İsrail’den Eurovision yönetimine tehdit: Çekiliriz
Son günlerde İsrail Filistin konusunda tavizler vermese de ABD ve Suudi Arabistan arasında ikili anlaşma imzalanacağına dair iddialar dolaşıyor. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Sullivan iddiaları reddetti.
Son günlerde Suudi Arabistan’ın İsrail ile normalleşme yolunda adımlar atmaya hazır olduğuna dair birtakım haberler dolaşmaya başladı. Bu haberlere göre Suudi Arabistan anlaşmaya hazırdı ancak ABD’deki kasım seçimlerini bekleyip beklememe konusunda kararsızdı ve İsrail ile normalleşme yolunda en büyük beklentisi de ABD ile güvenlik anlaşmasına imza atabilmek ve İsrail’in Filistin konusunda birtakım tavizler vermesiydi. Bazı iddialarda İsrail’in Filistin konusunda tavizler vermemesi ihtimaline karşın Washington ve Riyad arasında ikili anlaşma yapılacağına dikkat çekiliyordu.
Basına yansıyan bu “B” planı ABD’nin Suudi Arabistan’ın kendi nükleer gücünü geliştirmesine yardım etmesini ve iki ülke arasında yapay zeka gibi teknolojik alanlarda işbirliğinin artırılmasını içeriyordu. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan cumartesi günü FT Weekend Festival’inde verdiği bir mülakat sırasında Suudi Arabistan’ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirmediği bir senaryoda Biden yönetiminin Riyad ile güvenlik anlaşması imzalamayacağını söyledi.
Biden yönetimi savaş başlamadan önce de İsrail ile Suudi Arabistan arasında diplomatik ilişkilerin başlamasını teşvik etmeye çalışıyordu. Ancak savaş öncesinde Suudi Arabistan’ın masaya Filistin’i sürmesi nedeniyle adımlar atılamamıştı. Savaş patlak verince de taraflar arası görüşmeler daha büyük zarar gördü. Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu uzun süredir devam eden İsrail-Filistin çatışmasında iki devletli çözümle ilgili adım atmayı uluslararası toplumun baskılarına rağmen reddetti.
Sullivan “Bütüncül vizyonumuz ABD ve Suudi Arabistan arasındaki ikili bir mutabakat, İsrail ile Suudi Arabistan arasında normalleşme ve Filistin halkı için uygun adımlar atılması. Tüm bunların bir araya gelmesi gerekiyor. Bir parçayı öbüründen ayıramazsınız. Önümüzdeki aylarda Başkan Biden ve yönetimdeki diğer isimlerden İsrail için daha güvenli, bölge için de daha barışçıl bir yolun kurulabileceğine dair haberler duracağınızı umuyorum” dedi. Sullivan son olarak bölgede ne yönde ilerlemeler kaydedileceğinin İsrail yönetimine bağlı olacağını, bu yolu seçip seçmeyeceğine İsrail halkının karar vereceğini söyledi.
Bazı analistler bu hafta basında yer alan ABD-Suudi Arabistan anlaşmasına dair iddiaların Netanyahu hükümeti üzerinde baskı yaratmak için yapıldığına inanıyor. Ancak biraz önce de belirttiğimiz gibi Netanyahu hükümeti iki devletli çözüm önerisine kendini tamamen kapattı. Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun iki devletli çözüme sıcak baktığı bir senaryoda önünde aşırı sağcı koalisyonunun oluşturduğu bir barikat var.
Ayrıca mevcut koşullarda savaşın devam etmesi Netanyahu için avantaj yaratan bir durum. Çünkü silahlar sustuğunda 7 Ekim’de saldırının engellenememesinden kendisinin sorumlu tutulacağını ve erken seçim için yapılan baskıların daha da artacağını biliyor. Dolayısıyla Netanyahu hükümeti iktidarda olduğu müddetçe üçlü anlaşmanın tasarlandığı ve reklamının yapıldığı şekliyle gerçekleşmesini görmek o kadar kolay olmayacak.
Öte yandan bazı analistler zaten iddianın gerçek olamayacağını yazmıştı. Çünkü Biden yönetimi ve Riyad arasında böyle bir anlaşma söz konusu olsa bile anlaşmanın Amerikan Kongresi’nden geçmesi gerekiyor. ABD’li temsilciler ve senatörlerin büyük kısmı Suudi Arabistan’ın İsrail ile normalleşmesinden önce böyle bir anlaşmaya izin vermeyecek kişiler. Halbuki ABD’nin Suudi Arabistan ile ikili bir anlaşma yapması kendi “ulusal güvenliği” için gerekli bir adım. Zira Riyad son dönemde yüzünü yapay zekaya döndü ve bu konuda Suudi Arabistan’da çalışması için tercih ettiği araştırmacıların büyük kısmı Çin’den. ABD Çin’e çip kısıtlamaları getirmiş olsa da Riyad yönetiminin getirttiği Çinli araştırmacılar bu kısıtlamayı pekâlâ aşabilir.
Biden yürütme yetkisini kullanıp Suudi Arabistan ile anlaşmayı kongrenin onayına sunmadan geçirebilir de. Bunu daha geçen yıl Bahreyn ile imzaladığı Kapsamlı Güvenlik Entegrasyonu ve Refah Anlaşması’nda da yaptı. Hatta Biden bu şekilde Suudi Arabistan’a “NATO üyesi olmayan önemli müttefik” statüsü, Amerikan silahlarının sevkiyatında hızlılık ve savunma alanında ileri seviyede işbirliği imkanları sunabilir. Ancak Suudi Arabistan’ın istediği şey ABD’nin Japonya, Güney Kore ve Filipinler ile yaptığına benzer bir anlaşma istiyor. Bu anlaşmanın yazılı hale getirilip yasalarda yer almasını istiyorlar. Sebebi de Biden gidip de yeni bir başkan geldiğinde anlaşmanın kolayca bozulmamasını sağlamak.