Patron olsam işleri nasıl yönetirdim?
Pandemi sonrası artan işten çıkarmalarda çalışanların kendini güvensiz hissetmesine neden oldu. Psikologlara göre ayrıca patronlar pandemi dönemindeki liderliklerinden uzaklaşarak iletişimlerini azalttığı için çalışanlar artık onlara güvenmiyor.
Patronunuza güvenmekte zorluk çekiyorsanız yalnız değilsiniz. CNBC Make It’te yayınlanan makaleye göre, pandemi iş hayatında birçok şeyi olduğu gibi çalışanların patronlarına güvenini de altüst etti. Qualtrics’in baş işyeri psikoloğu ve çalışan deneyimi danışmanlık hizmetleri başkanı Ben Granger, birçok yöneticinin koronavirüs pandemisi öncesi durumlarına geri döndüğünü söylüyor. Ancak patronlar 2020 ve 2021’deki durumlarına göre daha az görünür oldu ve çalışanlarıyla etkileşimleri düştü.
Granger, yöneticilerin evlerinde çevrimiçi toplantılar yaptığı, pandemi deneyimlerini paylaşarak bağ kurduğu, aileler ve yaşam tarzları hakkında sohbet ettiği günlerin geride kaldığını söylüyor. Bu durumdan mutlu olan ve yöneticilerinin üst düzey liderliklerinin nasıl bir şey olduğunu gören çalışanlar, pandeminin etkisinin azalmasıyla birlikte iletişimin de azaldığını gördü. Granger’a göre iletişimin azalması, çalışanların eskisi gibi yakın ilişkiler hissetmemesine neden oldu.
Qualtrics’in Küresel Dayanıklılık Anketi’ne göre, çalışanların yüzde 67’si Mayıs 2020′de patronlarının sağlam iş kararları alacağına inanıyordu. Granger, bu oranın o zamandan bu yana azaldığını söylüyor. Granger, salgın sonrasında işten çıkarmaların da yaşanmasıyla çalışanların kendini daha da güvensiz hissetmeye başladığını söylüyor. Bazı işten çıkarmaların e-posta ya da mesajlaşma uygulamaları üzerinden yapılması da çalışanlar üzerindeki stresi artırıyor. Böyle bir atmosferde patronlar şirketlerini etkili bir şekilde yönetmekte zorlanabilir ve çalışanlar, sessiz istifa dönemine geçebilir ya da doğrudan istifa edebilir.
Granger bu dinamiği değiştirmek için patronların üç konuya öncelik vermesi gerektiğini söylüyor: Yeterlilik, dürüstlük ve iyilikseverlik.
Granger, “Çalışanlar bu üçünü patronlarında tespit ettiklerinde güvenme ihtimalleri artıyor. Onlar iyi değerlere sahip, bu değerlere sadık kalan ve diğer insanların çıkarlarını gözeten biri için çalışmak istiyor. Bazen bir hata yaparsınız ama karşınızdakini önemsediğinizi gösterirsiniz, insanlar bunu hoşgörü ile karşılar” diyor. Ona göre hem patronlar hem de çalışanlar için iletişim, dinleme ve iş birliği becerileri de son derece önemli.
İşyeri kültürü uzmanı Tom Gimbel’e göre, bu becerilere sahip kişiler işyerindeki ilişkilerini güçlendirebilir, güven oluşturabilir ve insanların parçası olmak isteyeceği bir kültür oluşturmaya yardımcı olabilir.
Chicago merkezli istihdam ajansı LaSalle Network’ün CEO’su Gimbel da “Ne kadar özgün olursanız, insanlar sizinle o kadar fazla bağ kuracak ve sizinle birlikte olmaktan o kadar çok keyif alacaktır” diyor.
Mimarlık firması Gensler’in eş CEO’ları Andy Cohen ve Diane Hoskins, patronunuz veya yöneticinizle ara sıra gayrı resmi toplantılar yapmayı öneriyor: “Gensler’in genç çalışanlarının çoğu için ister iş ister iş dışındaki hayat, hobilerimiz ve ilgi alanlarımız olsun, sadece kahve içmek ve sohbet etmek için olsun takvimimde 15 dakika ayırıyorum. Bu sohbetlerden ne kadar keyif aldığımı anlatamam. Bu konuşmalar gerçekten anlamlı ve üretken olabilir.”