Kemer takmak bu yüzden önemli: Uçak türbülansa girdi, bir ölü, 30 yaralı var
Karl Marx 'Kapital'i burada yazdı, Virginia Woolf ve Oscar Wilde ise burayı 'samimi bir kulüp' olarak nitelendirmişti. Şimdi, 25 yıl aradan sonra British Museum'daki kitap okuma salonu yeniden halka açılıyor.
Hırsızlık skandalıyla yaklaşık bir yıldır haber olan British Museum bu kez farklı bir olayla gündemde. Müenin 25 yıldır kapalı olan okuma salonu, nihayet kapılarını ueniden ziyaretçilere açıyor. 30 yıl boyunca çoğu gün burayı ziyaret eden Karl Marx’ın başyapıtı ‘Kapital’i yazdığı yer burasıydı. Üstelik bu büyük kubbeli salonu araştırma yapmak ve yeni kitaplar kaleme almak için mükemmel bir yer olarak gören tek yazar o değildi. Açıldığı 1857 yılından itibaren 140 yıl boyunca, aralarında Arthur Conan Doyle, Virginia Woolf, Oscar Wilde, Joseph Conrad, George Orwell ve Beatrix Potter’ın da bulunduğu Londra’nın büyük edebiyatçılarının çoğu okuma odasını hem samimi bir kulüp hem de paha biçilmez bir bilimsel kaynak olarak gördüler.
25 yıl sonra kapılarını yeniden açmaya hazırlanan British Museum’daki okuma salonunun maddi durumu iyi olmayan yazarlar ve akademisyenler için en büyük avantajlardan biri giriş ya da üyelik ücretinin bulunmamasıydı. Londra yıllarında büyük bir yoksulluk yaşayan ve hatta paltosunu rehin vermek zorunda kalan Karl Marx’ın ‘Kapital’i yazmak için burayı tercih etmesinin en önemli nedenlerinden biri de bu olsa gerek.
British Museum arşivcisi Francesca Hillier, “Bazılarının iddia ettiğinin aksine, Karl Marx’ın nerede oturduğunu gerçekten bilmiyoruz, Ama Lenin’in L13 numaralı koltukta oturduğunu biliyoruz. Bunların hepsi hala orada ve binanın geri kalanı gibi I. Derece koruma altında. Olağanüstü demir kütüphane de öyle: merkezi alanı çevreleyen ve kubbenin altındaki yüksek pencerelere doğru yukarı doğru uzanan kitap rafları. Bir zamanlar bu raflar yarım milyondan fazla kitaba da evsahipliği yapıyordu” Bunca kitabın burada olma nedenine gelecek olursak; Daha sonra St. Pancras’taki yeni yerine taşınacak olan British Library kuruluşundan itibaren bu dev salondaydı.
Bu görkemli odada dikkat çeken noktalardan biri de mimarı Sydney Smirke tarafından tasarlandığı gibi kubbesidir. Çapı 40 metreden fazla olan kubbe, Roma’daki Pantheon’dan esinlenerek tasarlanmış. Tavanı mermerden değil, asma kartonpiyerden yapılmış. Ancak oda, Londra’daki diğer tüm binalardan daha fazla altın varak içeriyor. Bu okuma salonu dönemine göre oldukça ilericiydi. Müze arşivcisi Francesca Hilliet bunu şu örnekle açıklıyor: “Kadınlar en başından beri içeri alınıyordu ve özel olarak ayrılmış bir masa grubu olmasına rağmen istedikleri yere oturabiliyorlardı, Bunun nedeni, erkeklerin davranışları ve bazı erkeklerin sarhoş olduğu konusunda çok fazla şikayetti”
İ997 yılında St Pancras’ta yeni British Library açıldığında tüm okuyucular bu muhteşem alandan çıkarıldı. Üç yıl sonra, dış cephesi güzel bir şekilde yeniden kaplanan okuma odası, mimar Norman Foster’ın British Museum’daki ikonik Büyük Avlu’sundaki cam çatıyı tutan merkez parça oldu. Çin’den getirtilen Terracotta askerlerinin sergilendiği 2007 yılını saymazsak yeni düzenleme sonrası bu alan uzun yıllar pek de makul bir neden olmaksızın kapalı kalmıştı. Ancak özellikle son bir yılda büyük prestij kaybı yaşayan müze yönetimi, insanlara cazip gelecek yeni unsurlar yaratabilmek adına uzun süredir açılması talep edilen okuma salonunu bu sayede nihayet yeniden hizmete almaya ikna oldu.