O artık bir savaş suçlusu… Uluslararası mahkemeden Putin’e tutuklama kararı
Moskova'da yaşanan terör saldırısının ardından gözler Rus istihbarat servisine çevrildi. Batı, Moskova'nın kendilerini suçlamasının nedeninin dikkati güvenlik zafiyetinden başka yöne çekmek olduğunu söylüyor. Peki saldırı neden önlenemedi?
Rusya’yı alt üst eden Moskova’daki terör saldırısının üzerinden günler geçti. IŞİD’in üstlendiği terör saldırısında ölenlerin sayısı 143e yükselirken yaralı sayısı da 200’e yakın. Yetkililer ve uzmanlar ölü sayısının artmasından endişe ediyor. Saldırı Rusya halkında büyük bir şok etkisi yarattı; yankılarının da uzun süre devam edeceği aşikar.
22 Mart Cuma akşam saatlerinde birçok Rusya vatandaşı Crocus City Hall konser salonunun yolunu tuttu. Yüzlerce kişi yoğun geçen bir haftayı güzel bir konserle kapatmak istiyor ve yavaş yavaş salona giriyordu. Aniden bir gürültü koptu ve Crocus City Hall cehenneme dönüştü. Kamuflaj giyimli dört adam ellerindeki ağır silahlarla konser salonuna daldı; önlerine çıkanı çocuk, kadın, yaşlı ayırt etmeksizin acımasızca katlettiler. İnsanlar kaçacak yer ararken terörist kurşunlarının hedefi oldu. Hem olay yerinde hem de sonradan hastanede ölenlerle beraber 143 can gitti. Saldırının üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra saldırıyı IŞİD’in Afganistan kolu olarak bilinen IŞİD-H (IŞİD Horasan) üstlendi. İşte bu noktadan sonra birçok iddia spekülasyon ve Batı ile Rusya arasında diplomatik dalaş başladı.
Saldırıyı IŞİD’in üstlenmesinin ardından bunu reddetmeyen Rusya IŞİD’in bir maşa olarak kullanıldığını ve saldırının arkasında başka aktörler olduğunu ifade ederek Ukrayna ve Batılı müttefiklerini işaret etti. ABD’nin saldırıdan kısa süre önce Rusya’daki vatandaşlarını “terör saldırısı bekleniyor” diye uyarması da Kremlin’in hedefine öncelikli olarak Washington’u koymasına sebep oldu. Karşılıklı açıklamalar, iddialar sürerken bir soru işareti de Rus istihbaratının bu saldırıyı nasıl engelleyemediği. Rusya neredeyse her hafta ülkedeki radikal gruplara yönelik operasyonlar düzenliyor ve bunları da düzenli olarak yetkili makamlar aracılığıyla duyuruyor. Yani zaten böyle bir farkındalık ve uğraşı olan bir ülkenin bu saldırıyı önleyememesi de gözleri Rusya Federal Güvenlik Servisi’ne (FSB) çevirdi. Kremlin’in saldırıların arkasında olduğunu iddia ettiği ABD’nin yüksek tirajlı gazetelerinden The New York Times da (NYT) bu soruyu masaya yatırdı; “Rusya’nın büyük güvenlik servisleri ölümcül saldırı karşısında neden yetersiz kaldı?” diye sordu.
ABD 8 Mart günü Moskova’da büyük bir saldırı beklendiğini açıklayarak vatandaşlarının ülkeden ayrılmasını istemişti. ABD’nin Rusya Büyükelçiliği, Rus güvenlik güçlerinin IŞİD Horasan’ın ülkedeki bir sinagoga yönelik silahlı saldırı planını engellediklerini açıklamasından saatler sonra “aşırılıkçıların” Moskova’da yakın zamanda bir saldırı planladıkları uyarısında bulunmuştu. Tüm ABD vatandaşlarına Rusya’yı derhal terk etme çağrısında bulunan elçilik tehdidin niteliği hakkında ayrıntı vermemişti. ABD elçiliği ülkedeki ABD’lilerin konserlerden ve kalabalık bölgelerden uzak durması gerektiğinin de altını çizmişti.
NYT de haberinde ABD’nin bu uyarının ardından Rus yetkililere de bilgi verdiğini yazdı. Haberde terör saldırısından bir gün önce de CIA’in Rus yetkililere en az bir ek ayrıntı içeren özel bir uyarı ilettiği yazıldı. Söz konusu uyarı IŞİD’in Horasan kolunu içeriyordu.
ABD’nin söz konusu uyarısının ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bunu “düpedüz şantaj” ve “toplumumuzu sindirme ve istikrarsızlaştırma amacı taşıyan provokasyon” girişimi olarak nitelendirdi. Putin’in bu konuşmasından üç gün sonra da saldırı gerçekleşti. Güvenlik zafiyetini özellikle gündeme getiren durum, Rusya’nın kendi güvenlik kurumlarının da katliamdan önceki günlerde IŞİD-H’nin yarattığı iç tehdidi kabul etmiş olmasıydı.
Londra’da faaliyet gösteren araştırma kuruluşu Dossier Center tarafından elde edilen ve The New York Times tarafından incelenen bilgilere göre büyük olasılıkla hükümetin en üst kademelerinde dolaşan Rus iç istihbarat raporları özellikle IŞİD-H tarafından radikalleştirilen etnik Tacikler’in Rusya’da saldırı olasılığının arttığı konusunda uyarıda bulundu.
ABD’li ve Avrupalı yetkililerin yanı sıra güvenlik ve terörle mücadele uzmanları, en iyi koşullarda bile son derece spesifik bilgiler ve iyi çalışan güvenlik servisleriyle, gizli uluslararası terör planlarını bozmanın zor olduğunu vurguluyor. Ancak başarısızlığın büyük olasılıkla bir dizi faktörün bir araya gelmesinden kaynaklandığını, bunların başında da hem Rus güvenlik kurumlarının kendi içinde hem de diğer küresel istihbarat kurumlarıyla ilişkilerinde derin bir güvensizlik olduğunu söylüyorlar.
Haberde Rusya’nın odak noktalarının Ukrayna ve Batı’ya karşı giriştiği mücadeleye odaklanmasının da dikkat dağıtıcı unsurlar olduğuna işaret edildi. NYT’ye konuşan Rus istihbarat uzmanı Andrei Soldatov “Sorun şu ki, terörist saldırıları önleyebilmek için gerçekten iyi ve etkili bir istihbarat paylaşımı ve istihbarat toplama sistemine sahip olmanız gerekiyor” dedi ve iyi bir koordinasyonun yanı sıra kendi teşkilatı içinde ve diğer ülkelerin teşkilatlarıyla da bir güven ilişkisinin olması gerektiğine dikkat çekti.
Putin’in “aşırılık yanlısı” tanımı 2022 başlarında Ukrayna’yı işgalinden önce de gündemdeydi. Rusya’da terörle mücadeleden birinci derecede sorumlu olan kurum bir zamanlar radikal İslamcı örgütlere, suikast çetelerine ve ülke içinde büyüyen neo-Nazi gruplarına odaklanmıştı. Ancak Putin ülke içindeki siyasi baskılarını arttırdıkça, hedef listesi de genişledi. Bu listede muhalifler, savaş karşıtları ve LGBTİ+ hareketi yer alıyor.
Güvenlik uzmanları bu genişleyen odağın kaynakları boşa harcadığını ve üst düzey yetkililerin dikkatini dağıttığını vurguluyor.