Devir değişiyor: Japonya ABD’ye Patriot füzeleri gönderecek
Daha lisedeyken Türkiye'nin ilk roketini tasarlayıp fırlatan ve hikayeleri filme de konu olan Bandırma Füze Kulübü'nün hayattaki son üyesi Atilla Yedikardaşlar “Keşke bugün o gemide ben de olsaydım. Alper Gezeravcı'nın yanında oturabilseydim" diyor.
Türkiye’nin gözü kulağı uzaya çıkan ilk Türk astronot Alper Gezeravcı’daydı. O, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Florida eyaletinden havalanan füzenin içindeydi ama Türkiye’nin birçok yerinde de gözler ilgiyle o füzenin fırlatılışını bekliyordu. Antalya’nın Kepez ilçesindeki Dokumapark içerisinde bulunan Antalya Bilim Merkezi’nde bu tarihe ana tanıklık etmek isteyen yaklaşık 300 bir araya gelmişti. İzleyiciler arasında çok özel biri vardı: Attila Yedikardaşlar.
Anımsayanlar olacaktır Attila Yedikardaşlar, iki yıl önce ‘Bandırma Füze Kulübü’ vizyona girdiği zaman hatırlanan bir isimdi. Çünkü, Ömer Faruk Sorak’ın yönettiği film sayesinde Türkiye, 1950’li yıllarda Bandırma’da yaşayan bir grup liseli gencin, o yıllardaki ABD-Rusya arasındaki uzay yarışından ilham alarak, uzay gitme hayalini gerçekleştirmek için kurdukları Bandırma Füze Kulübü’nün varlığını öğrendi. Öğrendi diyoruz çünkü o gençler ve hayalleri çoktan unutulmuştu. Film vizyona girince Attila Yedikardaşlar bizzat hikayelerini anlatmıştı.
ABD’de geri sayımı sürerken Antalya’da heyecanlı kalabalığın içinde bulunan Atilla Yedikardaşlar, o anları cep telefonuyla kaydediyordu. 82 yaşındaydı Yedikardaşlar, muhtemelen de dört arkadaşıyla birlikte Türkiye’nin ilk roketi olarak anılan çalışmaya imza atttığı günleri anımsıyordu.
1957 yılında Bandırma’daki lise öğrencisi bir grup tarafından kurulan Bandırma Füze Kulübü, İstanbul Teknik Üniversite’sinde Makine Mühendisliği akademisyeni olan Kirkor Divarcı’nın da destekleriyle Marmara- 1 adlı roket için çalışmalara başlamıştı. Marmara- 1, 30 Ağustos 1962’de Bandırma’dan havalandı ve Türk uzay tarihinde bir ilke imza attı. Roket, yaklaşık 900 metreye yükseldi. Bu fırlatmadan dört gün sonra yapılan yeni denemede ise Marmara- 2 yaklaşık 15 kilometre yol aldı ve başlığı Fener Adası’na paraşütle iniş yaptı. Marmara- 4 ise beş bin 415 metre yüksekliğe ulaştı.
O yıllardan bu yana hayallerinin hep uzay olduğunu söylüyordu Atilla Yedikardaşlar. Türkiye’nin ilk uzay yolculuğuna tanıklık etmekten dolayı nasıl mutlu olduğunu varın siz tahmin edin.
Yedikardaşlar kendisine uzatılan mikrofona “Bir şarkı vardır hani ‘Ah o gemide ben de olsaydım’ diye, keşke o uzay aracında ben de olup Alper Gezeravcı’nın yanında oturabilseydim. Bir ağabeyleri olarak orada olsaydım. Çocukluğuma geri gittim” diyordu.
Bandırma’daki Altıncı Hava Üssü’nde çalışmalar yaptıklarını söyleyen Yedikardaşlar, “Ben lise fen grubunda öğrenciydim. 5 bin 415 metre yükseğe çıkabildik. Belirlenen yere de paraşütle düştü. O dönem bize hava üs komutanı iki gün bedava yemek verdi. Amacımız adımızı duyurmaktı. Türkiye haritasında Bandırma mavi renkle gösteriliyordu. Mavi renk amatör füze kulübünü temsil ediyordu” diyerek hayal kurmanın ne kadar önemli olduğu anlattı.
Yedikardaşlar, gençlerin uzayla ilgili çalışmalarında iddialı ilerlediğini belirterek, onlara başarılar diledi.