Karar verildi: Trump gayrimenkullerine değer biçerken dolandırıcılık yaptı
Maliyeye göre Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ve Gayrimenkul Yatırım Fonları aslında inşaat finansmanı için bulunmuş yöntemlerdi, ama bizde tam tersine işledi, emlak zenginlerinin vergiden kaçınmasına yardım etti.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın vergi reformu amacıyla hazırlayıp 24 Mayısta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yaptığı sunum Türkiye’deki vergi adaletsizlikleri hakkında medyanın ve muhalefetin bile dile getirmediği çok sert eleştiriler içeriyor. İşte bu eleştirilerden biri son 20 yılın modası olan ve artık pek çoğu halka açık şirket haline de gelen Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ve Gayrimenkul Yatırım Fonu adı verilen özel şirketleri ilgilendiriyor.
Aslında GYO ve GYF’ler Türkiye’de büyük çaplı inşaat projelerinin finansmanının daha kolay sağlanması için icat edilmiş özel şirket türleri. Ama Gelir İdaresi’nin sunumuna göre sistem tam tersi yönde işledi; zaten gayrimenkul zengini olan ve bu gayrimenkullerinden kira geliri elde eden kişi ve şirketler mevcut gayrimenkullerini GYO veya GYF adı altında birleştirmeye, öyle işletmeye başladı. Böylece vergi avantajından yararlandı. Çünkü gayrimenkul zengini kişi veya şirketlerin GYO-GYF tercihinin ardında da bu özel şirketlere tanınan kurumlar vergisi istisnası yatıyor.
Gelir İdaresi’nin sunumunda bu durum aynen şöyle ifade ediliyor:
‘GYO ve GYF’lere tanınan kurumlar vergisi istisnasındaki temel amaç gayrimenkul sektörünün geliştirilmesine katkıda bulunmak, nitelikli ve büyük ölçekli gayrimenkul üretimini teşvik etmek, sürdürülebilir gayrimenkul arzını temin etmek ve bu suretle sektörün ülke ekonomisine sağladığı katkıyı azami seviyeye çıkarmaktır.
Ancak son dönemlerde her türlü gayrimenkul ticaretiyle uğraşanların kazançları veya gayrimenkul kira geliri elde edenlerin kazançları gibi bu amaca hizmet etmeyen ve vergilendirilmesi gereken kazançların gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklıkları bünyesine alınarak vergiden istisna edilmeye çalışıldığı görülmektedir.’
Mevcut uygulamada GYO ve GYF’ler bir yılda elde ettikleri kazançlarının yarısını ortaklarına dağıtmaları halinde kalan yarısından kurumlar vergisi ödemiyor (Dağıtılan kısımdan ortak olan şirketler kurumlar vergisi, borsadaki yatırımcılar dahil bireysel ortaklar ise gelir vergisi ödüyor ve Gelir İdaresi’nin hesabına göre GYO ve GYF kazançlarından gerçekte toplam yüzde 11,5 oranında vergi alınabiliyor).
Gelir İdaresi Başkanlığı sunumunda bazı somut örnekler de vermiş. Örneğin bir kişi kendisine ait Ankara’da bir AVM ve bir oteli GYO çatısı altına almış. GYO geçen yıl 1,5 milyar lira kazanç beyan etmiş; bunun yarısından vergi alınmış.
Bir başka örnekte gerçek işi depoculuk olan bir şirket anlatılıyor. 13 ilde 84 deposu olan bu şirket de depolarını GYO çatısı altına almış, böylece kazancının 800 milyon lirasını vergi dışı tutmayı başarmış.
Sunumda Gelir İdaresi Başkanlığı GYO ve GYF’ler için kazancın yüzde 50’sini dağıtma şartıyla istisnanın devam etmesini, ama kazancın istisna edilen kısmından, yani yarısından yüzde 0 kurumlar vergisi yerine bu pakette önerilen asgari kurumlar vergisinin alınmasını öneriyor.
Gelir İdaresi’ne göre Türkiye’de GYO statüsünde 35 ve GYF statüsünde de 125 şirket var. Bu önerilen asgari kurumlar vergisinin ödenmesi halinde söz konusu 160 emlak zengininden toplamda 20 milyar lira vergi alınacak.