de şartlarını iyileştirmek için teşvik edilsin. Kurumlar ya da bireyler endişe duyuyor olabilir. İletişim ve gerekli denetimler artırılsın ki iyi ve kötü madencilik birbirinden ayrılsın” diye konuştu.

Temiz enerji kaynakları 1 milyon madenciyi işsiz bırakacakTemiz enerji kaynakları 1 milyon madenciyi işsiz bırakacak

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.