İşçiler meydanları hınca hınç doldurdu: Dünyadan 1 Mayıs manzaraları
Portekiz halkı ülkeye demokrasiyi getiren ve Karanfil Devrimi adı verilen askeri darbenin 50. yıldönümünü kutluyor. Halk sokaklara ve meydanlara akın ederken askeri birlikler de devrim gününü canlandırdı.
Takvimler 25 Nisan 1974’ü gösterdiğinde Portekiz’de Karanfil Devrimi olarak adlandırılan tarihi olay yaşanmış, Antonio de Oliveira Salazar liderliğindeki 48 yıllık boğucu diktatörlük sona ermişti. Bu olay Portekiz’in 1986’da o zamanki adı Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) olan Avrupa Birliği’ne (AB) üyeliğinin de yolunu açmıştı.
O dönem NATO üyesi olan Portekiz’deki kargaşa ve siyasi belirsizlik Portekiz Komünist Partisi’nin iktidarı ele geçirmeye hazır görünmesi nedeniyle Batı başkentlerinde alarma neden olmuştu. Ancak sandıklardan ılımlı partilerin zaferle çıkması Batı’nın komünizme ilişkin endişelerini yatıştırmıştı. 1926-1974 yıllarında varlığını sürdüren “Yeni Devlet” adlı totaliter rejim 25 Nisan 1974’te şiddet kullanılmadan gerçekleştirilen askeri darbeyle tarihin tozlu raflarına karışmıştı.
Portekiz halkı 50 yıl önce ülkeye demokrasiyi getiren askeri darbenin dramatik anlarını yeniden yaşarken askeri araçlar ve kırmızı karanfiller Lizbon şehir merkezindeki sokak ve meydanlara geri döndü. Fakat bu sefer kutlamalar için. Devrimin 50. yılı münasebetiyle düzenlenen kutlamalara on binlerce kişi katıldı.
Portekiz Cumhurbaşkanı Marcelo Rebelo de Sousa ve Başbakan Luis Montenegro askerlerin ve zırhlı araçların renkli geçit törenine başkanlık ederken birçok izleyici devrimin sembolü olan kırmızı karanfil çiçekleri taşıdı. Zırhlı bir aracın üstünde elinde karanfil tutan bir çocuk dikkatleri üzerine çekti.
Massive crowds in Lisbon remember #CarnationRevolution in Portugal 1974 which overthrew a brutal dictatorship 🏵️
Picture: Simon Guy pic.twitter.com/gn3wyTIjyI
— Socialist Worker (@socialistworker) April 25, 2024
Devrimin simgesi olan kırmızı karanfiller 1974 baharında Portekiz mağazalarında ve sokak tezgahlarında bol miktarda bulunuyordu ve insanlar bunları ayaklanmacıların tüfeklerinin namlularına yapıştırıyordu.
Ayaklanmaya katılan 71 yaşındaki Paulo Simoes “yerine getirilmiş bir görev duygusuyla yaşadığını” belirtiyor: “İki çocuğum var. Onlara özgürlük, demokrasi, doğruluk ve dürüstlük fikirlerini aşılamaya çalıştım ve başardım.”
Ayaklanmaya katılan bir askerin eşi olan 68 yaşındaki Maria Monteiro da “Kazandığımız özgürlük için son derece duygusal hissediyorum ancak bu özgürlüğü nasıl savunacağımızı çok iyi bilmemiz gerekiyor” diyor.
Yıldönümünde askeri birlikler ve zırhlı araçlar devrime katılan askerlerin başkentin kilit noktalarında kilit noktaları tuttuğu ayaklanmanın ilk aşamalarından birinin canlandırıldığı anın bir parçası olarak şehir merkezinde bir meydana konuşlandırıldı.
Askerler ayrıca isyancıların Largo do Carmo adlı meşhur meydanda paramiliter garnizona yaklaşmasını canlandırdı. Salazar’ın ölümüyle iktidarı devralan Portekiz Başbakanı olan Marcelo Caetano burada saklanmış ve teslim olmadan önce etrafı askerler ve siviller tarafından kuşatılmıştı.
On binlerce Portekizli Lizbon’un ana caddesi Avenida da Liberdade (Özgürlük Caddesi) boyunca düzenlenen yürüyüş için bir araya geldi.
Milhares acompanharam o Bloco a descer a Avenida da Liberdade na maior manifestação do 25 de Abril de que há memória. pic.twitter.com/0zu3ChLemE
— Bloco de Esquerda (@BlocoDeEsquerda) April 25, 2024
O dönem Afrika’daki bağımsızlık hareketlerine karşı yürütülen uzun süreli sömürge savaşlarının yarattığı hayal kırıklığı, diktatörlüğü yaklaşık 24 saat içinde sadece beş kişinin ölümüyle devirmeyi başaran genç subayların isyanına katkı sağlamıştı.
1970’te ölen Salazar diğer Avrupalı güçlerin kıtadan çekilmesinden çok sonra Afrika’daki sömürgelerine sarılmış ve Avrupa’nın 1960’lardaki kültürel değişimlerinin ortasında ülkesini modernleştirmeye direnmişti.
Salazar’ın iktidarı komşu İspanya’da General Francisco Franco’nun iktidarı (1936-1975) ile hemen hemen aynı döneme denk gelse de hemen hiç kan dökülmemişti.
Başbakan Antonio Costa’nın kendisine yöneltilen yolsuzluk suçlamaları nedeniyle istifa etmesinin ardından Portekiz geçen ay erken seçime gitti. Seçimde zafer merkez sağ ittifakın oldu ama en çok aşırı sağcı Chega’nın yükselişi konuşuldu.
1974’e kadar diktatörlüğün hüküm sürdüğü Portekiz’in Avrupa genelinde yükselişe geçen aşırı sağ furyasından etkilenmediği düşünülüyordu ama düzen karşıtı aşırı sağcı Chega partisi 230 koltuktan oluşan parlamentodaki temsilini dört katına çıkararak en az 48 milletvekiline ulaşmıştı.
Ayrıca Chega sandıkta elde ettiği bu başarıyla ülkenin en popüler üçüncü partisi olduğunu kanıtlamış, parti lideri Andre Ventura basına yaptığı açıklamada partisinin elde ettiği sonucu “tarihi” olarak nitelendirmişti.
Yerel basından Diario de Noticias gazetesinde yayımlanan ankete göre diktatörlük rejiminin yıkılmasından 50 yıl sonra Portekizlilerin ülkedeki siyasete ilişkin görüşlerinin pek de iç açıcı değil. Ankete göre Portekizlilerin yüzde 51’i ülkedeki demokrasiden memnun olmadığını belirtirken, yüzde 67’si de halkın çıkarlarını umursamadıkları gerekçesiyle politikacılara tepkili.