İngiltere’nin göçmenleri Ruanda’ya gönderme planı Avam Kamarası’ndan geçti
İngiltere'de iktidarın el değiştirmesiyle birlikte eski hükümetin göçmenleri Ruanda'ya gönderme planı suya düştü. Yeni Başbakan Starmer planın "ölü doğduğunu" söyledi. Ruanda ise şu ana kadar yapılan ödemeyi Londra'ya iade etmeyi reddediyor.
İngiltere’de Rishi Sunak liderliğindeki eski hükümetin göçmenleri Ruanda’ya gönderme planı, Keir Starmer öncülüğündeki İşçi Partisi’nin iktidara gelmesiyle birlikte iptal edildi. Bu değişiklik İngiltere’nin göçmen politikalarında önemli bir dönüşüm anlamına geliyor.
Yeni hükümetin göreve başlamasıyla birlikte çiçeği burnunda Başbakan Starmer, Ruanda Planı’nın ölü doğduğunu ve uygulanmayacağını açıkladı. Starmer, planın hem etik dışı hem de pratikte uygulanamaz olduğunu belirterek göçmen sorununun daha yapıcı ve adil çözümlerle ele alınması gerektiğini vurguladı. Başbakan ayrıca İngiltere’nin uluslararası hukuka ve insan haklarına saygılı bir göç politikası izleyeceğini taahhüt etti.
Starmer zaten seçim kampanyası boyunca da Ruanda Planı’na karşı olduğunu sık sık dile getirmişti. İşçi Partisi de bu süreçte daha insancıl ve sürdürülebilir bir göçmen politikası benimseyeceğini vadetti.
Ruanda Planı 2022 yılında dönemin Başbakanı Boris Johnson ve İçişleri Bakanı Priti Patel tarafından duyurulan bir girişimdi. Bu plan, İngiltere’ye yasa dışı yollarla giren sığınmacıların Ruanda’ya gönderilmesini ve iltica başvurularının burada değerlendirilmesini öngörüyordu. Hedef İngiltere’ye ulaşmaya çalışan göçmen akışını durdurmaktı. Anlaşma kapsamında Ruanda’ya gönderilen her sığınmacı için İngiltere, Ruanda hükümetine belirli bir ödeme yapacaktı.
Planın temel amacı İngiltere’ye yönelik yasadışı göçü caydırmaktı. Hükümet bu planla birlikte insan kaçakçılığı şebekelerinin önünü kesmeyi ve sığınma sisteminin yükünü azaltmayı hedefliyordu. Ancak plan birçok açıdan yoğun eleştiriler aldı. İnsan hakları örgütleri sığınmacıların güvenliği ve hakları konusunda endişeler dile getirdi. Ayrıca, planın hukuki ve etik boyutları da tartışma konusu oldu. Eleştirmenler, sığınmacıların zorla yerleştirileceği Ruanda’nın insan hakları sicilinin sorunlu olduğunu vurguladı.
İşçi Partisi hükümeti, göçmenlik ve iltica sisteminde köklü reformlar yapmayı planlıyor. Bu reformlar arasında daha hızlı ve adil iltica başvuru süreçleri, sığınmacıların topluma entegrasyonunu kolaylaştırıcı programlar ve uluslararası işbirlikleri yer alıyor. Ayrıca insan kaçakçılığıyla mücadeleye yönelik daha sıkı önlemler de alınması planlanıyor.
Yeni hükümetin politikaları, sığınmacılar için daha güvenli ve insancıl bir sistem oluşturmayı hedeflerken, İngiltere’nin göçmen sorunuyla ilgili uluslararası yükümlülüklerini de yerine getirmeyi amaçlıyor. Bu bağlamda, Ruanda Planı’nın iptali, İngiltere’nin göçmen politikasında önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.
