Başkanlık yarışında Trump’ın rakibi Harris olursa: Kürtaj, göç ve Gazze savaşına nasıl bakıyor?
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve ABD Başkanı Joe Biden geçen kasımdaki yüz yüze görüşmelerinin ardından ilk kez telefonda görüştü. Liderler kendi görüşlerini vurgulamaya devam etse de görüşmeyi "yapıcı ve samimi" olarak niteledi.
Dünya biri üçüncü yılına giren, diğeri de altı aydır devam eden iki büyük savaşa odaklanmış durumda. Ancak dünyanın diğer bir köşesinde hiç durulmayan, pamuk ipliğine bağlı başka bir bölge var: Pasifik. Bölgenin öne çıkan ülkesi Çin. Filipinler, Tayvan ve hatta dost gördüğü Vietnam için bile Güney Çin Denizi’nde işleri zorlaştıran bir aktör Çin. Ayrıca bilim, teknoloji, askeri ve ticari alanlarda ABD’ye yaklaşabileceği düşünülen ülkelerin başında geliyor. ABD’yi en çok endişelendiren de bu. Yıllarca süper güç olarak dünyanın her yerine müdahaleyi kendine hak gören ABD’nin “demokrasi bekçiliğinden” sıkılan Küresel Güney için çıkış kapısı Çin gibi görünüyor bir bakıma.
ABD hem diplomatik alandaki hem de ticari alandaki üstünlüğünü Çin’e kaptırmak istemiyor. Bunun için Çin’in çevresini saran komşularıyla birer birer anlaşmalar yaptı, Çin’e ticari yaptırımlar uyguladı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve ABD Başkanı Joe Biden aradaki farklılıkları görüşmek için geçen kasımda bir araya geldi. Uyuşturucu alanında işbirliği, askeri alanda iletişim kanallarının açılması gibi kritik konularda anlaşmaya varabilen iki liderin anlaşamadığı konuların başında Tayvan vardı. Şi, Tayvan konusunda hiçbir taviz vermeyeceğini vurgularken Biden da askeri müdahale halinde devreye gireceğinin mesajını verdi.
Ayrıca unutmamak lazım, Biden’ın en büyük gafı Şi daha ABD’den ayrılmamışken gazetecilerin “Şi’ye diktatör demiştiniz. Sizce hâlâ diktatör mü?” sorusuna “Evet diktatör” minvalinde cevap vermesi olmuştu. Gerçi o gafı unutmak çok da mümkün değil, iki lider görüşsün diye Çin ile ABD arasında mekik dokuyan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken bu sözlerden sonra adeta yerinde küçülüvermişti.
İşte o tarihi zirveden sonra iki lider bir daha ne yüz yüze görüştü ne de telefonda. Halbuki iki lider yanlış anlaşmaları önlemek amacıyla birbirlerini daha sık arayacaklarını söylemişti. Ancak beş ayı aşkın süredir görüşmediler. Bu sessizlik dün itibariyle son buldu. İki lider kasım ayından bu yana ilk kez telefonda görüştü. Görüşmeye damga vuran konuların başında Tayvan, Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki son provokasyonları ve Beijing’in Uygur Türklerine yönelik insan hakları ihlali vardı. Washington-Beijing ilişkilerini geren diğer konular da.
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre bu can sıkıcı konular uyuşturucuyla mücadele, hızla gelişen yapay zeka ve iklim değişikliğiydi. Beyaz Saray bir saat 45 dakika süren görüşmeyi “samimi ve yapıcı” olarak niteledi. Çin’in resmi haber ajansı Xinhua da görüşmeyi “samimi ve derinlikli” olarak değerlendirdi. Ajans Şi’nin Biden’ı Washington’un Çin’e ileri teknoloji transferini engellemesi nedeniyle eleştirdiğini belirtti.
Xinhua’da yayınlanan açıklamada “ABD, Çin’in ekonomisini, ticaretini, bilimini ve teknolojisini baskı altına almak için sonu gelmeyen önlemler almaya başladı. Çinli şirketlere yönelik yaptırımların listesi gittikçe uzuyor. Bu ‘riski ortadan kaldırmak’ değil, ‘risk yaratmaktır” sözlerine yer verildi.
İlginç bir şekilde Çin merkezli ByteDance’e ait TikTok’un akıbeti konusunda endişelerini dile getiren Biden oldu. Amerikan Kongresi’nin alt kanadı Temsilciler Meclisi TikTok’un Çin merkezli olmayan başka bir şirkete satılması ya da ABD’de yasaklanması kararı almıştı. Karar şu anda Senato’da ve Senato’dakiler de teklifi kabul ederse Biden kararı hemen imzalayacağını söyledi. ABD’nin dünyanın en çok kullanılan uygulamalarından birinin önüne duvar koyma çabası, pek çokları tarafından ifade özgürlüğünün kısıtlanması olarak yorumlanıyor. Biden Şi ile görüşmesinde TikTok’un ByteDance’den ayrılmasının gereklilik olduğunu, çünkü bunun ulusal güvenlik meselesi olduğunu söylemiş.
Görüşmede Biden Tayvan Boğazı’nda “barış ve istikrarın korunması” ihtiyacına vurgu yapmış ve Çin’in Rusya’nın savunma sanayisine verdiği destekle ilgili endişelerini dile getirmiş. Blinken’ın bir kez daha Çin’e gideceğinin belirtildiği açıklamada “İki lider iletişim kanallarını açık tutma ve önümüzdeki hafta ve aylarda üst düzey diplomasi yürüterek ilişkileri sorumlu şekilde ilerletme çabalarını memnuniyetle karşıladı” dendi.
Bu arada ABD Hazine Bakanı Janet Yellen da bu hafta Çin’e gidecek üst düzey yetkililerden. Bu Yellen’ın Çin’e ikinci ziyareti olacak ve Çinli mevkidaşlarıyla görüşecek. Yellen’in Guangzhou ve Beijing’de ekonomistler, öğrenciler ve iş dünyası mensuplarıyla görüşmeler yapması planlanıyor.