1 Mayıs tutuklamalarında 12 kişiye tahliye: Kendi evimizden mi kaçmışız?
Avustralya'daki mahkemeden emsal karar. Tazmanya Eski ve Yeni Sanat Müzesi'ndeki (Mona) Kadınlar Salonu'na artık erkek ziyaretçiler de girebilecek. Müzenin mahkeme tarafından iptal edilen uygulamasının nedeni kadın düşmanlığına dikkat çekmekti.
Avustralya’nın güneyindeki Tazmanya adasında Eski ve Yeni Sanat Müzesi’ndeki (Mona) bir süredir eşine pek rastlanmayan bir uygulamaya ev sahipliği yapıyordu. Müzedeki Kadınlar Salonu’na erkek ziyaretçilerin girmesi yasaktı. Müze bu uygulamasıyla kadın düşmanlığına dikkat çekmeyi amaçlıyordu. Ancak yerel mahkeme müzeyle aynı fikirde değil. Gelen şikâyetler üzerine açılan davada mahkeme uygulamanın ayrımcılık olduğuna hükmetti.
Girişine izin verilmeyen bir erkek ziyaretçi Tazmanya Eski ve Yeni Sanat Müzesi (Mona) aleyhinde cinsiyet ayrımcılığı davası açmıştı. Yerel mahkemede görülen davada hakim erkek ziyaretçiyi haklı buldu. Karar sonrası bir Mona temsilcisi “Bu karar bizi derin bir hayal kırıklığına uğrattı” dedi. Pablo Picasso’dan Sidney Nolan’a kadar müzenin en beğenilen eserlerinden bazılarını içeren kadife kaplı Kadınlar Salonu 2020’den beri açıktı ve sadece kadın ziyaretçileri ağırlıyordu.
1965’e kadar kadınları büyük ölçüde dışlayan Avustralya pub’ı konseptindeki Kadınlar Salonu kadın katılımcılara şampanya ve beş yıldızlı hizmet sunarken erkekleri içeri almamak üzerine kurulu bir konseptle tasarlanmıştı. Konsept gereği içeri alınmayanlardan biri de Tazmanya’da yaşayan Jason Lau idi. Lau’nun kazandığı u dava sonucunda müze mevcut uygulamasını sonlandırmak zorunda kaldı.
Dava boyunca kendisini temsil eden Lau müzenin ve kendisini kadın olarak tanımlamayan diğer bilet sahiplerinin “yasalara uygun adil bir mal ve hizmet sunumu” sağlamayarak eyaletin ayrımcılık karşıtı yasasını ihlal ettiğini savundu. Müze davacı Jason Lau’nun hissettiği reddedilmenin sanat eserinin bir parçası olduğunu ve tarihsel olarak dezavantajlı insanlara karşı empati geliştirmeyi amaçladığını savunmuştu.
Tazmanya’daki mahkemenin hakimi Richard Grueber kararında erkeklerin Kadınlar Salonu’nda bulunan sanat eserlerini deneyimlemesini engellemenin bu amaca nasıl ulaştığının “açık olmadığı” tespitiyle bu argümanı reddetti. Dava boyunca aralarında eseri yaratan sanatçı Kirsha Kaechele’nin de bulunduğu müzenin destekçileri mahkeme salonunu performans sanatı alanı olarak kullanmış ve lacivert takım elbiselerle senkronize hareketler yapmıştı.