İngiltere’de ilk: İki anne ve bir babalı bebek dünyaya geldi
Geçen yıl Fatih'te evde ölü bulunan bebeğin davasında tutuklu yargılanan anne ve arkadaşı serbest bırakıldı. Bebeğin otopsi raporunda kanında uyuşturucu olduğu saptandı. 2,5 aylık Yusuf öldü mü, öldürüldü mü, bu hala anlaşılamadı.
İstanbul Fatih’te yaşayan 31 yaşındaki Chaimae El Omarı’nın Yusuf adını verdiği 2,5 aylık bir bebeği vardı. Anlattığına göre eşi Mısır’daydı, zaman zaman evine eşinin arkadaşları gelip kalıyor, ona yardım ediyorlardı. Ancak anne Chaimae El Omarı 13 Nisan’da sabaha karşı 04.00 ‘te uyandığında yanına yatırdığı bebeğini bulamadı. İddiaya göre o sırada eşinin arkadaşlarından 31 yaşındaki Cherif Cossaw da evdeydi.
Bebeğini aramak için evi dolaşırken Cossaw’ı salonda gördü kadın; adam uyuyordu. Çocuğunu da yüzüstü yatar halde ve morarmış halde buldu. Yine iddiasına göre adamı ayağıyla dürttü kadın ve neler olduğunu, bebeğe ne yaptığını sordu. Adam rahat tavırlarla yerinden kalkmadı bile. Bunun üzerine anne Chaimae kocasının arkadaşlarını aradı telefonla, onlardan biri geldi ve bebeği hemen hastaneye götürdüler. Ancak sabah saat 06.30 gibi bebeğin öldüğü haberi verildi.
Anne Chaimae bebeğini o öldürdü düşüncesiyle Cherif Cossaw’dan şikayetçi oldu. Şüpheli o gün evden ayrılmıştı, ifadesi alınmadı ama kadın karakolda olayı anlattı. Olaydan dört gün önce şüpheliye evin anahtarını verdiğini, saat 02.00 civarında adamın evde olmadığını, onu uyanınca gördüğünü söyledi.
Kameralar ise şüphelinin apartmana akşam saatlerinde girdiğini gösteriyordu. Kadın uyuduğu sırada adamın evde olmadığını söylemişti ama kamera kaydına göre şüpheli o sırada apartmandaydı. Kayıtlarda daire kapısı görüntüleri olmadığı için şüphelinin eve saat kaçta girdiğine dair detay yok. Bilinen, şüphelinin 12 Nisan saat 18.51’de binaya girdiği, 13 Nisan 04.32’de de binadan çıktığı. Bu arada 04.39’da üç erkeğin apartmana girdiği, içlerinden birinin 04.42’de bir yandan telefonda konuşurken koşarak apartmanda çıktığı görülüyor. Yaklaşık bir saat sonra diğer iki erkek de apartmandan çıkıyor ve birinin elinde bebek var.
Annenin ifadesiyle kamera kayıtlarının çelişince bu kez şüpheli sıfatıyla kadının ifadesi alındı. Anne olay günü evinde kimsenin olmadığını, saat 00.10’da bebeğine süt verip birlikte uyuduklarını, uyanana kadar da Cherif’in evde olmadığını, Cherif’in geldikten sonra bebeği yanından aldığını ve salonda kucağından düşürdüğünü düşündüğünü söyledi.
Bebeğin otopsi raporu ise tüyler ürpertici: İç ve dış muayenesinde yara izi olmayan bebeğin kanında uyuşturucu madde olan metamfetamin bulundu. İdrarda ise yine uyuşturucu maddelerden amfetamin, metamfetamin ile ilaç etkin maddelerinden lidokain olduğu, göz içi sıvısında metamfetamin vardı ve ölümün uyarıcı madde zehirlenmesi sonucu meydana geldiği tespit edildi. Evde bulunan mamada ise uyuşturucu veya uyarıcı madde yoktu.
Bunun üzerine savcılık olay günü evden ayrılan Cherif Cossaw hakkında yakalama kararı çıkardı. Şüpheli anne savcılıkta da Cherif’i olaydan sonra görmediğini, hamile kalmadan önce uyuşturucu madde kullandığını, bebeğin doğmasının ardından bıraktığını anlattı. Anne Chaimae diğer şüpheli Cherif’in uyuşturucu kullandığını bildiğini, ancak evde içmediğini, bebeğinin neden öldüğünü bilmediğini, kendisinin öldürmediğini, polise Cherif’in öldürmüş olabileceğini söylediğini anlattı.
