Erdoğan’ın Almanya ziyareti öncesinde ipler geriliyor
Hollanda, İspanya ve Fransa'dan sonra Almanya'da da çiftçiler hükümetin gezegeni korumayı gerekçe göstererek sübvansiyonları azaltma kararını protesto etmek için sokağa döküldü. Ancak seslerini sadece hükümet değil aşırı sağcılar da duydu.
Batı Avrupa son yıllarda hükümetlerin gezegeni koruma politikalarının kendilerini zora soktuğunu anlatmak için protestolara sığınıyor. Bunun bir örneği Hollanda’da çok büyük ölçekli protestolarla yaşandı. Şimdi ise Almanya’da çiftçiler yolları kapatarak hükümete seslerini duyurmaya çalıştı. Gerçi bu sesi aşırı sağcıların duymuş olması ihtimali daha yüksek.
Hollanda’da hükümetin 2019 yılında tarım nedeniyle nitrojen salımını azaltmak için hükümetin aldığı çiftlik hayvanı sayısını azaltması kararı çiftçilerden sert tepki görmüştü. Bunu geçen martta Belçika’da traktör konvoylarının Avrupa Parlamentosu’nun olduğu bölgeyi tıkaması izledi. Görece daha küçük protestolara sahne olan İrlanda’da ise azot kısıtlamasına kızan mandıracı çiftçiler geçen ay inekleriyle bakanların ofislerine yürüdü.
İspanya ve Fransa da protestodan geri kalmadı. İspanya rekor düzeyde sıcak bir yıl geçirmişti; hükümet kuraklıktan etkilenen Tagus nehrinin sularının kısıtlı kullanımı planını açıklayınca çiftçiler Madrid sokaklarına döküldü. Hemen ertesinde Fransız çiftçiler böcek ilacı yasağını protesto etmek için traktörlerini Paris’te sürdü.
Şimdi sıra Avrupa’nın en büyük ekonomisinde. Öfkeli çiftçiler aralık ayında Berlin sokaklarına gübre döktü. Bunun üzerine Alman hükümeti çiftlik araçları için sağlanan benzin sübvansiyonlarını azaltma planını gevşetti. Ama çiftçiler kararın tamamen çöpe atılmasını istiyor. Alman Çiftçiler Birliği Başkanı Joachim Rukwied geçen pazartesi günü 100 bin traktörle bir hafta boyunca protesto yapacaklarını açıkladı. Bugünkü protestolara 30 bin kişinin katıldığı tahmin ediliyor.
#BREAKING #Germany Video footage of the massive farmers’ protests in Berlin, Germany. pic.twitter.com/XZhNwnInLJ
— The National Independent (@NationalIndNews) January 15, 2024
Avrupa’daki çiftçi krizini tetikleyen şey Ukrayna savaşı nedeniyle baş gösteren enerji krizi ve Covid-19 pandemisinin getirdiği geçim sıkıntısının üstüne hükümetin gezegeni koruma planı olarak sorumluluğu çiftçilere yüklemesi. Bazı çiftçiler yeni kurallarla çok baskılandıklarını, bazıları da ürettikleri besinin nereden geldiğini düşünmeden yiyen şehirlilerin onlara değer vermediğini söylüyor. Hollanda ve Fransa gibi tarımla yükselen ülkelerde yıllarca daha fazla üretim yapmaları için desteklenen çiftçiler hükümetlerin şimdi daha az üretim için baskı yapmasından hayal kırıklığı duyduğunu söylüyor.
Çevre aktivistleri ise çiftçilere verilen desteği azaltmak yerine tarımda çevreye daha az zararlı yöntemlere geçilmesini istiyor. Environmental Action Germany’nin yöneticisi Sascha Müller-Kraenner her bir euroluk tarımsal desteğin ekolojik ve sosyal koşullar göz önünde bulundurularak verilmesi çağrısı yapıyor. Müller-Kraenner The Guardian’a iklim için zararlı olan yardımların kademeli olarak kaldırılması gerektiğini belirtmekle birlikte hem çiftçilere destek sağlayan hem de çevreyi koruyan bir fon oluşturulması gerektiğini söyledi.
