Kusura bakma Rana Usta, bu ayıp hepimizin
Uğur Mumcu cinayetinin faili olarak aranan Oğuz Demir için 5. Ağır Ceza Mahkemesi 2022'de "kaçak" kararı vermişti; 30 mayısta duruşma var. İddianamede olmayan delillerin toplanması için dilekçe veren avukatlar Mehmet Ağar'ın da dinlenmesi istendi.
Gazeteci Uğur Mumcu Ankara’daki evinin önünde aracına konan bir bomba sonucu öldü. Suikastın üstünden 31 yıl geçti ama bombayı araca yerleştirmekten aranan Oğuz Demir yakalanamadı. 17 Ocak 2000 tarihinde Beykoz’da Hizbullah’ın hücre evine yapılan baskınla cinayetin tetikçilerine ulaşıldı. Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu’nun ölü ele geçirildiği operasyonun yapıldığı villadan çıkan delillerden Uğur Mumcu cinayetine ilişkin ipuçları yakalandı. Bunun üzerine İstanbul polisi Mumcu cinayetini soruşturan Ankara Savcılığı’na bilgi verdi. Yapılan araştırmada Tevhit – Selam/ Kudüs Ordusu adlı örgüte ulaşıldı.
Ankara DGM Savcısı Hamza Keleş’in talimatıyla UMUT operasyonu yapıldı. Hasan Kılıç, Yusuf Karakuş, Şeref Dursun, Abdülhamit Çelik, Mehmet Dağdeviren, Talip Özçelik, Fatih Aydın ve Mehmet Şahin yakalandı. Sorgulamalar sonucunda örgütün yapısı deşifre edildi. Ardından yakalanan “Tekin” kod adlı Ferhan Özmen de Necdet Yüksel ve Rüştü Aytufan, Oğuz Demir isimlerini verdi. Oğuz Demir Sincan’da yapılan operasyonda polisin elinden son anda kaçtı. Ankara’da yakalanan sanıkların sorgulanmaları sonucunda yalnızca Uğur Mumcu değil Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerinin de bu örgüt tarafından işlendiği açıklandı.
11 Temmuz 2000’de 15’i tutuklu 17 sanık hakkında Ankara 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) UMUT davası açıldı. İddianamede Tevhit – Selam/Kudüs Ordusu örgütü üyesi olan sanıkların İran’da askeri ve siyasi eğitim aldıkları anlatıldı. Mumcu’nun aracındaki bombayı Ferhan Özmen’in hazırladığı ve araca Necdet Yüksel’in gözcülüğünde Oğuz Demir’in yerleştirdiği ifade edildi. 2005 yılında sonuçlanan davada Ferhan Özmen, Nejdet Yüksel ve Rüştü Aytufan idam cezasına çarptırıldı. İdam cezaları kaldırılınca hüküm ağırlaştırılmış müebbete çevrildi. Firari sanık Oğuz Demir’in dosyası ayrıldı.
Oğuz Demir 30 Mayıs’ta “kaçak” olarak gıyabında yargılanacak. Evrensel’den Sibel Hürtaş’ın 2022 yılındaki haberine göre Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi Oğuz Demir hakkında ‘kaçak’ kararı verdi. Ceza Muhakemeleri Kanunu “Hakkındaki soruşturmanın veya kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurtiçinde veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle kendisine ulaşılamayan kişi” için “kaçak” tanımı yapıyor. Mahkemenin bu kararı alması “kaçak sanık” hakkında kovuşturma yapılabilmesinin önünü açmış oldu. Dosya da 30 yıllık zamanaşımından kurtuldu.
Duruşmanın hemen öncesinde Mumcu ailesinin avukatı Yalçın Akbal Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ”tevsi-i tahkikat” yani iddianamede yer alamayan delillerin toplanması talebini içeren dilekçe verdi. Dilekçede, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın dinlenmesi istendi.
Yalçın Akbal’ın mahkemeye sunduğu dilekçede sanık Oğuz Demir’in suikast öncesi ve sonrası karıştığı suçlar ve bağlantıları özetlendi. Dilekçede şu ifadeler yer aldı:
“Bu çerçevede 1991-1999 tarihleri arası Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı cinayeti dahil 11 olaya doğrudan katılan Oğuz Demir’in bu kadar rahat cinayetler işlemesine rağmen hakkında bilgi sahibi olunamaması tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır. Oğuz Demir’in 2000 yılı Mayıs ayında Sincan’da kolluk güçlerinin arasından sıyrılıp kaçması ve izini kaybettirmesi daha da vahim olanıdır. Ve her ne kadar Oğuz Demir hala İçişleri Bakanlığının ‘arananlar’ listesinde ‘Tevhid Selam Kudüs Ordusu Terör Örgütü’ üyesi olarak aranmakta ise de bugüne kadar bu şahsın yakalanması konusunda en ufak bir yol alınmamıştır.”
Dilekçede İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş’tan randevu istenerek Oğuz Demir hakkında bilgi istendiği ve Aktaş’ın da yaklaşık bir hafta sonra dönüş yaparak ”Demir’in İran’da olduğu konusunda istihbari bilgi bulunduğu, bir ara Çeçenistan’da görüldüğü, bu süreçte çocukları ve eşini de yurtdışına çıkardığı” yönünde bilgi verildiği kaydedildi.
Avukat Akbal konuya ilişkin bazı sorular yönelterek bunlar hakkında Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı’na müzekkere yazılmasını talep etti. Asıl talebin cinayetin üzerindeki sır perdesinin aralanması olduğu ve 90’larda meydana gelene suikastların bir kısmının içinde kamu görevlilerinin de bulunduğunun bilinen bir gerçek olduğu savunulan dilekçede dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın taziye ziyaretinde Güldal Mumcu’ya ”Bir duvar örülüyor sanki” şeklindeki sözlerine Güldal Mumcu’nun “Bir tuğla çekin duvar yıkılsın” şeklinde verdiği yanıtı hatırlatıldı.
Mehmet Ağar’ın Mumcu cinayetinin arka planı hakkında bilgi sahibi olduğu söylenen dilekçede “Kaçak Oğuz Demir’le ilgili yukarıda açıklanan bilgiler dahilinde Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatına müzekkere yazılmasına, ayrıca tevsi-i tahkikat talebimizin kabulüyle Uğur Mumcu cinayeti ve arkasındaki karanlık güç odakları hakkında bilgi sahibi olan dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın Mahkemeniz huzurunda dinlenmesine karar verilmesini vekaleten talep ederiz” dendi.