Şüpheli anne Chaimae El Omarı 1 Mart 2023 tarihinde tutuklanarak cezaevine gönderildi. Savcılık iki sanık hakkında fikir ve eylem birliği içinde uyuşturucu madde vererek bebeği zehirledikleri ve ölümüne sebebiyet verdikleri gerekçesiyle “Çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açtı.
İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada dosyaya ölen bebek El Omarı’nın ölüm saati ve uyuşturucu maddenin ölüm saatinden ne kadar önce verilmiş olabileceği konusunda Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunda hazırlanan rapor girdi. Raporda “Bebeğin ölümünün 13 Nisan 2022 tarihi saat 05.00’ten önceki altı saatlik zaman dilimi içinde gerçekleştiği, ölümüne neden olan uyarıcı maddenin anne sütüyle bebeğe geçmiş olabileceği gibi gıdalarla veya sulandırılarak ağız yoluyla da verilebileceği, mevcut verilerle bu iki durum arasında tıbben ayrım yapılamadığı, ölümüne neden olan uyarıcı maddelere ölümünden önceki 24 saat içinde maruz kalınmış olduğu” belirtildi.
Duruşmalar sürerken Cherif Cossaw 28 Eylül 2023’te yakalanarak tutuklandı: Chaimae ve eşiyle dört yıl önce komşuluk dolayısıyla tanıştıklarını, Chaimae’nin eşi cezaevine gönderilince zaman zaman uğrayarak ona bebek bezi, süt, mama götürdüğünü, aralarında ilişki olmadığını söyledi. Cossaw ifadesinde Chaimae’yi de uyuşturucu kullanmakla suçladı: “Metamfetamin kullanırdı, bazen üç gün uyuyamazdı, ben o dönemde metamfetamin kullanmazdım. Olay günü gece saat 02.00 – 03.00 arası bir saatte gittiğimi hatırlıyorum, dışarıda hap ve esrar kullanmıştım. Eve gittim, evde de kullanmak için esrar sararken uyuyup kalmışım. Eve gittiğimde diğer sanık odada uyuyor, bebek de yanında yatıyordu. Odanın kapısı açıktı, oradan bakıp salona geçtim. Onun evi benim evim gibiydi. Gece çocuğa el sürmedim. Çocuğun ne şekilde öldüğünü bilmiyorum. Bebeği yerde görmedim” dedi.
Davanın 12 Aralık 2023 tarihinde görülen son duruşmasında sanık Cherif’in sevgilim dediği Fas uyruklu Fatiha Saber cezaevinden getirildi, tanık olarak dinlendi. Saber olay sabahı Chaimae’nin çocuğunun öldüğünü söyleyerek kendisini aradığını, anneyle birlikte hastaneye gittiklerini, olaydan bir gün önce gündüz saatlerinde Chaimae’nin evine gittiğini, sonrasında Cherif’in geldiğini ve saat 16.30 gibi yalnız ayrıldığını anlattı. Kendisinin de daha önceuyuşturucu kullandığını söyleyen Saber uyuşturucu kullandığını bildiği Cherif’i Chaimae’nin evinde uyuşturucu alırken görmediğini, Chaimae’yi de hamileyken uyuşturucu kullandığını görmediğini iddia etti. Saber, Chaimae’nin uyuduğunda ya da başka zaman bebeğin bakımını ona veya Cherif’e bırakmadığını da anlattı.
Son duruşmada söz alan anne Chaime El Omarı “Asıl mağdur benim, bebeğim öldü, uzun süredir tutukluyum, tahliyemi isterim” derken Cherif Cossaw bebeğin ölümüyle ilgisi olmadığını söyledi, “tahminime göre diğer sanık gece uyurken çocuğun üzerine yattı, çocuk ölünce de bu hikayeyi uydurdu. Tahliyemi talep ederim” dedi. Mahkeme başkanı suçun niteliğinin TCK’nin 85/1. maddesine (Taksirle öldürme) dönüşebileceği kanaatiyle sanıklara ek savunma hakkı tanıdı.
Sanıklar eski savunmalarını tekrar etti. Mahkeme heyeti de suçun niteliğinin değişmesi olasılığını dikkate alınarak yurt dışına çıkış yasağı koyarak ve her hafta en yakın karakola imza atmaları şartıyla iki sanığı da tahliye etti. Mahkeme sanıkların tahliyesinin ardından İstanbul İl Göç İdari Müdürlüğüne teslim edilmesine de karar verdi. Suçun niteliği “taksirle öldürme” suçuna dönüşürse ve “olası kast” hükümleri uygulanırsa ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanan iki sanığa verilecek ceza da düşecek.