Bir kırmızı çizgi daha aşılırken: ABD Azov Taburu’na silah yasağını kaldırıyor

ABD neo-Nazi ve beyaz üstünlükçü görüşlere sahip ve OCHA tarafından uluslararası hukuka aykırı hareket etiği belirtilen Azov Taburu'na silah gönderme ve eğitim verme yasağını kaldırdı. Rusya karara tepkili, ABD ise kararının arkasında duruyor.

Dünya 13 Haziran 2024
Bu haber 5 ay önce yayınlandı
Fotoğraf: EPA-EFE/REX/Shutterstock

Rusya Ukrayna savaşında cephede kazanımlar elde edip daha da ilerledikçe Batı bugüne kadar “kırmızı çizgim” dediklerini geride bırakmaya başladı. Bu kırmızı çizgilerden biri ABD ve Avrupa’dan Ukrayna’ya gönderilen silahların hiçbir koşulda Rus topraklarında kullanılmamasıydı. Çünkü Batı savaşın içine daha çok çekilmek, çatışma alanının büyümesini istemiyordu. Ama ABD kendi silahlarının şu an ağır saldırı altındaki Harkiv çevresinde kullanılmasına izin verdi. Yani Rusya sınırında uzun menzilli ATACMS füzeleri hariç Amerikan silahları kullanılabilecek.

Şimdi ikinci bir kırmızı çizgi daha aşılıyor: ABD liman kenti Mariupol’un savunmasında kritik bir rol oynayan ama tartışmalı geçmişe sahip Azov Tugayı’na silah ve eğitim gönderme yasağını kaldırdı. Azov askerleri üzerindeki bu yasak “Leahy Yasası”na dayanıyordu. Bu yasa insan hakları ihlallerinden sorumlu tutulan yabancı birliklere askeri yardım yapılmasını ve eğitim verilmesini yasaklıyor.

Beyaz üstünlükçü neo-Naziler

2014’te Rusya’nın işgaline karşı Ukrayna’yı savunmak için milislerden oluşturulan bu birlik başta “Azak Taburu” olarak adlandırılmıştı, Mariupol bölgesinde faaliyet gösteriyordu. Ukrayna Savunma Bakanlığı o dönemde gönüllüleri ordunun direnişine yardımcı olmaları için teşvik ediyordu. Azov taburu aynı yıl İçişleri Bakanlığı’na bağlı Azov Özel Polis Birliği’ne dönüştü ve sonra da Ulusal Muhafızlar’ın parçası haline geldi.

Azov savaşçıları 2015 yılında Mariupol ve çevresini Rus işgalinden kurtardı, Donetsk bölgesinde de bazı büyük çatışmalarda yer aldı. Ancak Azov Taburu’nun tartışmalara neden olan bir duruşu var. Tabur beyaz üstünlükçü, aşırı milliyetçi ve neo-Nazi ideolojisini benimsemiş gönüllülerden oluşuyor. 2014’te ilk kurulduğunda aşırı milliyetçi Ukrayna Vatanseverleri çetesiyle neo-Nazi Sosyal Ulusal Meclis (SNA) gönüllülerinden oluşan grup önceleri göçmenlere, Roman topluluğuna ve kendisine karşı çıkanlara fiziksel saldırılar düzenlemesiyle öne çıkıyordu.

Taburun dönemin sözcüsü Andriy Diaçenko 2015’te Azovların yüzde 10 ila 20’sinin Nazi olduğunu söylemişti. Birlik Nazi ideolojisini bir bütün olarak benimsemediğini söylese de gamalı haç ve SS kıyafetleri gibi Nazi sembollerini üniforma ve vücutlarında kullanıyorlar. Tabur 2018’in ocak ayında başkent Kiev’de “düzeni yeniden tesis etme” iddiasıyla National Druzhyna adını verdikleri sokak devriyesi birimini faaliyete geçirdi ama birim devriyelerden ziyade Roman topluluğuna karşı kıyım yaptı, LGBTQ+ bireylere saldırdı.

Amerikan dergisi The Nation 2019’da “Ordusunda neo-Nazi oluşuma sahip dünyadaki tek ülke Ukrayna” diye yazmıştı. 

ABD’nin yasağı kaldırmasını ‘memnuniyetle’ karşıladılar

Dünyayı “özgürleştirmesiyle” övünen ama gittiği ülkelerden çıkarken geride yıkımdan başka bir şey kalmamış bir yer bırakan ABD’nin şiddet eylemleriyle tanınan Azov Taburu’na silah verecek olması birlikte tarafından memnuniyetle karşılandı. Tabur salı günkü açıklamasında “Bu birliğimizin tarihinde yeni bir sayfa. ABD’nin yardımına uygun görülmek Azovların savaşma kabiliyetini artırmakla kalmayacak, savaşçılarımızın hayatını ve sağlığını kurtarmaya yardımcı olacak. Azov, Ukrayna’yı işgalcilere karşı savunmada daha profesyonel ve etkili hale geliyor” dedi.

Ancak karar Rusya tarafında tepkiyle karşılandı. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov salı günü ABD’nin kararını kınayarak Washington’un “neo-Nazilere yanaşmaya bile hazır olduğunu” söyledi. Rusya’nın ABD Büyükelçisi Anatoly Antonov Washington’un attığı adımların “öfkeden başka bir işe yaramayacağını” söyledi. Tugayı “milliyetçi bir oluşum” olarak niteleyen Antonov Moskova’nın “ABD’nin terörle mücadeledeki yaklaşımlarından” endişe duyduğunu söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Rusların yaydığı “dezenformasyonun” birliğin itibarını sarsmaya çalıştığını iddia etti. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü “Rusya uzun zamandır Ukrayna’nın 12. Özel Kuvvetler Tugayı Azov Ulusal Muhafız Birliği’ni 2014 yılında Rusya’nın işgaline karşı Ukrayna’yı savunmak için kurulan ve ‘Azıv Taburu’ olarak adlandırılan milisle aynı göstermeye çalışıyor. Bu milisler 2015 yılında dağıldı ve Azov Özel Kuvvetler Tugayı’nın o grupla alakası yoktur” dedi.

Bakanlık Leahy inceleme süreci sonucunda 12. Azov Özel Kuvvetler Tugayı’nın “Ağır insan hakkı ihlali yaptığına dair herhangi bir kanıt bulamadıklarını” söyledi. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin (OCHA) 2016 yılında yayınlanan raporunda Azov Taburu uluslararası hukuku ihlal etmekle suçlandı. Rapora göre Azov savaşçıları sivilleri hedef alıyor, sivillerin mülklerini yağmalıyor, Donbas bölgesinde esir aldıklarına tecavüz ediyordu.

Bu arada geçen hafta Fransa’da D-Day’in 80’inci yıldönümü şerefine düzenlenen törenlere 20 milyondan fazla asker ve sivilin öldüğü ve Almanya’ya karşı en büyük direniş örneklerinden birini gösteren Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) halefi Rusya davet edilmedi. ABD Başkanı Joe Biden da konuşmasında Nazilerden çok Rusya’yı hedef alan açıklamalar yaptı.

Kremlin, 5 Azov komutanının iadesine tepkili: Türkiye anlaşmayı ihlal ettiKremlin, 5 Azov komutanının iadesine tepkili: Türkiye anlaşmayı ihlal etti

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.