Dördüncü Rahmi M. Koç Müzesi Ayvalık’ta açılıyor
Türkiye'deki yerel seçimler dünya basınının da gündeminde. Financial Times İstanbul'daki kritik yarışı "savaş" olarak nitelendirerek "Erdoğan-İmamoğlu rövanş maçı" dedi, AP ise Ankara ve İstanbul'daki oylamayı "Erdoğan'ın barometresi" olarak gördü.
2024’te Türkiye bu sabah başlayan yerel seçimlerle 2023’teki seçim heyecanını sürdürürken en kritik kentler CHP’li Mansur Yavaş’ın yönettiği başkent Ankara ve 2019’da yine CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu’nun galip geldiği İstanbul olarak görülüyor. Üç imparatorluğa başkentlik yapan İstanbul ise yakın gelecekte potansiyel cumhurbaşkanı adayı olarak görülen İmamoğlu ve mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adayı Murat Kurum arasındaki çekişmeye sahne oluyor.
İngiliz iş gazetesi Financial Times da yerel seçimlere ilişkin hazırladığı analizde İstanbul’daki güç savaşına değindi. “İstanbul savaşı Erdoğan’ın güç testi” başlıklı analiz yazısında İmamoğlu’ndan “Erdoğan’a rakip olabilecek tek isim” olarak bahsedilirken, AK Parti’nin adayı Murat Kurum için ise “Bir zamanlar nispeten silik bir şehircilik bakanı” diye söz edildi.
Hükümetin elindeki medya gücüne de değinilen haberde Kurum’un bu gücün “demirbaşlarından biri” olduğu, propaganda sürecinde bu gücü “sonuna kadar kullandığı” belirtildi: “Pop yıldızlarıyla geçit töreninden yaşlı huzurevi sakinleriyle şarkı söylemeye kadar Kurum’un kampanyası soluksuz bir heyecanla takip ediliyor.”
The battle for democracy is continuing in Turkiye. Local elections on Sunday, and crucially the outcome in Istanbul, will shape the main political actors and agents for chance during the next decade. Article from @FT and @adamsamson with my contributions: https://t.co/UnIUWPSPrt
— Murat Somer (@murat_somer_eng) March 30, 2024
“Muhalefetin en önemli lideri ve Erdoğan’ın ezeli rakibi olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise çoğunlukla eleştirilerin hedefi oldu” denilen analiz şöyle devam etti:
“Bu durum, Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten bu yana en önde gelen lideri olan Erdoğan’ın, ülkedeki otoritesine karşı son direniş noktalarından biri olan İstanbul’u geri alma mücadelesine verdiği önemi vurgulayan bir tezat oluşturuyor. 15,7 milyon insana, yani Türkiye nüfusunun yaklaşık beşte birine ev sahipliği yapan şehir, Mayıs ayındaki cumhurbaşkanlığı oylamasında Erdoğan’a karşı aldığı ağır yenilginin ardından muhalefet için de benzer şekilde yüksek riskler taşıyor. Erdoğan’ın otokrasiye doğru gidişinden endişe duyanlar için, 81 ilde binlerce belediye başkanlığı ve meclis üyeliği yarışının yapılacağı yerel seçimler Erdoğan’ın gücü üzerindeki az sayıdaki denetimden biri.”
“GlobalSource Partners” adlı danışmanlık şirketinin İstanbul merkezli analisti Atilla Yeşilada FT’ye verdiği demeçte “Yarış Mayıs seçimlerinden bile daha kritik” dedi.
22 parti adayı, 27 bağımsız aday dahil toplamda 49 ismin yarışacağı İstanbul’un Türkiye ve seçimler açısından kritik önemine vurgu yapılan analizde şu ifadelere yer verildi:
“İstanbul Erdoğan’ın siyasi kariyerinin beşiği oldu. Erdoğan 1954’te bu şehirde doğdu, 1970’lerde yarı profesyonel olarak futbol oynadı ve 1994’te büyükşehir belediye başkanlığı koltuğuna oturduğunda ülke gündemine oturdu. Erdoğan’ın İslamcı köklere sahip siyaseti eski Osmanlı başkentini de şekillendirdi. Belediye başkanlığı dönemi 1998 yılında laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kendisini ‘Minareler süngümüzdür’ diyen bir şiir okuduğu için hapse atmasıyla aniden sona erdi; yirmi yıldan biraz daha uzun bir süre sonra Erdoğan, İstanbul’un en büyük tarihi değerlerinin başında gelen Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesiyle kentteki zaferini taçlandırdı.”
