Fransa’da barışçıl yürüyüşe polis şiddeti damga vurdu: Bastille Günü’nde havai fişek yasak
Resmi verilere göre 250 bin, resmi olmayan verilere göre 600 binden fazla kişi Fransa'da aşırı sağı protesto etmek için sokağa döküldü. Koltuğu kötü bırakan eski Cumhurbaşkanı Hollande siyaset sahnesine milletvekili adaylığıyla dönüyor.
Avrupa Parlamentosu belki de en büyük depremini Fransa’da yaşattı. Aşırı sağın yükselişi Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a büyük kumar oynattı. Parlamentoyu fesheden Macron erken seçimi Marine Le Pen’in partisi aşırı sağcı Ulusal Birlik’in kazanmasını istemeyenlerin sokaklara dökülmesine neden oldu. Bu sırada yarış için saflar sıklaşmaya başladı bile. Ülkenin sosyalist eski Cumhurbaşkanı François Hollande da milletvekilliğine adaylığını koyacağını açıkladı.
Fransız aşırı sağının AP seçimlerini açık farkla kazanmasının ardından Macron’un parlamentoyu feshetmesi ülkenin siyasi hatlarını yeniden çizdi. Sol seçimler için güçlerini birleştirirken sağcı parti Cumhuriyetçiler’in lideri Eric Ciotti, Le Pen’in partisiyle işbirliği yapmak isteyince partinin diğer bileşenleri tarafından ihraç edildi. Kararı kabul edilmeyen Ciotti kendisini odasına kilitleyerek koltuğuna sıkı sıkıya tutunmaya çalıştı hatta. Cumartesi günü 250 bine yakın insan aşırı sağa karşı protestolara katılsa da son anketler aşırı sağın seçimleri rahat alacağını gösteriyor. İşte böyle bir ortamda Hollande kendini bir kez daha gösterdi.
2012-2017 yılları arasında ülkenin cumhurbaşkanlığını yapan Hollande koltuğu bıraktığında popülerliğini büyük ölçüde kaybetmişti. Solun aşırı kesimi Hollande’den hoşlanmıyor. Bununla birlikte Hollande seçimler için kurulan ve Sosyalistler, Yeşiller ve Komünist Parti’den oluşan Yeni Halk Cephesi’nin güneybatıdaki Corrèze bölgesi için milletvekili adayı olacağını açıkladı.
Hollande bölgenin merkezi Tulle’de gazetecilere verdiği demeçte “İstisnai durum için istisnai bir karar” sözleriyle sürpriz dönüşünü açıkladı. Son dönemde medya da görünürlüğünün artması nedeniyle hakkında yeniden cumhurbaşkanlığına adaylığını koyacağı spekülasyonları çıkan Hollande “Kendi çıkarımı düşünmüyorum. Sadece halka hizmet etmek istiyorum. Fransa’da aşırı sağın iktidara gelmemesi için hepimiz bir şeyler yapmalıyız” diyerek yeni ittifaka destek verdi.
Sosyalist Parti durumu soğukkanlılıkla karşılarken isminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir parti yetkilisi haber karşısında “yıkıldıklarını” söyledi. Her şeye rağmen durumu kabullendiklerini belirten yetkili “Mümkün olabilecek en geniş sol ittifakı kurmak istediğimizi söylemiştik” dedi. Seçim Komisyonu Başkanı Pierre Jouvet ise Hollande’nin adaylığını not aldıklarını söyledi.
Sol her ne kadar birleşme mesajları verse de ilk krizini cumartesi günü yaşadı. Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partisinin önde gelen milletvekillerinin yeniden aday gösterilmediklerini fark etmeleri üzerine kayış koptu. Yeniden aday gösterilmeyenlerin çoğu LFI’nin lideri Jean-Luc Mélenchon ile kamuoyu önünde anlaşmazlığa düşmüştü. Hem onlar hem de destekçileri “tasfiye” olarak gördükleri bu durumu kınadı.
20 minutes gazetesine konuşan Mélenchon kimsenin koltuğunun ömür boyu garantide olmayacağının altını çizerek “Sol kanadın ağır basacağı parlamento grubunda siyasi tutarlılık ve sadakat yönetme gücü için bir gerekliliktir” dedi. Mélenchon bunları söylerken yakın müttefiki olarak bilinen ve 2022’de aile içi şiddetten suçlu bulunan Adrien Quatennens’in aday listesinde yer alması öfke yarattı.
Biraz önce bahsettiğimiz Cumhuriyetçiler sorunu da gözleri yeniden hem eski cumhurbaşkanı hem de Cumhuriyetçilerin eski lideri Nicolas Sarkozy’ye çevirtti. Sarkozy Journal du Dimanche gazetesine koalisyon konusunu parti yönetimine danışması ve bunu üyelerin oylarına sunması gerektiğini söyledi. Ancak ortaklıkta Cumhuriyetçilerin payının küçük olacağını söyleyerek bunun pek de akıllıca olmayacağını ima etti.
Seçimlerin ilk turu 30 Haziran’da, ikincisi ise 7 Temmuz’da yapılacak. Paris’teki protestolara katılan 60 yaşındaki Florence David “Aşırı sağın iktidara geldiğini göreceğimi hiç düşünmezdim, ama şimdi böyle bir şey olabilir” diyor.
İçişleri Bakanlığı’na göre 75 bini Paris’te olmak üzere Fransa’daki protestolara 254 bin kişi katıldı. CGT sendikasına göre sayı çok daha yüksek: 250 bini Paris’te olmak üzere ülke genelinde protestolara 640 bin kişi katıldı. Marsilya, Nantes, Lyon ve Lille gibi şehirlerde 150’den fazla yürüyüş düzenlendi.
Bununla birlikte 20 yılda ülkede aşırı sağın yükselişine karşı endişenin yarı yarıya indiğini gösteren birtakım işaretler var. Le Monde’da kısa süre önce yayınlanan yazıya göre daha sonra Ulusal Birlik olarak değişecek. Ulusal Cephe’nin 2002’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci olup bir sonraki tura yükselmesi nedeniyle Fransa genelinde yaklaşık 1,5 milyon kişi sokağa dökülmüştü.
Geçen hafta yapılan anketler Le Pen’in partisinin ikinci tura kalacağına ve 577 sandalyeli mecliste çoğunluğu elde edemeyecek olsa bile 270 sandalyeye sahip olacağına işaret ediyor. Bu RN’nin son seçimlerde kazandığı sandalye sayısının üç katı. Bu senaryoda RN parlamentonun alt kanadının en güçlü partisi haline gelecek ve Le Pen bir sonraki başbakanı seçmek için öne çıkacak. Macron’un cumhurbaşkanlığı görevine bir şey olmayacak ama meclisin alt kanadının aşırı sağın eline geçmesi yasaların meclisten daha zor geçmesi anlamına geliyor. Yani Macron üç yıl boyunca kendini kilitlemiş olacak.