James Webb’den yeni harika: En yaşlı süper kütleli kara delik görüntülendi
NASA'nın yeni uydusu PACE dünyada çıplak gözle göremediğimiz yaşam formlarına odaklanacak. İklim krizinin kendini daha somut hissettirdiği bugünlerde PACE'in fırlatılması iklim için önemli yaşam formlarını daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.
Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Dünya atmosferinde yaşayan küçük yaşam formlarına ve parçacıkları inceleyerek bilim insanlarına yeni bir pencere açacak PACE misyonunu başlattı. Tabii PACE görevin kısa adı. Uzun adı “Plankton, Aerosol, Bulut ve Okyanus Ekosistemi.” NASA görevi dokuz yıllık uzun bekleyişin ardından başlattı.
PACE’in bizlere sağlayacağı bilgiler küresel ısınma, yeryüzündeki okyanuslar ve bu okyanusların tehdit altındaki ekosistemlerine dair bilgilerimizde bir devrim yaratabilir. Özellikle okyanus ile ilgili bulguları insanlık için çok önemli çünkü okyanusların yüzde 80’i bizim için hâlâ bilinmeyenlerle dolu.
Projede yer alan bilim insanı Jeremy Werdell CNN International’a verdiği demeçte “PACE ile amaçladığımız deniz, gökyüzü ve bazı açılardan karada çıplak gözle göremediğimiz mikroskobik evreni araştırmak” dedi.
Yaklaşık bir milyar dolar maliyeti olan PACE uydusunu perşembe günü uzaya SpaceX’in Falcon 9 roketi taşıdı. Fırlatma Florida’da yapıldı. Yörüngeye oturduktan sonra görevini en az üç yıl sürdürecek, ama yörüngede en az 10 yıl kalmaya yetecek kadar yakıta sahip.
PACE üç sensörle donatılmış. Sucul ortamlarda yaşayan mikroskobik bitkisel organizmalar olan fitoplanktonların dağılımını inceleyen Okyanus Renklendirme Aracı denen bir kamerası ve Dünya’dan yansıyan Güneş ışığı aracılığıyla atmosferdeki aerosolleri gözlemleyebileceği iki polarimetre.
Küçük algler ve bitkilerden oluşan fitoplanktonlar Dünya’nın oksijeninin yaklaşık yüzde 50’sini üretiyor. En önemlisi de atmosferde birikerek gezegeni ısıtan karbondioksidi emerek bizlere bir yardımları daha dokunuyor. Vazgeçilmez oldukları ortada, ama bazı türleri birtakım tehlikeler yaratmıyor değil. Mesela bu tehlikeli türler deniz yaşamını tehdit eden zehirli çiçeklenme olaylarına neden olabilir. Fitoplanktonların karbonları hapsetmesinin ve çiçeklenmesinin gelecekte deniz ekosistemlerine etkisinin nasıl olacağını değerlendirmek kilit öneme sahip.
Aerosollerin de benzer şekilde önemli bir rolü var hayatımızda. Karbon gibi sera gazları küresel ısınmaya neden oldukları için tüm dikkatleri üzerlerine çekse de aerosollerin de iklim üzerinde etkisi var, bazen havayı soğutucu etkileri bile olabiliyor çünkü Güneş ışığını yansıtabiliyor, dağıtabiliyor veya emebiliyorlar ama araştırılmaları biraz daha zor.
NASA Yer Bilimleri Direktörü Karen St. Germain aerosollerin orman yangınlarından ve hatta beşeri faaliyetlerden kaynaklanan tozlardan geldiğini söyleyerek “Atlantik’ten gelen kasırgalara dönüşebilecek bulutları beslerler ama aynı zamanda Güneş enerjisinin çoğunu yansıtırlar. Dolayısıyla onlar da iklimin uzun vadeli istikrarında önemli rol oynuyor” dedi.
Zamanlama açısından konuşacak olursak PACE’in uygulamaya konması için daha uygun bir zaman olamazdı. Karbondioksit salımları artmaya devam ediyor, küresel ısınma etkisini daha çok hissettirmeye başladı. Sekiz aydır kayıtlara geçen en sıcak havaları yaşıyoruz. Dolayısıyla gezegenimizin ekosistemlerini anlamak her zamankinden daha önemli. NASA da bu konuyu gündeminin en üst sıralarında aldığını belirtiyor.
NASA’dan Pam Melroy “İklim krizinin ortasında olduğumuz inkar edilemez bir gerçek. Gezegenimiz olağanüstü hava olaylarındaki artış ve yıkıcı orman yangınlarından yükselene deniz seviyelerine, büyük bir değişim yaşıyor. NASA sadece uzay ve havacılık ajansı değil. Aynı zamanda iklim ajansıyız” dedi.