Dolar yatay seyrini koruyor, altında kayıp başladı
Türkiye'de altına talep yavaşlamadı. Devlet cari açığı kısmak için altın ithalatına kota getirince, iç piyasada altının değeri yurt dışındaki değerinin yüzde 7 üstüne çıktı. Bu da kaçak altın girişini patlattı, yolcu beraberinde bile altın geliyor.
Son günlerde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de “güvenli liman” altına adeta hücum var. Ons altın ve dolardaki yükselişle son günlerde fiyatı rekor üstüne rekor kıran altına talep hız kesmeden artıyor. Ama Türkiye’de özel bir durum daha var: İç piyasada altının değeri uluslararası piyasadaki altın değerinden daha yüksek hem de yüzde 7 kadar.
Bu fiyat farkının sebebi, hükümetin geçen yıl altın ithalatına kota koyması. Türkiye’de faizler aşırı düşük ve şirketlerin dolar alması da yasakken, çok sayıda şirket ve birey enflasyona karşı sermayesini korumak ve yatırım yapmak amacıyla altın almaya başladı. Altına talebin artması, Türkiye’nin ithalat ve dolayısıyla cari açığını patlattı.
Geçen yıl haziran ayında Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanı olması, Gaye Erkan’ın da Merkez Bankası Başkanlığına atanmasının ardından faizler artmaya başladı ve bu arada devlet ağustos ayında altın ithalatına kota getirdi, yani iç piyasadaki arz sınırlandı.
Ama zaman içinde faizlerin artışı yeterli olmayıp dolar almak üzerindeki sınırlamalar da devam edince son bahardan itibaren Türkiye’de iç piyasada altına talep yeniden tırmanmaya başladı. Talep artıp arz sınırlı kalınca, bir yerde altın ‘karaborsaya’ düştü; uluslararası piyasadaki altın fiyatlarıyla Türkiye’deki fiyatlar arasında bir fark oluşmaya başladı. Bugün bu fark yüzde 7’yi buluyor. Yani, yurt dışından yanınızda 10 bin dolarlık altın alıp gelir ve onu Türkiye’de satarsanız cebinize 10 bin 700 dolar koyabilirsiniz.
İşte bu fiyat farkı, altın kaçakçılığının artmasına neden oluyor. Ticaret Bakanlığı bu yıl sınır kapılarından değeri 700 milyon lirayı bulan 350 kilo kaçak altın ele geçirildiğini açıkladı. 2023’ün tamamında 900 milyon lira değerinde kaçak altın yakalanırken bu yıl sadece şubat ayında yaklaşık 500 milyon liralık kaçak altın ele geçirilmiş ve rekor kırılmıştı.
Geçen yıl ağustos ayında ithalata getirilen kotaya rağmen vatandaşların artan talebi, altının kilogram fiyatında uluslararası piyasa ile Türkiye piyasası arasındaki farkın 5 bin 300 dolar ile rekor düzeye çıkmasına yol açtı. ABD’li haber ajansı Bloomberg’in Kapalıçarşı’daki fiyatlara dayanarak yaptığı hesaplamalara göre, Türkiye’ye gelen organize suçlular -hatta fırsatçı tatilciler- altınlarını uluslararası piyasaların yaklaşık yüzde 7 üzerinde bir primle yani kilogram başına 5 bin dolara satabiliyor. Çünkü yolcuların “ticari olmayan” kullanım için beyan etmeden ülkeye değeri 15 bin dolara kadar altın veya mücevherat getirmelerine yasal olarak izin veriliyor.
Uluslararası altın fiyatları tüm dünyada rekor seviyelerde seyrediyor ancak Bloomberg’in analizine göre Türkiye’deki artışı tetikleyen şey devletin arzı sınırlamasıyla birlikte perakende talebindeki artış. Talep o kadar arttı ki Hazine ve Maliye Bakanlığı dış ticaret açığını dengelemek için 2023 Ağustos ayı başında uygulamaya aldığı kararla altın takı ithalatına yüzde 20 ek verginin ardından külçe altın ithalatına da aylık kota getirmişti. Bu durum altın arzının kısıtlanmasına yol açtı. Negatif reel faiz oranları, tahminlerin üzerinde seyreden enflasyon ve bu ay sonunda yapılacak seçimlerle ilgili siyasi belirsizlik nedeniyle talep hız kesmeden devam etti.
Darphane Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hekim Bloomberg’e verdiği demeçte, vatandaşların talebini karşılamak için haftanın 7 günü gece 1’e kadar çift vardiya çalıştıklarını söyledi. Hekim, son haftalarda günlük üretimin neredeyse iki katına çıktığını ve çarşamba günü itibarıyla 700-800 kilograma ulaştığını da sözlerine ekledi.
Sektör temsilcileri, yurtdışından gelenlerin oluşan farkla tatillerini bedavaya getirdiğini belirtiyor. Piyasayı adeta kaçak altının domine ettiğini dile getiren sektör temsilcileri geçici dahi olsa altında kotanın kaldırılması gerektiğini belirterek, aksi takdirde bugüne kadar edinilen kazanımların kaybedilme riski ile karşı karşıya kalınacağı uyarısında bulunuyor.