Özel ‘asker arkadaşımı arayayım’ diyerek telefonu kaldırdı, Bakan Tunç’tan söz aldı
Bugün 1 Mayıs. Marşta da dendiği gibi işçinin, emekçinin bayramı. Bu özel gün için bestelenen marşın sahibi Sarper Özsan'ı ve eserini anarken geçmişten bugüne 1 Mayıs'ta meydanlarda söylenen diğer şarkılara da yakından baktık.
Yıl 1975, yer başkent Ankara. Ankara Sanat Tiyatrosu’nun sahnelemeye başladığı Bertolt Brecht uyarlaması ‘Ana’ oyunundaki bir marş ilk andan itibaren dikkatleri çekiyor. Marşın bestecisi Sarper Özsan 1992’de Gerçek dergisine verdiği röportajda eserin ortaya çıkışını anlatırken şöyle diyor: “Elimizde hazır bir şey yoktu. Bu marş böyle bir ihtiyaçtan ortaya çıktı.”
Ankara Sanat Tiyatrosu’nda Gorki’nin ‘Ana’ adlı romanından uyarlanan oyun için ortaya çıkan ihtiyaçtan dolayı bestelenen bu marş sözleri ve müziğinin akılda kalıcılığı sayesinde sokağa taştı. Türkiye’de sağ-sol kavgasının en keskin olduğu dönemde ortaya çıkan marş 1 Mayıs 1976’da meydanların en çok söylenen melodisi olmuştu.
19 aralık 2022’de 78 yaşında hayatını kaybeden besteci Sarper Özsan geride yıllardır sadece Türkiye’de değil, dünyanın farklı ülkelerinde de 1 Mayıs’ta söylenen bir marş bıraktı. Türk Beşleri’nden Necil Kazım Akses ve Ahmed Adnan Saygun’un öğrencisi olan Özsan 1970 yılından itibaren TRT’de çalışmaya başlamıştı. Siyasi görüşleri nedeniyle 1971’de hapse girmiş ve 20 ay cezaevinde kalmıştı. Sonrasında İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda ders vermeye başlayan besteci bu dönemde tiyatro oyunları için de besteler üretiyordu. Kuşkusuz ‘1 Mayıs Marşı’ içlerinde en bilineni oldu.
“İhtiyaçtan” bestelediği marşın bu denli büyüyüp kitleleri peşinden sürükleyeceğini tahmin etmemişti Sarper Özsan. Verdiği röportajda “Türk işçi sınıfının değerlerini göz önünde bulundurmaya çok dikkat ettim ve zannediyorum böyle davranmamın sonucunu da hep beraber görüyoruz. Cem Karaca’nın da seslendirmesiyle marş meydanlardan evlere de girecekti. Marşın bestecisi Özsan’a göre eserini doğru seslendiren tek isim Cem Karaca’ydı. Bu marşı en zorlu günlerde ‘Köşeyi Dönen Adam’ filminde seslendiren Kemal Sunal’a da büyük özlemle bir selam gönderelim.
Cem Karaca demişken asla unutmamız gereken bir şarkıyla devam edelim. ‘Tamirci Çırağı.’ Karaca’nın dinleyicinin gözüne adeta bir filmden sahneler getiren anlatısıyla dile getirdiği beste yine onun seslendirdiği ‘1 Mayıs Marşı’ kadar ilgi görmüştü. Üstelik bu marşla yakın bir dönemde. Cem Karaca’nın ilk kez 1975 yılında seslendirdiği şarkı umutsuz bir aşk hikâyesinin yansıması olsa da hayatın acı gerçeğini de insanın yüzüne vuruyordu: “İşçisin sen, işçi kal.” Böyle olunca da hem 1 Mayıs’ta meydanlarda hem evlerdeki plakçalarlarda defalarca çalındı. Ne yazık ki hikâyede bugün için de değişen bir şey yok.
Meydanlarda ‘1 Mayıs Marşı’ her ne kadar ayrı bir yere sahip olsa da sonrasında da 1 Mayıs için şarkılar, marşlar yazıldı. Bunlardan biri de Yeni Türkü’nün 1979 yılında çıkış yakaladığı ‘Buğdayın Türküsü’ albümündeki aynı adlı şarkıydı. Yayınlandığı dönemde adeta muzır yayın muamelesi gören albüm 1980 Darbesi’nden sonra da yasaklanmış ve raflardan toplatılmıştı.
Şimdi darbeden dokuz yıl sonrasına gidiyoruz. Türkiye’de darbenin etkilerinin devam ettiği yıllarda Ezginin Günlüğü’nün seslendirdiği ‘Sabah Türküsü’ 1 Mayıs için yazılmış bir eserdi. Grubun 1989 yılında yayınladığı aynı adlı albümde yer alan şarkıyı şimdi siyaset bilimi profesörü olan Hakan Yılmaz seslendirmişti.
