Faiz kararı yine hayal kırıklığı yarattı
S&P'nin Türkiye'nin kredi notunu artırmasını yorumlayan Bakan Şimşek, 'S&P, Fitch ve Moody’s’in pozitif not görünümleri not artışlarının devamının habercisi' dedi. Timothy Ash de Türkiye'nin ekonomi cephesinde tehlikeyi atlattığını söyledi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s’un (S&P) Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltirken, kredi notu görünümünü “pozitif” olarak koruması ekonomi cephesinde umutları artırdı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomi programının olumlu sonuçlarının kredi derecelendirme kuruluşlarının kararlarına yansıdığını söyledi. Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Programımızın olumlu sonuçları kredi derecelendirme kuruluşlarının kararlarına yansıyor. S&P ülke kredi notumuzu 11 yılın ardından 1 kademe artırırken görünümü pozitif olarak korudu. S&P, Fitch ve Moody’s’in pozitif not görünümleri not artışlarının devamının habercisi. Güçlendirerek uygulamaya devam ettiğimiz programımızla ülkemize duyulan güveni en üst seviyeye taşımakta kararlıyız” dedi.
Bluebay Varlık Yönetimi Gelişen Piyasalar Kıdemli Stratejisti Timothy Ash de “Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ekibi tarafından yürütülen politika düzenlemesi göz önüne alındığında hak edilen bir gelişme oldu. Türkiye ekonomi cephesinde tehlikeyi atlattı” değerlendirmesini yaptı.
Ekonomist Haluk Bürümcekçi, S&P’nin kararının aralık ayındaki gözden geçirmede not görünümünün pozitife çevrilmesi ve Türkiye’nin mevcut 5 yıllık kredi risk primi (CDS) dikkate alındığında beklenen bir gelişme olduğunu belirtti. Bu doğrultuda, Moody’s’in de 19 Temmuz’daki değerlendirmesinde en az bir kademe artışa gitmesinin beklenebileceği öngörüsünde bulunan Bürümcekçi, “Türkiye’nin S&P ve Fitch değerlendirmesinde bulunduğu ‘B+’ seviyesinde yer alan ülkeler arasında Bahreyn ve Ürdün bulunuyor. Bu ülkelerin CDS oranları ise 250 baz puan ve altında. Dolayısıyla Türkiye’nin 290 civarı olan risk priminde düşüş eğiliminin korunması beklenebilir” dedi.
İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu da Türkiye’nin CDS ve diğer risk göstergelerindeki güçlü iyileşmenin daha öngörülebilir bir politika çerçevesinin oluşması, özellikle para politikasının tahminlerin de ötesinde güçlenme eğiliminde olmasının bu sonucu getirdiğini söyledi. Aslanoğlu, bundan sonraki süreçte içeride ve dışarıda da sık sık dile getirildiği gibi para politikasına, maliye politikasının da güçlü bir şekilde eşlik etmesi ve sürdürülebilir bir patikaya girilmesinin iyileşmenin devam edebilmesi açısından önemli göründüğünü dile getirdi. S&P’nin değerlendirmesinde bu durumun vurgulandığını söyleyen Aslanoğlu, dikkati çeken bir başka noktanın da gelirler politikasına ilişkin bir beklentinin de bulunması olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bu beklentinin, özellikle kamunun yönlendirdiği, yönettiği fiyatlarda enflasyon tahminleri ile uyumlu artışların olmasının, bunun yanında ücret ve fiyat ayarlamaları konusunda da toplumsal bir konsensüs ortamının oluşmasının önemi vurgulanıyor diye düşünüyorum. Yüksek enflasyon ortamlarında bu tür toplumsal mutabakatlar ve gelirler politikası uygulaması başarı sağlamada önemli bir etmen olabiliyor. Önümüzdeki süreçte enflasyonda kalıcı inişin başarılabilmesi, cari açıkta düşüşün gerçekleşmesi ve sürdürülebilir bir patikanın oluşması durumunda not artışları muhtemelen devam edecektir.”