Konkordato ilan eden şirketin hisseleri işleme kapatılmadan önce patron satış yapmak istemiş
Yabancı yatırımcının Türkiye’ye dönüşünün koşullarından biri de, Borsa İstanbul’un temizlenmesi. İktidarın bu konuda da niyetli olduğu, Borsa İstanbul’un temizlenmesi için karar alındığı Ankara'nın koridorlarında konuşuluyor.
Dün açıklanan veriler geçen hafta yabancı yatırımcıların Borsa İstanbul’da 140 milyon dolarlık daha alım yaptığını gösterdi. Yabancıların borsadaki alımlarının toplamı son 2 ayda 1 milyar 902 milyon dolara ulaştı. Yani sıcak para borsaya ve bu arada tahvil piyasasına damlamaya başladı (Tahvile de son iki ayda 1.5 milyar dolarlık yabancı alımı geldi). Damlamaya başladı dedim çünkü bu tutarlar 2010’lu yılların başında gördüğümüz sıcak para girişinin yanında aslında hiçbir şey. O dönemde borsada yabancıların payı yüzde 60’ın üzerindeydi (şu anda yüzde 30 civarında) ve bir haftada milyarlarca dolarlık yabancı alımı vaka-i adiyedendi. Bugün ise bir haftada 100 milyon dolarlık alım yaptılar diye seviniyoruz.
Ciddi bir yabancı girişi olmadan borsanın bir yere gitmesi çok zor. Nitekim son 2haftadaki 1.9 milyar dolarlık yabancı alımına rağmen borsa geriledi. Ekim ayının başında 8500’ü geçen BİST 100 Endeksi önce 8000’in, sonra 7500 ve 7400’ün altına indi…
Sıcak paranın Türkiye’ye dönüşünün bazı koşulları var. Her şeyden önce Şimşek’in ağır aksak biçimde de olsa sürdürdüğü, kendi ifadesiyle “rasyonel zemine dönüşün” devamı şart. Her ne kadar Erdoğan enflasyonla mücadeleden taviz verilmeyeceğini söylüyorsa da, işsizlikte patlama yaşanması durumunda ne olacağını bilmiyoruz.
İşsizlikte patlama mı yaşanacak? Evet, büyük olasılıkla. Çünkü uygulanan sıkı para politikası Türkiye ekonomisinin çarklarını çok yavaşlattı. Sanayi üretimi ağustos, eylül ve ekimde arka arkaya aylık bazda daraldı. Çok sayıda firmanın konkordato veya iflasın eşiğinde olduğu konuşuluyor. 2024’te işsizlikte büyük bir artış yaşanması kuvvetle muhtemel. Şu anda faiz artırımlarına ses çıkarmayan Erdoğan’ın o zaman da destek vermeye devam edip etmeyeceği soru işareti.
Sıcak paranın Türkiye’ye dönüşünün bir başka koşulu, yatırımlarını güvenceye aldıkları, finans terimiyle “hedge ettikleri” Londra’yla İstanbul arasındaki swap (para takası) piyasasının açılması. Yabancı yatırımcının belirli bir vade için dövizle Türk Lirası’nı takas ettikleri bu piyasa 2020 yılında dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından fiilen kapatılmıştı (Türk bankalarının yabancılarla para takası limiti çok düşürülmüştü.) Ekonomi yönetiminin bu konuda da çalışma yaptığı ve 2024’te swap limitlerinin gevşetileceği Ankara’da konuşulanlar arasında.
Sıcak paranın Türkiye’ye eski debisinde akmaya başlamasının “adli” koşulları da var. Türkiye’nin kara paranın merkezlerinden biri olarak algılanmasına yol açan “gri liste”den çıkmak gerekiyor. Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanı olması sonrasında arka arkaya yapılan operasyonlar, iktidarın bu konuda kararlı olduğunun işareti. Yılan hikayesine dönen kripto para yasasının raftan indirilerek Meclis’e getirilme hazırlığı da…
Bir başka adli mesele, borsayla ilgili. Yabancı yatırımcının terk etmesi sonrasında Borsa İstanbul manipülatörlerin av sahası haline geldi. Aralarında Türkiye’nin anlı şanlı şirketlerinin de bulunduğu çok sayıda hisse, şirket patronları ve bu arada bürokrasi ve siyasetçilerle işbirliği yapan manipülatörlerin hakimiyetine geçti. Bu süreçte Borsa İstanbul kuralların işlemediği, parayı verenin düdüğü çaldığı bir yere, bir anlamda vahşi batıya döndü.
Yabancı yatırımcının Türkiye’ye dönüşünün koşullarından biri de, Borsa İstanbul’un temizlenmesi. İktidarın bu konuda da niyetli olduğu, Borsa İstanbul’un temizlenmesi için karar alındığı Ankara’nın koridorlarında konuşuluyor. Erdoğan’ın Borsa İstanbul’un 150. yılı toplantısındaki “Piyasaları manipüle etmeye çalışan tamahkarlara meydanı boş bırakamayız” sözünün bununla ilgili olduğu yine konuşulanlar arasında. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen operasyonla sekiz borsa oyuncusunun gözaltına alınmasının bu kararın ilk adımı olduğu, devamının geleceği de söyleniyor.
Heyhat geçen yazımda belirttiğim gibi borsada kirli ilişkilerin öyle noktalara ulaştı ki, kamu otoritesinin bu işin sonuna kadar gideceğine inanmak da kolay değil. İzleyelim, görelim.