FT analizinde İstanbul’daki oylamanın Erdoğan ve İmamoğlu arasında bir “rövanş maçı” niteliği taşıdığı ifade edildi ve Kurum’un adaylığının seçmenlerin çoğunluğu için “sembolik” olduğuna vurgu yapıldı:
“47 yaşındaki Kurum 2024 İstanbul seçimlerinde oy pusulasında yer alıyor. Ancak pek çok seçmen için bu, 2019’da beklenmedik bir şekilde şehri cumhurbaşkanının Adalet ve Kalkınma Partisi’nden alan İmamoğlu ile Erdoğan arasındaki bir rövanş. Bu, Erdoğan’ın 2000’li yılların başında iktidara yükselişinden bu yana yaşadığı en büyük seçim başarısızlığı olmuştu. AK Parti yenilgiden o kadar etkilendi ki, 53 yaşındaki İmamoğlu’na karşı seçim hilesi iddialarında bulundu ancak oylamanın oldukça tartışmalı bir şekilde tekrarlanmasıyla daha büyük bir farkla yenildi.”
FT’ye konuşan Özyeğin Üniversitesi siyaset bilimi profesörü Murat Somer “Erdoğan’ın gerçek rakibi İmamoğlu’dur” dedi. Somer, İmamoğlu’nun “Erdoğan’ı üç kez mağlup edebilen” tek siyasetçi olduğunu da sözlerine ekleyerek 2019’da İstanbul’da yapılan iki seçime ve 2014’te AK Parti’nin elinde bulunan Beylikdüzü ilçesinin kontrolünü ele geçirdiği yarışa işaret etti. Somer, İmamoğlu hakkında açılan ve uluslararası gözlemciler tarafından eleştirilen ceza davalarının Erdoğan’ın İstanbul belediye başkanını “değişim için en umut verici aday” olarak gördüğünün bir başka işareti olduğunu söyledi.
CHP ve daha sonra dağılan Millet İttifakı’nın son genel seçimlerde yaşadığı kritik mağlubiyete de değinilen analizde “Erdoğan’ın Mart seçimlerinden zaferle çıkması, ülkenin kuşatılmış muhalefetine ağır bir darbe indirecektir. Türkiye’nin ana muhalefet grubu olan İmamoğlu’nun partisi CHP Mayıs 2023’teki yenilgisinden bu yana parti içi bölünmelerle sarsılıyor. Aynı zamanda Mayıs ayındaki cumhurbaşkanlığı oylaması için kurulan altı partili geniş ittifak da, bazı muhalefet partilerinin Türkiye genelindeki yarışlarda kendi adaylarını çıkarmasıyla dağıldı” dendi.
Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Berk Esen “Bu, zaten dağınık olan muhalefet partileri için ‘ya tamam ya devam’ seçimi. İstanbul’u kaybederlerse zor durumda kalacaklar” diye konuştu.
İsminin açıklanmasını istemeyen ve İstanbul’da yaşayan üst düzey bir CHP’li siyasetçi ise durumu daha açık bir şekilde ifade etti: “İmamoğlu kaybederse insanlar umutlarını kaybedecek. Muhalefetin artık Erdoğan’ın önünde duracak gücü kalmayacak.”
AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe de İstanbul’un “kültür, iş dünyası, spor ve ekonomi” gibi alanlarda “ülkenin geri kalanına açılan bir pencere” işlevi gördüğünü söyledi.
İmamoğlu’nun belediye başkanı olarak çizdiği figüre ve ülke siyasetindeki önemine yer verilen haberde şu ifadeler yer aldı:
“Karizmatik bir kampanyacı olan İmamoğlu, CHP’nin seküler seçmen tabanının ötesine ulaşabilen az sayıdaki siyasetçiden biri olduğu için muhalefet için oldukça önemli. İmamoğlu’nun vaatleri arasında olimpiyat oyunlarını İstanbul’a getirmek için bir kampanya, teknoloji girişimcileri ve sanat için fon ve düzinelerce park açmak var.
İmamoğlu ayrıca sismologların İstanbul’da kaçınılmaz olduğunu söylediği büyük bir depreme hazırlanmak için risk altındaki 110 bin evi rehabilite etme ve düşük gelirli konutlar için 20 bin birim inşa etme sözü verdi. Bu konu geçen Şubat ayında ülkenin güneyinde meydana gelen yıkıcı depremin ardından daha da önem kazandı.”
