Genel başkan değişimi de İYİ Parti’de istifaları durduramadı: Bir vekil daha gitti
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in gözlük takmayı bırakması kamuoyunda ‘imaj değişimi’ olarak yorumlandı. Kulislerden bu adımın asıl nedeninin ‘sağlık’ olduğu bilgisi gelirken uzmanlar büyük ölçüde ‘olumlu etki yaratacağı’ görüşünde.
Ana muhalefet partisinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13 yıllık genel başkanlığa veda ettiği kurultayda ‘muhaliflerce’ kullanılan ‘değişim’ sloganı şimdilerde koltuğun yeni sahibi Özgür Özel’in ‘imaj değişikliği’ nedeniyle gündemde.
31 Mart’ta iktidar kanadının özel önem atfettiği İstanbul ve Ankara başta olmak üzere sandıktan birinci çıkan, bununla birlikte Adıyaman, Bursa gibi illeri de sürpriz yaparak hanesine katan parti Türkiye genelinde oyların yüzde 34.47’sini alarak haritayı büyük ölçüde kırmızıya boyadı.
Yarışın ‘çekişmeli’ geçtiği yerlerde yaşanan ‘itiraz savaşlarının’ da büyük ölçüde sona ermesiyle ‘yerel seçim’ defterini şimdilik kapatan CHP’de ‘değişim’ yalnızca kurultay, artan oy oranı ve kazanılmış yeni belediyelerle sınırlı kalmadı: Genel Başkan Özgür Özel kendisiyle özdeşen gözlüklerini de terk etti.
Özel’in hemen öncesinde ses tellerinden de operasyon geçirmesi haliyle kamuoyunda ilgi çekti.
10 Haber olarak konunun uzmanlarıyla bu değişimi konuştuk.
Önden belirtmemiz gerekirse siyasetçinin göz çizdirme ameliyatını sağlık gerekçesiyle olduğu, ancak bunun ‘imaj’ açısından da olumlu etki yaratacağı belirtiliyor.
Siyaset bilimci Eren Aksoyoğlu kulislerde CHP’deki iletişim ekibinin bu ‘imaj değişikliğinde’ bir dahli olmadığının konuşulduğunu söylüyor:
“Daha çok kişisel kararlar etkili olmuşa benziyor. Ancak bu imaj değişikliğinin birtakım etkiler doğuracağı çok açık. Bu da bizi Özgür Özel’in değiştirdiği ve değiştirmediği şeylere götürüyor. Özgür Özel partisinin grup başkanvekiliyken mecliste partililerle doğrudan ilişki kuran ve arada temsilci tutmayan bir siyasetçiydi. Aynı dönemde bu tarzı ve yaklaşımı bazı kamuoyu araştırmalarında belediye başkanlarıyla birlikte bir kabulü getiriyordu.
Hatta belediye başkanlarından farklı olarak elinin altında maddi olanaklar olmamasına rağmen kamuoyunda güçlü bir karşılığı vardı. Genel başkan olmasını kısmen buna borçlu olduğunu düşünüyorum. Ancak oradan beri yarattığı persona bugün itibariyle dönüşüyor.
Dolayısıyla Özgür Özel bir anlamda sayacı sıfırlıyor olabilir. Giriştiği her bir değişiklik başka bir yere tekabül ediyor. Şöyle ki, ses tellerini düzeltmesi bir zorunluluktu. Bu kendisine uzun süreli performans getirmeye yarayacaktır.
Gözlüğünü arkasında bırakması toplumla arasındaki mesafeyi azaltıyor. Çünkü örneğin Ekrem İmamoğlu gibi yurttaşa sarılacak kadar yakın ve sıcak bir ilişki kurmuyor. Bunun yanı sıra CHP genel başkanı olduğu günden bu yana bir özel kalem aracılığıyla ilişki kuruyor, eski ilişki türünü geride bıraktı. Bir diksiyon dersi alması da çok olası. Bir Özgür Özel tarzı inşa ediliyor tabii ama bunu liderliğin inşası olarak görmemek lazım. Çünkü o tamamen siyasi süreçlerle ilgili.
Unutmamak lazım, imajını değiştirdiği için yüzde 37 oy almadı, yüzde 37 oy aldığı için imajını rahatlıkla değiştiriyor. Liderlik inşası da o yüzde 37’de saklı kanımca.”
Reklamcı, siyasal iletişimci Ateş İlyas Başsoy da toplumda içten içe gözlüğe karşı bir mesafe olduğu görüşünde.
