AK Parti ikinci tur planını ilk kez anlattı, ‘herkesle görüşme’ sinyali verdi
Kurların seçimden sonra yükseleceği beklentisiyle dövize olan talebin artmasıyla birlikte alım-satım arasındaki fark da açılmaya başladı. İris Cibre bankalarda spread'in yüzde 4,5'lere çıktığını belirterek fiziki talebin patlayabileceği uyarısı yaptı
Her seferinde olduğu gibi 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerden sonra da kurların kontrolsüz şekilde yükseleceği beklentisiyle vatandaşların dövize olan talebinin artmasıyla birlikte alım-satım arasındaki fark da açılmaya başladı.
Son dönemlerde serbest piyasa ve spot arasında 10 kuruş civarında olan fark son 10 günde 1 TL’lere kadar yükseldi. Döviz talebinin artması üzerine geçen hafta Merkez Bankası yetkililerinin gereksiz döviz talebine dikkat edilmesi konusunda uyardığı iddia edilen bankaların spread’i de yüzde 3’lerden yüzde 4.5’lere çıktı.
Finansal piyasalar uzmanı İris Cibre, olaya tepkisini X hesabından yaptığı paylaşımla dile getirdi:
Bankalar spread’i 4.4% lere çıkartmış
İnsanlar boşuna fiziki talep etmiyor Sn Yetkililer,
spot serbest marjı yine 1 TL’ye yaklaştıBu saçmalığa artık son verilmeli pic.twitter.com/cbQ8zNNvea
— İris Cibre 🐦 (@iriscibre) March 8, 2024
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız İris Cibre, bu durumun oluşmasının ilk sebebinin şartların farklı olmasına rağmen vatandaşların seçim sonrası geçen hazirandaki gibi bir kur atağı beklemesi olduğunu belirterek, nedenini de ekonomi yönetiminin yeterince güven verememesine bağlıyor.
“Uzmanlara ciddi bir görev düşüyordu. O da haziran seçim öncesi sabit duran ve bu günden çok daha yüksek enflasyon beklentileri ve finansman ihtiyacını anlatmaktı. Ne yazık ki bu da fazla gerçekleşmedi” diyen Cibre, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Maliye politikalarındaki gevşeklik, rezervlerin tekrar erimeye başlaması, faizin yine geride kalması ve Merkez Bankası’nın (TCMB) yıl sonu iyimser enflasyon beklentileri de buna katkı sağladı. Önce yüksek iç talep başladı. Hepimiz biliyoruz ki TCMB kuru aylık enflasyonun altında tutmaya çalışıyor. Bu talep bence TCMB’yi korkuttu. Fiyatı yukarı çekmeye başladı. Bu durumu Londra piyasasındakiler gördü. Önce menkul kıymet satmaya başladılar, eurobond, tahvil ve hisse sattılar, ardından uzun zamandır olmayan, büyük ticket’larla dolar alımına geçtiler. Bu durum Londra’da TL ihtiyacını doğurunca swap faizleri hızla yükseldi. Bu da yerlinin daha da sert talebine neden oldu. Otorite bu durumu gördüğünde mecburen eski tedbirleri andıran tedbirler getirdi. Bankalara ‘Günlük satış limiti, spread açın’ talimatı gibi. Bunları döviz alımını sınırlamak için yaptı ama daha öncelerden ders almamış olacak ki, mudinin fiziki alımını öngöremedi. Vatandaş da çarşıya koştu ve fiziki dolar talep etmeye başladı.”
Merkez Bankası ve ekonomi otoritesi geçmiş politikalardan vazgeçemediği için yarım bir politika yürüttüğü imajı verdiğine dikkat çeken İris Cibre, “Şu anda yüksek faiz ve yüksek enflasyon ortamı yaşanıyor. Ne yazık ki ekonomi yönetimi algıyı da yönetmekte başarılı olamadı” diyor.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in 12 yıl sonra Türkiye’nin notunu yükseltmesinin her ne kadar uzun bir yolumuz olsa da başlangıç için olumlu olduğunu da belirten Cibre, “Bu, yeni bir hikaye yaratıp, yatırımcıyı bir nebze sakinleştirebilir diye düşünüyorum. Seçim sonrasında da daha hissedilir politikalarla, sıkılaşmanın önce olumsuz sonra da olumlu etkilerini görebiliriz” diyor ve ekliyor:
“Ekonomi yönetimi ve hükümetin her ne olursa olsun artık popülizmden vazgeçip, enflasyon ve adil gelir dağılımı, gıda ve ithal ikameci politikaları hedeflemeleri şart. Bu patikadan en ufak sapma bizi çok daha negatif noktalara taşıyabilir. Güven kaybedildi ve kazanması çok, çok zor.”