Havaya salınan gazlar çiftçiler için de tehlikeli. Zira Avrupa Komisyonu’na göre Avrupa’daki yaşam alanlarının yüzde 80’inden fazlası kötü durumda ve toprakların güçsüzleşmesi, su sorunu ve giderek şiddetlenen hava olayları nedeniyle bazı ürünlerde verim şimdiden darbe almış durumda. Ancak bazı Avrupa ülkelerinde hükümetlerin alarm vermesinin sebebi çiftçi protestolarının aşırı sağcı, milliyetçi partilerin de dikkatini çekmesi.
Mesela Hollanda’daki azot krizi mart ayındaki eyalet seçimlerinde büyük başarı elde eden ancak kasım ayındaki genel seçimlerde altıncı olan milliyetçi parti Çiftçi-Vatandaş Hareketi’nin doğmasına yol açtı. Almanya’daki protestolar ise aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) ve daha aşırı ve demokrasi karşıtı görüşlere sahip grupların desteğini kazandı. İklim ve Ekonomi Bakanı Robert Habeck protestoları kendi çıkarları için kullanmayı amaçlayan gruplar konusunda çiftçileri uyararak “Ortalıkta darbe fantezileriyle ilgili çağrılar dolaşıyor, aşırılık yanlısı gruplar oluşuyor ve etnik-milliyetçi semboller açıkça sergileniyor” dedi.
Protestolar Avrupa’nın ılımlı muhafazakâr grupları arasındaki bölünmeyi de gözler önüne seriyor. Geçen yıl Avrupa Parlamentosu’nda merkez sağ Avrupa Halk Partisi (EPP) doğayı onarmak amaçlanan bir yasa tasarısını çiftçilere zarar vereceği gerekçesiyle reddeden sağcı ittifaka liderlik etti. Halbuki tasarı Avrupa Komisyonu Başkanı ve EPP’nin ağır topu Ursula von der Leyen’in savunduğu Avrupa Yeşil Anlaşması’nın önemli bir kısmını oluşturuyordu.
Çiftçi protestolarını destekleyen gruplar arasında Covid-19, iklim değişikliği ve göç krizi gibi konularda komplo teorisi üreten gruplar da var. Groningen Üniversitesi’nde çalışmalarını aşırı sağa odaklayan siyaset bilimci Léonie de Jonge “Hollanda bu türden protestoların geleceği noktanın habercisiydi. Avrupa’da yeni bir tarım bazlı popülizm yükseliyor” diyor. Hollanda’da kendini siyaset uzmanı olarak tanıtan Eva Vlaardingerbroek geçen yıl eski Fox News sunucusu Tucker Carlson’a Dünya Ekonomik Forumu gibi ortamların çiftçilere baskı yaparak ve böcek fabrikaları açılmasını destekleyerek Hollandalılara böcek yedirmeye çalıştığını söylemiş ve bu komplo teorisine epey inanan çıkmıştı. “Aktivist: Siyasetçiler gıdayı kontrol edince insanları da kontrol edeceğini bilir” başlıklı video yarım milyondan fazla izlendi mesela.
Bununla birlikte The Guardian’a göre Alman çiftçiler birliği protestolarda yer edinmek isteyen aşırı sağcı gruplarla arasına mesafe koymaya çalışıyor. Hatta bazı çiftçiler faşist gruplarım kahverengi üniformasına atıfta bulunmak için traktörlerine “Çiftçilik renklidir, kahverengi değil” yazılı pankartlar astı. Bu çiftçilerin geçmişe özlemi göz önüne alındığında aşırı sağ ideoloji çiftçilerce benimsenebilir mi? Bazı uzmanlar bunun mümkün olduğunu söylüyor. De Jonge “Eskiden ideolojileri net şekilde tanımlamak mümkündü. Şimdiyse ideolojiler karışık bir torbaya konmuş ve farklı farklı dünya görüşlerine yapıştırılıyor” diyor.