Devrim Erbil’in en iyileri ‘Seçmeler’ sergisinde
Müzisyen Erol Evgin ve ressam Devrim Erbil 60 yıla dayanan dostluklarını birlikte açtıkları 'Yan Yana' isimli resim sergisiyle taçlandırdı. Ankara Çayyolu Galeri Soyut'ta açılan sergi 16 Mart'a kadar ziyaret edilebilecek.
60 yıllık dostlar eserleriyle aynı sergide buluştu. Türk müziğinin büyük ismi Erol Evgin ve kendi üslubuyla resmettiği İstanbul tablolarıyla dünya çapında ismini duyuran Devrim Erbil’in eserleri ‘Yan Yana’ sergisinde bir arada. Küratörlüğünü İbrahim Karaoğlu’nun üstlendiği sergi Ankara’daki Çayyolu Galeri Soyut’da 16 Mart tarihine kadar ziyaret edilebilecek. Devrim Erbil sergiyi ilerleyen zamanlarda İstanbul’da ve yurtdışında da açmayı düşündüklerini söyledi.
Sergi açılışında açıklama yapan Erol Evgin Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde mimarlık eğitimi aldığını, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Cemal Tollu, Neşet Günal, Özdemir Altan ve Devrim Erbil’in resim hocaları olduğunu hatırlattı. Resim sanatıyla yakından ilgilendiğini ve mekansal çalışmalar içeren resimler yaptığını anlatan müzisyen “Devrim Hoca’yı akademide de, ondan sonra da hep büyük bir hayranlıkla izledim. Birkaç yıl önce Devrim Hoca resim sergisi teklifini yaptığında şaka yapıyor zannettim. ‘Birlikte bir sergi açalım’ dedi. Elbette kabul ettim” dedi.
Erol Evgin hocası Devrim Erbil’in resimlerinin dünya çapında olduğunu ve yurt dışında çok iyi tanındığını belirterek şöyle devam etti: “Devrim Erbil yaşayan efsane. Atölyesinde baskı teknikleriyle çalıştım. Bir de insanı çok sarıp sarmalayan, kucaklayan bir yapısı var. Bu da benim için çok kıymetli. Ben pop müzikle yolumu mimarlıktan müziğe düşünsel çizgiler çekerek buldum. Mimarlık sebep sonuç ilişkilerini sürekli irdeleyen bir sanat dalıdır. Hep neden niçin sorusunu sorarsınız mimarlıkta, koyduğunuz her noktanın sebebi vardır. Resim, heykel ve hat sanatı beni besledi.”
Ressam Devrim Erbil de resim eğitiminde hoca öğrenci ilişkisinin önemine işaret ederek Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde yıllardır eğitimcilerin öğrencileriyle kardeşlik ve dostlukla ders verdiğini belirterek şöyle dedi: “Böyle bir ortamda Erol ile bir araya geldik. Bizim hoca öğrenci ilişkimiz artık sanat dostluğuna dönüştü. Tüm söylediğim bu kavramların ötesinde. Erol ile ağabey kardeş gibiyiz. Biz hayatı paylaştık. Ankara’da birlikte olmak çok güzel. Belki bir gün ortak imzalı resim de yaparız, birlikte şarkı söyleyemeyiz.”
Devrim Erbil kendi gençlik dönemlerindeki gibi olmasa da Türkiye’de hala sanat açısından ciddi boşluklar bulunduğuna işaret edip şöyle sürdürdü: “Büyük bir kültürel boşluk vardı, hala dolmadı. Mesleğin yayılması, kökleşmesi için seyircisi olması lazım. Bodrum’da bir güzel sanatlar fakültesi var. Çok yetenekli çocuklar geliyor. Hayat pahalı, okumak pahalı. Nasıl yaşayacaklarını kimse bilmiyor. İnsanların koleksiyon alışkanlığı yoksa o kentte sanat gelişimi olmaz. Yüksek lisans ile lüks otellerde garsonluk yapmaya başlıyor bu çocuklar. Sanat diyerek ortaya çıktığınızda gücünüz, arkanız yoksa eğer, tek başınıza sanat korkunç bir alan. Koleksiyonerler olmalı, galeriler olmalı. Sanat yaygınlaşmalı.”