Bizde durum böyle de dışarıda nasıl? İtalyanca şarkı dendi mi akıllara ilk gelen ezgiyle başlayalım ‘Bella Ciao’. On yıllardır aralarında Türkçenin de yer aldığı farklı dillerde seslendirilen şarkı Nazi işgaline direnen İtalyanların marşıydı. Kimler seslendirmedi ki şarkıyı. Yves Montand, Milva, Giovanna Daffini, Tom Waits ve daha nicesi. Meydanlarda 1 Mayıs ile özdeşleşen marş artık statların da vazgeçilmezi arasında. Hele son yılların en çok izlenen dizilerinden ‘La Casa de Papel’de de kullanıldıktan sonra yeni kuşaklar nezdinde de kalıcılaştı.
İtalya’dan biraz daha batıya gidiyoruz. İspanya’nın kanlı iç savaş yıllarından kalan bir marş var sırada; ‘Ay Carmela’. 1937’de bestelenen mar İspanyol cumhuriyetçilerinin en sık söylediği esere dönüşmüştü. İspanyol İç Savaşı’nda cumhuriyetçiler safında savaşmak için dünyanın dört bir yanından bu ülkeye gelen gönüllüler savaş sonrasında bu marşı beraberlerinde ülkelerine götürdü. Tıpkı ‘Bella Ciao’ gibi ‘Ay Carmela’ da 1 Mayıs başta olmak üzere her hak arayışında meydanlarda yankılandı. Bugün de yankılanmaya devam ediyor.
İspanya’dan İspanyolca konuşulan bir başka coğrafyaya, çok daha uzağa gidiyoruz. Tarihi sık sık Türkiye tarihiyle kıyaslanan ve benzerlik kurulan Şili’deyiz. O unutulmaz marşı dinliyoruz; ‘Venceremos!’. Türkçeye tercüme edildiğinde “kazanacağız” anlamına gelen marş Şili’nin dünya çapındaki müzisyeni Victor Jara tarafından seslendirilmişti. 1970 seçimleri sıırasında Salvador Allende’nin kampanyasında kullanılan marş siyasetçiye zaferi de getirmişti. Ancak 1973’teki darbe sonrası Allende görevinden indirilecek, şarkıyı dünyaya duyuran Jara ise darbeciler tarafından önce işkenceye maruz bırakılacak ardından öldürülecekti. Bugün tüm dünya Pinochet ve iktidarında yaşananları lanetle anarken Victor Jara’nın sesinden duymaya alıştığımız ‘Venceremos’ 1 Mayıs kutlamalarının vazgeçilmezi haline geldi.
Şimdi hepsinden de daha eskiye 1927 yılının Viyana sokaklarına gidiyoruz. ‘Die Arbeiter von Wien’ yani ‘Viyana’nın İşçiler’i yankılanıyor. Nazilere karşı direnen Avusturyalıların simgesi haline gelen marş savaş sonrası yıllarda tüm dünya tarafından öğrenilir ve 1 Mayıs kutlamalarında yerini alır. Daha sonra aralarında Türkiye’nin de yer aldığı bazı ülkelerde radyolarda çalınması yasaklanır. Şarkı 1978 yapımı ‘Sürü’ filminde de çalınacaktı. Zeki Ökten ve Yılmaz Güney’in yönettiği filminde kullanılan diğer adıyla ‘Avusturya İşçi Marşı’ yıllar içinde farklı dillere de uyarlandı.
16 yıl önce Güney Sudan’daki Darfur bölgesinde çatışmalar nedeniyle açlık kaynaklı büyük bir insanlık dramı yaşanıyordu. ABD’li muhalif punk-rock topluluğu Green Day tıpkı Irak işgali sırasında yaptığı gibi bu trajedi de sesini müziğiyle duyuruyordu. Seçtikleri şarkıysa yıllar önce John Lennon’ın seslendirdiği ‘Working Class Hero’ydu. Sözler aynı olsa da melodi çok daha sertti. Tıpkı insanlığın içinde bulunduğu sert ve kötü koşullar gibi. John Lennon’ın The Beatles’tan ayrıldıktan sonra çıkardığı ilk solo albümünde yer alan şarkı o dönem büyük ses getirmişti. Genç kızların peşinden koştuğu bir rock yıldızının solo kariyerinde daha belirgin biçimde çizdiği politik imajının bir yansıması olan ‘Working Class Hero’ Green Day dışında onlarca müzisyen tarafından defalarca yeniden yorumlandı.