‘Değişimcilerin’ zaferle ayrıldığı kurultay sonrası kaleme aldığı bir yazıda Özel’e esprili bir dille “Türkiye’nin çerçevesiz gözlüklü bir lidere daha tahammülü yok. Resmi anlar hariç her zaman spor giyin. Kot pantolon beyaz spor ayakkabı. Mis gibi” diye seslendiğini hatırlatan Başsoy akabinde şunları kaydediyor:
“Herhalde başkaları da öyle dedi. Belki eşi de öyle demiştir. Ama çıkarttı. Konuştum kendisiyle de. Zaten gözünde bir rahatsızlığı varmış. Normal değilmiş gözündeki durum. Ameliyat olmuş ve gözlüğe ihtiyacı kalmamış. Bu onun sağlığıyla ilgili benim anladığım kadarıyla. Ama böyle bir değişim olması imajı için de bence olumlu.
Gençlerde gözlük mesela çok fazla kullanılmıyor güneş gözlüğü olmadıkça. Lazerle falan bunu halletmek varken hala gözlük kullananlara ‘eski zaman insanı’ gözüyle bakıyorlar. Yaşı daha büyük olan insanlarda da ‘okumuş, bilmiş, halktan kopuk’ imajı veriyor insanlara. Bunu tabii kimse sorduğunda böyle söylemiyor. İçinde olan bir şey insanların. Karşılaştırmalı araştırmalarda görüyoruz. Gözlüğe karşı bir mesafe var.
Bazı açılardan güzel. Bir doktorun karşısına bilimsel bir iktidar kurması için ya da bir sanatçının belki işine yarayabilir öyle bir imaj ama – sağlığı bir kenara koyuyorum -siyasetçinin, halkla bir arada olan bir insanın, adı Halk Partisi olan bir partinin başına geçmiş son derece genç bir insanın gözlük kullanmasına gerek yok.”
Siyasal iletişim uzmanı Prof. Dr. İbrahim Uslu ise ‘minör değişikliklerin seçmen üzerinde majör etki yaratmayacağı’ görüşünde.
Özel’in geçirdiği operasyonları politik bir hamle olarak değil, ’insani bir durum’ diye yorumladığını anlatan Uslu buna eski Başbakan Süleyman Demirel’i örnek gösteriyor.
Özetleyelim; fötr şapkası ve resmi takım elbiseleriyle bilinen Demirel genç rakipleri karşısında yaşlı bir profil çizmemek için imaj değiştirmişti.
Yazar Tanıl Bora Demirel biyografisinde tabloyu şöyle anlatır:
“(…) Bir imaj yenileme hamlesine girmişti. Aşırı ciddi, ‘gri’ imgesini, Özal’ın üzerine attığı ‘eskilik’ boyasını silmeye çalışıyordu. Güniz Sokak’taki çalışma odasında hiç el sürmediği bilgisayarla fotoğraf çektirdi. Renkli gömleklerle, şık gözlüklerle fotoğraflar ‘çekinmesini’ yarı gönüllü, bir zamanelik icabı olarak açıklıyordu: ‘Madem ki kravatlı ve takım elbiseli halkın önüne çıkmak geri kalmışlık anlamına geliyor, biz de geride kalmadığımızı göstermek için ‘haydi bakalım biz de görünelim’ dedik.’
ANAP’ın yeni genel başkanı Mesut Yılmaz’la CHP’li Baykal’ın gençlik imajını abartıp ‘blucinleri çekip pikniğe gitmekten’ söz etmeleri üzerine bazı DYP yöneticileri aralarında ‘Demirel’e nasıl bir blue – jean giydiririz, hangi bisiklet onu taşıyabilir’ diye şakalaşmıştı. (…)”
Uslu burada imaj değişikliğinin işe yaradığını belirterek 1991’deki seçimden sonra Demirel’in bir kez daha başbakanlık görevine getirildiğini hatırlatıyor:
“O dönem fötr şapka takan Demirel’i daha genç göstermek gerekiyordu. Blazer ceketler, ayağına sneaker ayakkabılar, smart casual bir tarz… İmaj değişikliği yaptılar ve işe yaradı. Yaşlı bir lider olarak değil, dinamik, deneyimli bir politikacı olarak algıladı seçmen. Ancak Özgür Özel’in durumunu ‘siyasal imaj değişikliği’ olarak yorumlamak doğru olmaz. Ben insani görüyorum. ‘Yeni bir politik tasarım’ demek ‘aşırı’ olur.
Çok minör değişiklikler var. Bu kadar minör değişiklikler seçmen üzerinde majör etki yaratmaz diye düşünüyorum.
Seçime doğru giderken yapsaydı ‘politik hamle’ olarak yorumlanabilirdi. Ama yine de çok minör değişiklikler olduğu için siyasal sonuç doğurmazdı. Demirel’de olduğu gibi yaşını gizleyecek bir şekilde bir ‘baştan yaratma’ olsaydı, o zaman bu kapsamda değerlendirebilirdik.”