Metal efsanesi Megadeth 10 yıl sonra yeniden İstanbul’daydı
Trompetin dünya çapındaki önemli ismi Chris Botti yarın akşam Harbiye Açıkhava tiyatrosu'nda müzikseverlerle buluşacak. Halihazırda Avrupa'da turne yapan Grammy ödüllü müzisyeni yolculuğunda yakaladık, sorularımızı sorduk.
Frank Sinatra, Sting, Paul Simon, Barbra Streisand, Yo-Yo Ma, Lady Gaga, Tony Bennett ve Aretha Franklin. Tüm bu isimlerle aynı sahneyi defalarca paylaşan bir isim var: ABD’li müzisyen Chris Botti. Unutulmaz konser ve albümlerle doldurduğu kariyerine çok sayıda ödül de sığdıran trompet sanatçısı Bottu yarın Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda konser verecek.
61 yaşındaki trompet sanatçısı cazdan pop şarkılara kadar geniş repertuvar yelpazesiyle büyük bir dinleyici kitlesine erişmeyi başarıyor. Albümlerinin dördü Billboard caz albümleri listesinde bir numaraya ulaşan Chris Botti, 2004 yılında ise Amerika Birleşik Devletleri’nde yayınlanan People dergisi tarafından En Güzel 50 İnsan listesinde yer aldı.
Dijital müzik dinleme platformu Spotify’ın verilerine baktığımızda Chris Botti’nin en çok dinlenildiği kentlerden biri İstanbul. Kİ o da İstanbul’a aşina isimlerden biri. Çünkü daha önce de gelmişliği var.
Geçen yıl yayınladığı ‘Vol. 1’ adlı albümünün turnesi kapsamında şu anda Avrupa kentlerini turlayan ödüllü müzisyeni yolda yakaladık. Hırvatistan’da konser veren trompet virtüözüne İstanbul konseri öncesi sorularımız yönelttik. İstanbul’a yeniden gelecek olmaktan ötürü büyük mutluluk duyduğunu söyleyen ABD’li müzisyen yeni albümünün müjdesini de verdi.
– İstanbul’un en prestijili sahnesinde müzikseverler buluşacaksınız. Burada çok seviliyorsunuz? Bu, beklediğiniz bir şey mi? Gördüğünüz ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
– Nasıl demeliyim… Bu karşılıklı bir şey. İstanbul’un turne programında olmasını özellikle istedim. Evet, Türk dinleyicisiyle aramızda farklı bir bağ var. Çok doğrudan. Çok açık. Ben ve ekibim de sahnede öyleyiz. Türkiye’ye çok geldim ama ilk kez açık hava konseri olacak. Boğaza doğru notaların yayıldığını hayal etmek ayrıca heyecan verici. Sizlere, dinleyicilerime sıcaklığı için teşekkürler.
– Onlarca konser ve turne. Nice efsane müzisyenle aynı sahnede yer almak. Dünyada çok az insanın tadacağı bir duygu. Geriye dönüp baktığınızda birlikte sahneyi paylaşmayı en çok özlediğiniz isim kim?
– Bunun çok uzun cevabı var. Şanlıydım ve çok özel insanlarla aynı sahnede çaldım. Üniversite dördüncü sınıfta Frank Sinatra ile turnede bulundum. Müzisyenleri ve seyirciyle temasını gördüm. Fakat sorunuzun cevabını Sting olarak veriyorum. Müzikal hayatımda birçok harika iş başardık. Dediği gibi yaptı ve iki yıl içinde beni dünyaya tanıttı. Ancak olan sadece bu değil. O birçok yönden benim ailem haline geldi. Sadece müzikal başarımda değil, bir grup lideri ve arkadaş olarak birçok farklı alanda bana rehberlik etti.
– Geçen yıl ‘Vol. 1’i yayınladınız. Bu albümden sonra ister istemez ‘Vol. 2’ ve hatta ‘Vol. 3’ için beklentiye girdi müzikseverler. Planlar ne yönde? Serinin ilk albümünde olduğu gibi yine yıldız isimleri görebilecek miyiz?
– Evet, şimdi ‘Vol. 2’ ve ‘Vol. 3’ü dört gözle bekliyoruz. Son bir buçuk yılda kendimi daha çok geliştirdiğimi hissediyorum, Enstrümanım üzerinde daha fazla hakimiyetim var. Bu yüzden, yeni albüm yapmak için stüdyoya dönmeye sabırsızlanıyorum. 2024 yılı gerçekten tur yılı olacak. Tam ne zaman olacağını henüz bilmiyorum ama belki eylül veya kasım gibi yeni albüm için stüdyoa gireceğim.
– Dijital platformlar müzik dinleme alışkanlıklarını değiştirdi. Artık eskisi gibi albüm satış rakamları yok. Basılan albümler de genellikle koleksiyonerlerin ilgi alanı. Bu noktada değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz bir yandan da yoğun bir turne programına sahip birisiniz. Bunun etkisi nasıl oluyor?
– Dijital platformlar, müziğimizi dünya çapında erişilebilir kıldı. Bu nedenle ortaya çıkan sonuca olumsuz gözüyle bakıyorum. Ben canlı performansların özgünlüğünü ve birlikte yaşanan deneyimin değerini öne çıkardığını düşünüyorum. Bu platformlar sayesinde dinleyiciler yeni çıkan parçaları hemen keşfedebiliyor. Bu yeni parçaları canlı duymak için sabırsızlanabiliyor. Platformlar üzerinden gelen veriler, hangi şarkıların daha çok sevildiğini anlamamıza da yardımcı oluyor. Bu bilgiler, dünya çapında hangi bölgelerde daha fazla konser vermeye odaklanmamız gerektiği konusunda rehberlik ediyor. Konserlerin içeriğini kişiselleştirmemize olanak tanıyor. Ve canlı performanslara ilgiyi azalttığını düşünmüyorum.
– Son sorum. Çok sevdiğiniz İstanbul’daki müzikseverlere bir mesajınız var mı? Onları nasıl bir konser bekliyor?
– Dünyada çalmayı en çok sevdiğim şehirlerden birine geri döneceğim için heyecanlıyım. İstanbul’da çok harika akşamlarımız oldu. Sevgili orkestram, beş özel konuğum ve ben eğlenceli ve unutulmaz anlar yaşatmak için sabırsızlanıyoruz. İstanbul’un büyüleyici atmosferinde, müziğimizle sizlere sihirli bir akşam sunmayı umuyorum. Bu harika şehre geri dönüşümde sizleri de orada görmek istiyorum.