Starmer’ın açıklamaları ve yeni hükümetin politikaları uluslararası toplumda da dikkatle izleniyor. İngiltere’nin göçmen politikalarında yaptığı bu radikal değişiklik diğer Avrupa ülkeleri için de bir örnek teşkil edebilir.
Yeni hükümetin uygulamaya koyacağı politikaların ne kadar etkili olacağı ve İngiltere’nin göçmen sorununu nasıl çözeceği ise zamanla görülecek. Ancak şimdiden Ruanda Planı’nın iptali, İngiltere’nin göçmen politikalarında daha insancıl ve etik bir yaklaşım benimseme yönünde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Plan 2022’de Ruanda’ya 240 milyon sterlin (310 milyon dolar) ödeyen önceki Muhafazakar hükümet tarafından hazırlanmıştı. Yasal zorluklar nedeniyle plan hiçbir zaman hayata geçirilemedi ve İngiliz hükümeti pazartesi günü anlaşmadan elde edilen paranın bir kısmının telafi edilebileceği umudunu dile getirdi.
Fakat Ruanda bu konuda Londra’daki yönetimle aynı fikirde değil. Başkent Kigali’de basına yaptığı açıklamada Hükümet Sözcüsü Yardımcısı Alain Mukuralinda, İngiltere ile düzensiz göçmenlerle ilgili yapılan anlaşmaya değindi. Mukuralinda, İngiltere-Ruanda anlaşmasında fonların geri ödenmesine ilişkin hiçbir şart bulunmadığını belirterek “Paranın iade edilmesi gerektiği hiçbir zaman öngörülmedi” dedi.
İngiltere tarafından Ruanda’ya verilen ödeneğin bir kredi olmadığına vurgu yapan Mukuralinda “Bu belirli adımları atmak için Ruanda’ya gönderilen paraydı ve söz konusu adımlar atıldı” şeklinde konuştu.
Ocak ayında 21 aydır devam eden programın durmasının ardından Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame, ülkeye hiç sığınmacı gönderilmemesi halinde bir miktar paranın iade edilebileceğini söylemişti. Ancak Ruanda hükümeti daha sonra İngiltere’ye geri ödeme yapma konusunda “herhangi bir zorunluluk” olmadığını açıkladı.
Bu arada Ruanda’nın başkenti Kigali’de sığınmacılar için konut inşa etmek üzere aylar önce işe alınan işçiler, Starmer’ın kararından duydukları endişeyi dile getirdiler.
Gahanga şantiyesinde çalışan bir işçi BBC’ye yaptığı açıklamada planın iptalinin “hayatlarını kötü etkileyebileceğini” söyledi.
Şantiyede çalışan işçiler günde 1.80 ila 6 sterlin arasında ücret alıyor ki, bu ücret Ruanda’daki inşaat işçileri için nispeten iyi bir ücret.
Mahalle sakini Mariya Nyirahabimana, inşaat başladığından beri mahallesindeki evlerin değerinin önemli ölçüde arttığını, ancak Gahanga’ya “yoksulluğun geri gelebileceğinden” korktuğunu söyledi.
Yasa dışı göç Birleşik Krallık hükümetinin karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biri. Bu yıl şimdiye kadar 13 binden fazla kişi küçük teknelerle Manş Denizi’ni geçti.
Bu rakam geçen yılın aynı dönemindeki rakamlardan daha yüksek olmakla birlikte 2023’ün tamamında 2022’ye kıyasla bir düşüş yaşandı.
Öte yandan Danimarka da Ruanda ile de benzer bir anlaşma yapmayı düşünüyordu ancak geçen yıl Ocak ayında görüşmeleri askıya aldı. Kopenhag yasadışı göçle mücadelede Avrupa içinde daha birleşik bir yaklaşım istediğini belirtiyor.
Tutuklanmasına itiraz kaldırılabilir: İngiltere seçiminin bir kaybedeni de Netanyahu mu olacak?
Ruanda planı İngiltere’yi karıştırdı: ‘Başbakan insanların hayatıyla kumar oynuyor’