Analizde İmamoğlu’nun en ciddi rakibi olan Kurum’un bakanlık kariyerine ve vaatlerine de yer verilirken son anketlere ilişkin veriler de paylaşıldı:
“Şubat ayında 11 ili vurarak Türkiye’yi sarsan depremlerde hükümetin aksayan müdahalesindeki rolüyle tanınan eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İmamoğlu’nu İstanbul’u “afete dayanıklı” hale getiremediği için “insanları kandırmakla” suçladı; şehrin risk altındaki konut stokunun yaklaşık yarısı olan 600 bin konutu inşa etme sözü verdi. Her iki aday da yoğun trafiğin her daim sorun olduğu bir şehirde daha iyi yol çalışmaları ve toplu taşıma imkanları yaratma konusunda kampanya yürüttü.
Anketler genel olarak İmamoğlu’nu Pazar günkü oylama öncesinde ilk sırada gösteriyor ancak sıralamanın ölçeği büyük ölçüde değişiyor. Metropoll tarafından Mart ayında yapılan bir anket İmamoğlu’nu yüzde neredeyse 10 puan önde gösterirken, Financial Times tarafından elde edilen özel bir ankette ise İstanbul belediye başkanı sadece üç puan önde yer alıyor.”
FT’ye konuşan İstanbul Ekonomi Araştırma’dan Can Selçuki’ye göre yarışın gidişatı, DEM Parti, İYİ Parti ve Yeni Refah Partisi gibi daha küçük partilerin adaylarını destekleyen seçmenlerin Kurum ya da İmamoğlu’na oy verip vermemesine bağlı olacak:
“Türkiye’nin ekonomik üretiminin yüzde 30’unu karşılayan bir bölgenin merkezinde yer alan devasa bir şehir olan İstanbul’daki sonucun geniş kapsamlı pratik sonuçları da olacak. Seçimi kim kazanırsa kazansın, 40 binden fazla çalışanı ve İstanbul’un yan kuruluşlarını da içeren kamu açıklamalarına göre yıllık yaklaşık 516 milyar TL (16 milyar dolar) bütçesi olan bir belediye güç merkezinin kontrolünü elinde bulunduracak.”
“İstanbul belediye yönetimi gerçekten çok büyük kaynaklara sahip” diyen Prof. Berk Esen, şehri kontrol etmenin milyonlarca seçmene erişim sağladığını belirtti.
ABD merkezli haber ajansı Associated Press (AP) de kritik seçimlere ilişkin bir analize yer verdi. “Türkiye Erdoğan’ın popülaritesini test etmek için yerel seçimlere giderken kilit şehirler için yarış devam ediyor” başlıklı haberde “Oylama aynı zamanda beş yıl önce muhalefete kaybettiği kilit kentlerin kontrolünü geri kazanmaya çalışan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın popülaritesinin bir barometresi niteliğinde”
The race is on for key cities as Turkey holds local elections in test of Erdogan’s popularity (from @AP) https://t.co/6FwzsNCSZR
— Aritz Parra (@aritzparra) March 31, 2024
“Ana mücadele alanları Erdoğan’ın 2019’da kaybederek yenilmezlik havasının bozulduğu, ülkenin ekonomik merkezi İstanbul ve başkent Ankara” ifadelerinin yer aldığı analiz şöyle devam etti:
“70 yaşındaki Türkiye Cumhurbaşkanı doğup büyüdüğü ve 1994 yılında belediye başkanı olarak siyasi kariyerine başladığı 16 milyonluk İstanbul’u geri almayı hedefliyor. Analistler Erdoğan’ın İslami eğilimli Adalet ve Kalkınma Partisi’nin alacağı güçlü bir oyun, muhafazakar değerlerini yansıtacak ve mevcut görev süresinin sona ereceği 2028’den sonra da iktidarda kalmasını sağlayacak yeni bir anayasayı yürürlüğe koyma konusundaki kararlılığını pekiştireceğini söylüyor.
Geçen yılki cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerindeki yenilginin ardından bölünen ve morali bozulan muhalefet için İstanbul ve Ankara’yı elde tutmak büyük bir destek olacak ve destekçilerini yeniden harekete geçirmeye yardımcı olacaktır.”
Analiz yazısında ana muhalefet lideri Özgür Özel’in oyunu kullandıktan sonra yaptığı açıklama da yorumlandı: “Özel oyunu kullandıktan sonra ‘Geçmişte siyasi anlaşmazlıklar oldu. Endişelerimizi dile getirdiğimiz adil olmayan durumlar oldu. Bugüne kadar büyük bir aksilik yaşamadan geldik’ dedi. Bu, Erdoğan ve hükümet yetkililerinin kampanya sırasında görevde olmalarının avantajlarına ve medya hakimiyetlerini kullanmalarına açık bir göndermeydi.”